Cezaevi Müdürü olan babanın oğlu olarak Tokat’ta doğmuş olmakla birlikte Türkiye’nin birçok ilinde bulundu. Ancak bu illerden onun yaşamında en kalıcı izler bırakan il, Eskişehir oldu. Çünkü ilkokula Eskişehir’de başladı ve daha önemlisi çocuk yaşta Nazım Hikmet ile tanıştı. İlk ticari girişimciliğe de Eskişehir pazarında domates satmakla başladı. Küçük Hamdi’nin aslında okul ile arası hemen hemen hiç iyi olmadı. Liseyi uzun sürede bitirebildi, ancak her zaman ticarete ve girişimciliğe karşı ilgili oldu. İlkokul sıralarında başlayan ticari girişimcilik deneyimi, kendi deyimiyle ona özgüven kazandırdı; daha sonra ticaretin birçok alanında hem de ilk girişimleri gerçekleştirmesi ilkokuldaki pazarcılık deneyimine dayanmaktadır. Ticaret alanında başarısından dolayı okul ile olan arası çok iyi olmadı, sürekli değişik iş alanlarında yeni olanaklar aradı. Hamdi Yücel Gürsoy’un turizm ile tanışması Nail Çakırhan sayesinde oldu. 1980’li yılların başında Akyaka sadece Muğla’da bilinen, birkaç pansiyon ve birkaç balıkçı lokantasının bulunduğu bir köy görünümündeydi. 1980’li yıllarla birlikte iç turizm açısından bir hareketlenme başlamış olmakla birlikte turizm açısından nitelikli yatak kapasitesi yok denecek düzeydeydi. İşte bu ortamda Hamdi Yücel Gürsoy bir bakıma tesadüfi bir şekilde Nail Çakırhan ile tanıştı. Nail Çakırhan ile tanışması Hamdi Yücel Gürsoy’a yeni bir dünyanın kapılarını araladı, bu tanışıklık sayesinde Hamdi Yücel Gürsoy Halikarnas Balıkçısı, Oktay Akbal ve İlhan Selçuk ile tanıştı. Ancak belki de en az bunlar kadar önemli olan ise Hamdi Yücel Gürsoy, Nail Çakırhan sayesinde turizm sektörü ile tanıştı. Bu dönemde Akyaka Muğla’dan günübirlik gelenlerin piknik yeri olup öğleden sonra ve akşamları ise balık lokantalarında vakit geçirilen bir yerdi. Ancak Nail Çakırhan buranın dünyada eşi benzeri olmayan bir yer olduğunu ve bunun tüm tarih boyunca da böyle olduğunu bilmektedir. Bu bilgilerini zaman zaman Hamdi Yücel Gürsoy ile de paylaştı. Sonuçta bu tartışma ve fikir alışverişleri Hamdi Yücel Gürsoy’un Akyaka’da ilk turizm konaklama işletmesi yatırımını yapması ile sonuçlandı. Hamdi Yücel Gürsoy bugün Yücelen Otel’in bulunduğu yerde 1980-1981 yılında ilk bungalov tipi konaklama işletmesi kurdu. Daha sonraki yıllarda bu işletme büyüdü ve genişledi ve bugünkü Yücelen Otel halini aldı. Hamdi Yücel Gürsoy’un 1980’li yıllarda çalıştığı sektör orman ürünleri üretimi olup, yöredeki deyimle keresteciliktir ve turizm ile bir ilgisi yoktu ve hatta bir keresteci için turizm bilinmeyen ve son derece riskli bir sektördü. Bundan dolayı Hamdi Yücel Gürsoy turizm alanına yatırım yapmak istediğinde; turizmin, bilinmeyen ve o dönem için riskli bir sektör olmasında dolayı ilk önce kendi babası karşı çıktı. Ancak Hamdi Yücel Gürsoy bir yatırımcı olarak Muğla’da ve Türkiye’de turizmin gelişim eğilimini görerek, Akyaka gibi hiçbir nitelikle turizm konaklama tesisininbulunmadığı bir yerde son derece riskli bir sektör olan turizm sektörüne dikkate değer ölçüde bir yatırım yaptı. Hamdi Yücel Gürsoy yapmış olduğu Yücelen Otel yatırımı ile Akyaka’nın günümüzde sadece ulusal düzeyde değil aynı zamanda uluslararası düzeyde bilinen ve tanınan bir turizm destinasyonu haline gelmesine öncülük etmiş örnek bir girişimcidir. Gürsoy sadece turizm alanında değil sağlık ve eğitim alanlarında da öncü ve örnek girişimlere sahiptir. Muğla’daki ilk özel hastaneyi kurmuş ve birçok özel eğitim kurumunun kuruluşuna öncülük etti.