İznik Çini Fırınları Kazıları

Arkeolojik Kazı

İznik (Niceia), Küçük Asya’nın kuzey batısında bulunmaktadır. Kuzeyinde Karadeniz, güneyinde Phrygia / Frigya (İç Anadolu Bölgesi), Galatia/Galatya (Orta Anadolu Bölgesi), batısında Propontis (Marmara Denizi), doğusunda ise Paphlagonia / Paflagonya (Karadeniz kıyısı) ve Galatia ile sınırlanmış Bithinia / Bitinya (Bursa bölgesi) bölgesinde yer almaktadır.

İznik (Niceia), mitolojiye göre şarap tanrısı olan Dionysos’un kentidir. Tanrıça Kyble’nin kızı olan Nikaia hiç evlenmeyeceğine dair söz verir; fakat bir gün Hymnes adlı bir çoban Nikaia’yı görür görmez aşık olur. Nikaia çobana yüz vermediği gibi attığı bir okla öldürür. Bu durum karşısında Eros Nikaia’dan öç almak ister ve şarap Tanrısı Dionysos’a konuyu anlatır. Dionysos, Nikaia’yı derede yıkandığı bir vakit görüp aşık olur. Nikaia’nın Hymnes’i öldürdüğü gibi kendisinide öldüreceğini düşünüp Nikaia’nın yıkandığı ırmağa şarap katar ve Nikaia ile birlikte olur. Dionysos’tan gebe kalan Nikaia kendini öldürmek istemiş fakat Dionysos karşısında çaresiz kalıp çocuğu doğurur. Dionysos da Nikaia şerefine bu kenti kurmuş ve sevgilisinin adı olan Nikaia demiştir ve İznik Antik Çağ’dan itibaren bu isimle anılmıştır.

Yunanca kökenli Eis Ten Nika İeon Nikaia’ya anlamına gelen Eis ve Nik yani Eisnik, İsnik ve son olarakta İznik kelimesiyle günümüze kadar gelmektedir. İznik, tarihsel açıdan çok zengin bir kültürel mirasa sahiptir. Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait birçok esere sahip olan kent açık hava müzesi niteliğindedir. Osmanlı döneminin en önemli Türk çini ve seramiği ile ünlü bir kentidir. İznik’in dünyaca tanınmasının en önemli sebeplerinin başında Osmanlı İmparatorluğu döneminde (XIV., XV. ve XVI. yüzyıl) saraya ve dış piyasaya çini ve seramik üreten bir merkez olması gelmektedir.

İznik çini ve seramiklerine ait ilk somut bulgular Prof. Dr. Oktay Aslanapa başkanlığında 1963-1969 tarih aralığını kapsayan İznik Kazılarının ilk döneminde ele geçirildi. İznik kazı çalışmaları iki dönem halinde ele alınmaktadır. Birinci dönem kazı çalışmaları Prof. Dr. Oktay Aslanapa tarafından Orhan İmareti ve Hamamı Kazısı’dır. Kazı ve sondaj çalışmaları sonucu açığa çıkarılan seramik ve çiniler; Milet İşi, Haliç İşi, Şam İşi ve Rodos İşi gibi isimlerle tanımlandı. 1969 yılında ilk dönem kazılarına ara verildikten sonra Prof. Dr. Oktay Aslanapa başkanlığında İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyeleri ve öğrencileri tarafından oluşturulan yeni bir ekiple 1981 yılında ikinci dönem kazılarına başladı. 1980 yılındaki yol çalışmaları sırasında ortaya çıkan fırın kalıntılarının ardından 1981 yılından itibaren ikinci dönem ve İznik Çini Fırınları Kazısı’ adını aldı. Bunun nedeni ise 1980 yılında başlayan Roma dönemi Tiyatro Kazısı ile karışmaması içindir. 1980-1983 yılları arasında boş alanlardaki sondajlara önem verildi ve 1983 yılında, Belediye Hamamı olarak bilinen II. Murat Hamamının doğusundaki alanda yapılan sondaj çalışmalarında önemli buluntuların açığa çıkması sebebiyle düzenli olarak kazı çalışmalarına bu bölgede başladı. Birinci dönem kazılarında ele geçen çini ve seramiklerin asıl üretim yerinin İznik olduğu İkinci dönem Kazıları ile kanıtlandı. İkinci dönem kazılarının asıl amacı fırın bölgelerinin tespitidir. Bu nedenle kentin farklı bölgelerinde ilk üç yıl sondaj çalışmaları yapıldı.

1981 yılından günümüze kadar devam etmekte olan kazı çalışmaları Prof. Dr. Oktay Aslanapa ve Prof. Dr. Ara Altun’dan sonra 2007 yılından itibaren İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünden Yard. Doç. Dr. Belgin Demirsar Arlı’nın başkanlığında yürütülmektedir. Buradaki kazı çalışmaları yılın belirli dönemlerinde yaklaşık iki ay olmak üzere sürdürülmektedir. Arkeolojik kazı çalışmaları sabahın erken saatlerinde arazi çalışması ile başlamaktadır. Arazi çalışmaları, 5x5 metrelik plankarelere göre ayrılmakta olup, tabaka kaldırma yöntemi ile zemin kotu yaklaşık dört metre derine kadar inmelidir. Kazı çalışmaları sırasında ele geçen buluntular her plankarenin kendine ait etiketlenmiş olan kasasında toplanmaktadır. Arazi çalışması sonunda ise kazısı yapılan plankare temizlenmekte ve fotoğrafı çekilmektedir. Elde edilen buluntuların ölçümleri ve çözümleri yapılarak günlük rapor hazırlanmaktadır. Günlük olarak ele geçen buluntuların topraktan arındırılma işlemi kazı alanında oluşturulan bir yıkama bölümünde gerçekleştirilmektedir. Yıkanıp kurutulan buluntular ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmek üzere envanter / labaratuvar birimine bırakılmaktadır. Envanter çalışmalarında ele geçen buluntuların tasnifleri yapılıp desen, teknik ve form açısından farklı olanların çizimleri oluşturulup envanter fişi hazırlandı. Kırık olarak ele geçen buluntuların ise aynı kaba ait olan diğer parçaları da ayrılarak birleştirilmesi için kazı restoratörüne teslim edilmektedir. Bir kazı sezonu sonunda elde edilen buluntulara bakılarak İznik’te üretimin yoğun olduğunu görmek mümkündür. (XVIII. yüzyıla kadar İznik önemli bir çini üretim merkezi olma özelliğini sürdürdü.)

Kazı buluntuları arasında formları kadar bezemeleriyle de ön plana çıkan eserler görmek mümkündür. Örneğin beyaz zemin üzerine mavi tonları ile renklendirilen parçada hatayı ve saz yaprakları arasında oturtulmuş bir ördek tasvir edilmiş olup bu parçanın tüm bir örneği British Museum koleksiyonunda yer almaktadır.

Rodos işi olarak nitelendirilen İznik kazılarında ele geçen çinilerin ilk kez kullanıldığı en erken tarihli yapı İstanbul Süleymaniye Camii olarak bilinmektedir. Süleymaniye Camii’nin inşası sırasında çinilerinin bir fermanla İznik’e sipariş edildiği bilinmektedir. Ayrıcı bu çinilerin birer parça örnekleri de Sadberk Hanım ve Gülbenkyan Müzesi'nin koleksiyonlarında bulunmaktadır.

İstanbul’daki Süleymaniye, Rüstem Paşa, Ramazan Efendi, Yeni Camii, Sultanahmet Külliyesi, III. Murat Dairesi, II. Selim ve Eyüp Sultan Türbesi çinilerinin bir bölümünün, İznik’teki kazısı yapılan Çini atölyesinde üretilmiş olduğu söylenmektedir.

Kazı sezonu sonunda ele geçen buluntular, İznik Müzesi (2012 yılından itibaren tadilat nedeniyle kapalı olan müze 3 Temmuz 2020’den itibaren ziyaretçi kabulüne başlandı) ve İznik Ayasofya Müzesi’nde sergilenmek üzere bakanlık temsilcisi tarafından teslim edilmektedir. Bu müzeler pazartesi günleri dışında her gün 08:00-12:00 / 13:00-17:00 saatleri aralığında ziyarete açıktır. Ilıpınar Höyük Kazısı, Menteşe Höyük Kazısı ve İznik Tiyatro Kazısı; İznik Çini Fırınları Kazısı yakın çevresindeki önemli örenyerleri arasında yer almaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Akbaygil, I., İnalcık, H. & Asla, 0.(2004). Tarih Boyunca İznik. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları; Bildirici, M. (2018). Antik Çağda Bitinya (Bursa) Bölgesi ve Buradan Dünya’ya Yayılan Kültür. Muğla; Demirsar Arlı, B. (2018). İznik Çini Fırınları Kazı Buluntularından Çini Örneklerin Değerlendirilmesi, Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisi, 7 (1); Ekici, C. – Bali, A. (2011). İznik Tanıtım Broşürü, Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü, Ankara; Sürük, H. B. (2015). Dünden Bugüne İznik Çini Fırınları Kazısı. Bursa.