Kazancı Bedih

Kişi Sanatçı

Şanlıurfa, 1929 - 2004)

Esas ismi Bedih Yoluk olan Kazancı Bedih, dokumacılık yapan Halil’in tek erkek çocuğu olarak 1 Ocak 1929 tarihinde Şanlıurfa’da doğdu. Genç yaşta evlenen ve yedi çocuğu olan Bedih, uzun yıllar kazancılık mesleğini yaptı. Çocukluğundan itibaren müzikle ilgilenen ustaya, yıllarca bakır kaplara şekil veren çekiç sesleri ilham kaynağı oldu. Belediyedeki memurluğu yanında, esas işi olan kazancılık nedeniyle bu lakapla tanındı. 1949-1975 yılları arasında emekli olana kadar yirmi altıyıl Belediyede işçi olarak çalıştı. 1975 yılında bir mahalli grupla gittiği taziyelerde, mevlüt ve gazel okumasıyla dikkatleri üzerine çekti. Sesinin ve yorumunun taklit edilememesiyle adını duyurdu. Kendine has bir hâli ve üslubu olan Kazancı Bedih, yörede “pir” diye çağrılmaya başlandı. Bugün iki binden fazla kasette kaydı bulunmaktadır.

Çocukluğundan itibaren cümbüş, ud ve tambur gibi müzik aletlerini çalmayı öğrendi. Sonraki yıllarda sanatını geliştirdi. Müziği sevmesinde Nacar Celal ve Necip Şıhe adlı ustalar çok etkili olurken, Tenekeci Mahmut Güzelgöz’den makam dersleri aldı.  Fuzûli, Kuddûsi, Nâbi ve Yaşar Nezihe gibi divan şairlerinin gazellerini kendine has bir tavırla okuyup, gazellerin yanında şarkı, türkü ve hoyratları da seslendirirdi. Divan şiirine sayısız eserler kazandırdı. Bir güfteyi farklı makamlarda gazel olarak icra edebilme yeteneğine sahip, son gazelhandır. Kazancı Bedih’in sesinin tonunu ve okurken takındığı tavrı, İbrahim Tatlıses, Mahsun Kırmızgül, Selahhattin Alpay, Mahmut Tuncer gibi birçok sanatçı örnek almaya çalıştı.              

Kazancı Bedih, Şanlıurfa yöresinde sıra gecelerine çağrılan en önemli isimlerden birisiydi. 1993 yılında İbrahim Tatlıses'in sunduğu İbo Show isimli televizyon programına çıktı. Burada Fuzuli'nin "Öyle sermestem ki idrak etmezem dünya nedir" diye başlayan sözleri ustaya yeni kapılar açtı. Fakat bu tür ortamlardaki yozlaşma nedeniyle farklı alanlarda şarkı söyleye yanaşmadı, sıra gecelerine para almadan katılmaya devam etti.  Aslında, Türk halkı ve medya Şanlıurfa'daki sıra geceleri geleneğini ve Şanlıurfa kültürünü onunla keşfetti. Kentin müzik kültürünün başında gelen sıra geceleri, onunla ivme kazandı ve gerek yurtiçinde gerek yurt dışında tanındı.

1996'da Yavuz Turgul'un yönettiği Eşkıya filminde "Nice bu hasreti dildar ile giryan olayım, yanayım aşkınla büryan olayım" dizeleri ile gündeme geldi. Bu dönemde televizyonlara neden az çıktığını soran bir basın mensubuna "Memlekette rakı kalmaz" esprisi ile gündeme geldi. 

2003 yılının Eylül ayında yetmiş altı yaşındayken bakırcılar çarşısındaki mesleğine geri dönme kararı aldı. Bu kararı almasında, müzik sektöründeki yozlaşma yanında, devlet tarafından sahip çıkılmama ve bir tür yalnız bırakılma refleksinin etkili olduğu bilinmektedir.  20 Ocak 2004’ de Kazancı Bedih ve eşi Şanlıurfa'daki evde uyudukları sırada, katalitik sobadan sızan gazdan zehirlenerek hayatlarını kaybettiler. Mahsun Kırmızıgül ile birlikte düet yaptığı Nemrut'un Kızı adlı parçaya sanatçının ölümünden sonra klip çekilmiştir. 

Referanslar

Rızvanoğlu, S. ve Yıldız, S. (2016). Şanlıurfa, Kültür ve İnançlar Diyarı. Şanlıurfa: Şanlıurfa Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları Şehir Kitaplığı Dizisi:26; https://www.kralmuzik.com.tr/biyografisi/kazanci-bedih, (Erişim tarihi: 8.11.2024); https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-80865/sanliurfa-halk-muziginde-kaynak-kisiler.html, (Erişim tarihi: 11.11.2024); https://www.aa.com.tr/tr/kultur-sanat/gazellerin-piri-kazanci-bedih-aniliyor, (Erişim tarihi): 02.09.2024; https://tr.wikipedia.org/wiki/Kazanc%C4%B1_Bedih, (Erişim tarih: 13.11.2024).