Kuruçeşme Hanı

Doğal ve Kültürel Miras Kervansaray Han

Antalya’ya uzanan ticaret yolu güzergâhında Altınapa ve Kızılören hanlarının ardından Konya–Beyşehir yolu üzerinde bulunan üçüncü kervansaray yapısıdır. Selçuklu döneminde ticaret yolu üzerinde inşa edilen kervansarayların genel olarak 40 kilometre mesafelerle konumlandırıldığı bilinmektedir. Konya ve civarında birbirlerine bu kadar yakın ve yoğun biçimde kervansaraylar yerleştirilmesi, dönemin başkentinin ticari bakımdan canlılığını vurgular niteliktedir.

Kuruçeşme Hanı, kitabesine göre Sultan I. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde inşa edildi ve 1207 tarihlidir. Doğu–batı yönünde uzunlamasına dikdörtgen alanı kaplayan yapının planı birbirine eş büyüklükte iki alandan, kapalı kışlık bölümü ve açık avlulu bölümlerden müteşekkildir. Yapıya giriş, doğu yönündeki avlu kapısıyla sağlanmaktadır. Derinlemesine bir eyvan olan beşik tonozla örtülü giriş kısmının sağında ve solunda yine beşik tonozlu birer oda yer almaktadır. Girişin solunda bulunan ve sağdaki diğer odaya göre daha büyük olan birim, güney duvarındaki mihrap nişinden de anlaşıldığı üzere mescit olarak planlanmıştır. Uzunlamasına dikdörtgen avluda düzen, birbirlerine kemerlerle bağlanan dört adet serbest payeyle oluşturulan beş birimli eyvanların kuzey ve güney yönlerinde sıralanması şeklindedir. Simetrik bir plan gösteren avlu eyvanları toplam on adet olup üst örtü birimleri beşik tonozdur.

Kışlık olarak da adlandırılan ve konaklama amacıyla kullanılan kapalı birime, avlunun doğu kanadındaki taç kapıyla giriş sağlanmaktadır. Taç kapı, yapı kütlesinde dışa taşkın haldedir ve kapının alınlığında inşa kitabesi yer almaktadır. İç mekân, 13 serbest taşıyıcı ile üç nefe ayrıldı. Toplam 18 birimden oluşan barınak bölümünde, taşıyıcılar ve duvarlar arasındaki bağlantıları sağlayan kemerler sivri formdadır. Anadolu’da XIII. yüzyıl Selçuklu kervansaraylarında karakteristik olarak gözlendiği üzere orta nef yan neflere göre daha geniş ve yüksektir.

Yapıda, inşa malzemesi olarak giriş cephesinde düzgün kesme taş, diğer cephelerde ise kaba yonu taş kullanılmıştır. Günümüze ulaşmasa da Kuruçeşme Hanı’nda süslemeye yer verilmesi, kervansaray yapıları için bir farklılık olarak karşımızdadır. 2011 yılındaki restorasyon çalışmaları sırasında vaktiyle duvar yüzeylerinin sıvandığı ve sıva üzerine kare ve dikdörtgen şekillerinin çizildiği gözlenmiştir. Kazılarda, söz konuşu geometrik şekilli kasetler içerisine kırmızı renkli kıvrık dalları ihtiva eden bitkisel süslemeler yapıldığı ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte, bir Bizans kilisesinden alındığı anlaşılan çok sayıda sütun, lento taşı ve sütun başlığı gibi mimari elemanların yapı genelinde devşirme malzeme olarak kullanıldığı görülmektedir. Uzun yıllar boyunca harap olan ve terkedilen Kuruçeşme Hanı, 2011 ve 2015 yıllarında yapılan kapsamlı restorasyon çalışmalarının ardından ziyarete açılmıştır.

Referanslar

Aslanapa, O. (1984). Türk Sanatı I-II. İstanbul: Kervan Yayınları; Dursun, Ş. (2014). Anadolu Selçuklu Kervansaraylarında Süsleme Sanatı Örnekleri. İçinde; F. Atasoy (Editör), İpek Yolunda Türk Kültür Mirası (ss. 526-554). Ankara: Türk Yurdu Yayınları; Karpuz, H., Bozkurt, T. ve Mimiroğlu, İ. M. (2008). Konya-Kızılören’deki Tarihi Yapılar Üzerine Bir Araştırma. İçinde; A. Boran, O. Aytekin ve M. Top (Editörler), Uluçam Armağanı (ss. 157-176). Ankara: Van Çevre ve Kültür Derneği Yayınları; The Selcuk Han of Anatolia. (2020). Kuruçeşme Hanı, https:// http://www.turkishhan.org/kurucesme.htm, (Erişim tarihi: 12.05.2020); Türkiye Kültür Portalı. (2020). Kuruçeşme Hanı-Konya, https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/konya/gezilecekyer/kurucesme-hani, (Erişim tarihi: 15.05.2020).