Özel iklim koşullarının iyileştirici bir etkiye sahip olabileceği, Antik Çağ’dan bu yana bilinmektedir. Aydınlanma Çağı’nda iklim kürleri, fiziksel bir zindelik aracı olarak önerildi. İklim kürü XIX. yüzyılda bazı solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanıldı. Almanca konuşan birkaç doktorun, özellikle tüberküloz durumunda irtifa iklimlerinin tedavide yararlı olduğunu belirtmesi, iklim kürüne olan ilgiyi artırdı. Doktor Hermann Brehmer (1826-1889), o zamana kadar iyileştirilmesi imkânsız gibi görünen tüberküloz hastalığının iklim kürü ile iyileştirilebileceğini belirtti. Brehmer, ikliminden dolayı bağışıklı yerlerin orada yaşayan halkı tüberkülozdan koruyucu ya da hastalık durumunda iyileştirici etkiye sahip olduğunu gözlemledi. Brehmer 1863 yılında akciğer rahatsızlarının tedavisi için Schlesien’deki Görbersdorf’ta (bugünkü Polonya) bir sanatoryum inşa ettirdi. Sağlık turizmi içerisinde değerlendirilen iklim kürleri, adı geçen destinasyonun gelişmesine de katkıda bulundu.

Bu çalışmalara benzer gelişmeler, Alman kökenli doktor Alexander Sprengler (1827-1901) tarafından bir iklim kürü öncüsü olarak İsviçre’de başlatıldı. Davos’ta bir taşra doktoru olarak, burada yaşayanların tüberküloz hastalığına yakalanmadıklarını tespit etti ve bunu da iklim ile açıkladı. Sprengler, bu teorisini yayınladı ve 1860 yılına gelindiğinde Davos’taki pansiyonlara ilk iklim kürü misafirleri kabul edilmeye başladı. İlerleyen yıllarda Davos’ta birçok akciğer sanatoryumu kuruldu ve Davos kendisini iklim kürü yerleşkesi olarak adlandırdı. Buraya tüm Avrupa’dan hastalar geldi. Avusturya’daki iklim kürlerinin Almanya ve İsviçre’deki gelişmelerin ışığında gerçekleştiği söylenebilir. İklim küründen, günümüzde astım ve bronşit gibi rahatsızlıkların tedavisinde yararlanılmaktadır.

Tanınmış iklim kürü merkezleri sağlığı arttırıcılığı ispatlanmış açık ve şifalı bir havaya sahiptir. İklim kürleri 150 yıldan fazla bir süredir var olmakla birlikte günümüzde yeniden keşfedilmektedir. Hepsinden önemlisi, kendini iyileştirme güçlerini artırmaya odaklanan bütüncül terapi yaklaşımları, hastalar tarafından olumlu karşılanmaktadır. Tanınmış doğal çözümler olarak, sağlık sigortası şirketleri genellikle kronik hastalıkların maliyetini karşılamaktadır. Hastalar, neredeyse bir yıl boyunca üç haftalık bir kürün rahatlatıcı etkilerinden yararlanmaktadır. İklim kürleri genellikle yüksek dağlarda ve deniz kıyısında, doğal mağaralarda ya da eski madenlerde gerçekleştirilmektedir. Her iklim kürü, akciğer rahatsızlıklarının tümünde etkili olmayabilmektedir. Temiz dağ havasındaki kirleticiler, egzoz gazları ve polenler, vadi veya şehir havasından çok daha düşüktür. Alerji ve astım hastalarına uygun olan iklim kürü merkezleri, deniz seviyesinden 1.200 metrenin üzerinde olan yerlerdir.