Hacılar Hanı

KERVANSARAY VE HAN Han DOĞAL VE KÜLTÜREL MİRAS Han Mimarlık

Erzurum'un, Yakutiye İiçesine bağlı Ayazpaşa Mahallesi’nde konumlanan han yapısının üzerinde herhangi bir inşa kitabesi veya tarihsel bilgi içeren yazıt bulunmamaktadır. Ancak yapı hakkında edinilen bilgiler doğrultusunda, ilk inşasında ahşap malzeme kullanılarak iki katlı olarak tasarlandığı, 1860’lı yıllarda meydana gelen büyük bir yangında ciddi hasar gördüğü ve 1871 yılında Hacı Abdurrahman ile Bitlisli Hacı Abdulgani Efendi tarafından kâgir malzeme ile yeniden inşa edildiği bilinmektedir. Hanın ismine ise 1880 ve 1911 yıllarına ait vakfiye kayıtlarında rastlanmakta olup, bu belgeler yapı hakkında tarihî veriler sunmaktadır.

Kent merkezinde önemli bir konuma sahip olan ve düzensiz bir yerleşim planına sahip han, açık avlulu ve zemin katta tek katlı bir düzende inşa edilmiştir. Yapı, avlu etrafında sıralanan odalar etrafında şekillenen bir mimari anlayışla planlanmıştır. Hacılar Hanı’na kuzey ve batı yönlerinden iki ayrı kapı açıklığıyla giriş sağlanmaktadır. Günümüzde daha çok kullanılan giriş, kuzeyde caddeye açılan yuvarlak kemerli, silmelerle çerçevelenmiş, mimari açıdan daha gösterişli olan ve üzeri tonoz örtüyle kapatılmış kapıdır. Batı yönündeki giriş ise sadeliği, genişliği ve yüksekliği dikkate alındığında, yük taşıyan hayvanların ve arabaların geçişi amacıyla tasarlanmış olmalıdır; bu kapı günümüzde ahşap kirişler üzerine oturtulan geçici bir saç örtüyle kapatılmıştır. Her iki girişten uzun bir koridor vasıtasıyla hanın açık avlusuna ulaşılmaktadır. Derinlemesine dikdörtgen planlı olan ve yaklaşık 15 x 36 metre boyutlarına sahip revaklı avlu, 1950’li yıllarda yapılan müdahalelerle özgünlüğünü yitirmiş, revaklar kapatılarak odalara dahil edilmiştir.

Han içerisinde yer alan odalar kare veya dikdörtgen formlarda düzenlenmiş olup, sokağa cepheli olanların eyvan tarzında biçimlendirildiği gözlemlenmektedir. Ayrıca yapı içerisinde yer alan merdivenler aracılığıyla ikinci kata ulaşım sağlanmakta, odalarda ise alt kata açılan depo mekânlarına rastlanmaktadır. Bu tür uygulamalar, han mimarisinde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.

Her ne kadar Hacılar Hanı genel anlamda tek katlı bir plana sahipmiş gibi görünse de, bazı bölümlerinde ikinci katlı düzenlemeler olduğu anlaşılmaktadır. Batı girişinden avluya girildikten sonra sağ kısımda yer alan taş merdiven, yapının toprak çatısına ve cepheye bakan, üç pencereli ahşap hatıllı, moloz taş örgülü bekçi odasına ulaşımı sağlamaktadır. Tarihî fotoğraflarda tespit edilen bu oda, zamanla içerisine briket tuğla kullanılarak örülen yeni duvarlar aracılığıyla genişletilmiş, özgün niteliğini kaybetmiş ve günümüzde depo olarak kullanılmaktadır.

Bu özgün bekçi odası dışında, hanın dış cephesine yansıyan kısımlarında zaman içerisinde farklı işlevsel ihtiyaçlara binaen inşa edilmiş çok sayıda sonradan eklenmiş katlar bulunmaktadır. Bu eklentiler; kullanılan yapı malzemesi, pencere tasarımları ve örtü sistemleri bakımından yapının özgün mimari karakteristiklerini yansıtmamaktadır.

Han yapısında, özellikle avlu çevresinde konumlanan odaların örtü sistemlerinde hem bölgesel hem de geleneksel yaklaşımların etkili olduğu görülmektedir. Doğu köşedeki mekânda ahşap sütunlar üzerine oturtulan kırlangıç kubbe, bazı odalarda düz ahşap kiriş-kolon sistemi ve kimi mekânlarda tonoz örtü uygulamaları dikkat çekmektedir. Bazı mekânlarda ise örtü sisteminin kirişler üzerine yerleştirilmiş sac malzeme ile sonradan kapatıldığı tespit edilmiştir.

Genel olarak Hacılar Hanı, mimari kurgusu itibarıyla sade bir tasarım anlayışına sahiptir ve yapıda kapsamlı bir süsleme programına yer verilmemiştir. Ancak kuzey cephede yer alan ana giriş kapısının kemerinde, özellikle de kilit taşı üzerinde, yapıya simgesel ve estetik vurgu kazandıran dikkat çekici bir bezeme unsuru yer almaktadır. Oyma tekniğiyle uygulanmış olan bu süsleme kompozisyonunun alt kısmında yürek formu içerisine yerleştirilmiş bir gülbezek motifi bulunmakta, üst kısmında ise içe ve dışa kıvrılan akantus yapraklarının oluşturduğu volütlerle yükselen stilize edilmiş bir hayat ağacı figürü gözlemlenmektedir. Bu bezeme detayı, yapının genel sadeliği içinde giriş aksında sembolik bir anlam ve görsel zenginlik kazandıran tek unsur olarak değerlendirilmektedir.

Referanslar

Deniz Bulut, A. (2014). Osmanlı Mimarlığının Batılılaşma Sürecinde Erzurum Şehir İçi Hanları. (Yüksek Lisans Tezi). Ankara: Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü; Hüseyin Yurttaş vd. (2024). Tarihi ve Kültürel Varlıklarıyla Erzurum. Erzurum.

Konuyla ilgili diğer maddeler için bkz.: