Fresne-Canaye Seyahatnamesi

Seyyah ve Seyahatname Seyahatname

Maddeye katkıda bulunan yazarlar:
Yazar: Songül Çilem KAYA (2020) (Madde metni için tıklayınız)
Yazar: Tansu AKDEMİR (2020) (Madde metni için tıklayınız)
1 / 2

Fresne-Canaye Seyahatnamesi, 1551 yılında dünyaya gelen Phillippe du Fresne-Canaye tarafından 1572 ile 1573 yılları arasında gerçekleştirdiği Doğu seyahati esnasında edindiği tecrübe ve gözlemlerine dayalı bir hatırat olarak kaleme alınan anlatılarından derlenerek oluşturulan bir seyahatnamedir.  Canaye, 1572 yazında babası tarafından Venedik’ten ayrılarak Valencia Üniversitesi’nde hukuk eğitimi görmesi için yönlendirilmesi neticesinde Saint Barthelemy Katliamı’nın yaşandığı dönemde Venedik’te İstanbul Büyükelçisi Noailles’ın sekreteri Massiot ile tanıştı. Bu vesile ile Fransa dış işleri için İstanbul’a seyahat eden Massiot ile birlikte 14 Ekim 1572 yılında Levant (Doğu) seyahati başladı. Canaye 28 Şubat tarihinde İstanbul’a ulaştı, 9 Haziran tarihine kadar burada kaldıktan sonra Ege adaları, Mora kıyısı ve İon adaları üzerinden seyahatini tamamlayarak 20 Ekim tarihinde Venedik’e döndü. Canaye, seyahati sonrasında kaleme aldığı hatıratında gezip gördüğü yerlerdeki (özellikle kadınların) ahlaki anlayışı, giyim kuşamları, bulunduğu bölgelerdeki ticari yapılanma, padişah ve vezirlerin siyasi tutumları, mimari ve şehir yapıları, kültürel ve dini uygulamalar hakkında bilgi vermektedir. Özetle Osmanlı toplumsal ve siyasal yaşantısı hakkındaki gözlemlerini aktararak döneme ışık tutan bir anlatı meydana getirmektedir

Yararlanılan Kaynaklar

Anbar, E. N. (2017). Seyyahların Osmanlı Kadınını Etnik Kimlik Üzerinden Değerlendirmeleri, Journal of Ottoman Legacy Studies (JOLS), 4(8): 83-95.; Aybet, G. Ü. (2003). Avrupalı Seyyahların Gözünden: Osmanlı Dünyası ve İnsanları 1530-1699. İstanbul: İletişim Yayınları.; Du Fresne-Canaye, P. (2009). Fresne-Canaye Seyahatnamesi 1573 (Çev. T. Tunçdoğan). İstanbul: Kitap Yayınevi.; Yıldırım, İ. (2012). Edirne Sarayı’nda ve Topkapı Sarayı’nda Minyatürlere Yansıyan Elçi Kabul Sahnelerindeki Osmanlı Devleti’nin Diplomatik Gücü, Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 1(1): 76-87.

2 / 2

Fresne du Canaye, 1551’de Fransa’nın Fresnes-les Rungis bölgesinde doğdu. Tüccarlar ve hukukçular yetiştirmiş olan Parisli iyi bir aileye mensuptu ve ailesinin sahip olduğu topraklar sayesinde Fresne senyörü unvanını taşıdı. Hukuk öğrenimi gören Fresne Canaye, ilk seyahatlerini daha 15 yaşındayken gerçekleştirdi, Almanya ve İtalya’nın büyük bir bölümünü gezdi. Protestanlığı seçti ve 1572 yılında yaşanan Saint Barthelemy Protestan katlimanından dolayı babasının isteği üzerine Fransa’ya dönmedi. Levant (Doğu) gezisine çıkmaya karar verdi. Canaye, yolculuğunu İtalyanca olarak kaleme aldı. Seyahatname, 1625 yılında derlenen bir seyahat anlatısı olan Dupuy 238 Elyazması’nın 23’üncü ve 58’inci sayfaları arasında yer aldı ve Servitude Volontaire (Gönüllü Kölelik) adlı yapıttan kopyalandı.

Fresne Canaye, 14 . 01. 1573’te Osmanlı döneminde Dobro-Venedik, günümüzde ise Dubrovnik olarak anılan Ragusa’dan, Fransa’nın İstanbul Büyükelçisi François de Noailles’in maiyeti ile yola çıktı. Fresne Canaye seyahatnamesinde; İstanbul’un Pera bağlarına ulaştığı 28. 02. 1573’ten 8. 06. 1573’te büyükelçinin maiyetinden ayrılarak Ege adaları, Mora kıyısı ve İon adaları yoluyla Venedik’e döndüğü bir yılı aşkın süreci anlatır. Rumca bilen, Antikçağ ile ilgili bilgi birikimine sahip olan Fresne Canaye, Doğu yolculuğuna kitaplar okuyarak ve haritalar inceleyerek hazırlandı. Yolculuğuna diplomatik seyahatlerde kullanılan kervanlar yolu üzerinden, karadan başlayan Fresne Canaye, Ragusa’dan Edirne’ye kadar birçok kervansarayda konaklayarak ve gittiği her bölgeye dair izlenimlerini aktararak İstanbul’a ulaştı. Yolculuğu süresince edindiği izlenimleri en ince ayrıntısına kadar aktaran Canaye, toplumsal ve ticari ilişkilerden mimari yapıya, kadınların giyiminden cami ve manastırlara, bayram kutlamalarına kadar geniş bir yelpazede dönemi betimledi. Osmanlı İmparatorluğu’nun görkemli yapısı ve bir Batılı olarak ona egzotik gelen yanlarına rağmen keskin gözlem yeteneği ve eleştirel bakış açısı ile her bir detayı aktarmış olması, Canaye’nin seyahatnamesini özgün ve önemli kılan detaylardır. Canaye, seyahati süresince karşılaştığı kadınların ve erkeklerin giydiği kıyafetlerin kumaşlarından saçlarını toplama şekillerine kadar detaylı betimlemeler yapmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun 1571 yılında İnebahtı Deniz Savaşı’nda aldığı yenilgi üzerine imparatorluktaki siyasi durumu da yakından gören Fresne Canaye, imparatorluğun başkenti İstanbul’da altı ay kaldı. Maiyetinde bulunduğu büyükelçi Noailles’in aracılığı ile dönemin sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa ile görüştü, Divan toplantısına katılarak padişah II. Selim’in elini öptü. Türklerin Divan toplantısında ses çıkartmamak için ayaklarına giydikleri çizmelerle parmak uçlarında yürümelerinden sarayda verilen yemeğin menüsüne, yeniçerilerin, çavuşların, ileri gelen devlet görevlilerinin, padişahın kıyafetlerinden atlarının koşum takımlarına kadar gördüğü her şeyi anlattı. Canaye, İstanbul’da kaldığı süre zarfında Pera’da varlıklı bir tüccarın düğününe katıldı. Burada da gelinin, damadın, davetlilerin kıyafetlerinin ve mücevherlerinin en ince ayrıntısına kadar betimlemesini yaptı. Kapalıçarşı ve İstanbul Boğazı da dahil olmak üzere başkentin yedi tepesini gezdi. Türkiye’de gördüğü her şeyi yazmaya karar verdi. Fresne Canaye, padişahın cuma namazına gitmek üzere camiye gidişi sırasında saray çalışanları, askerler ve halkın düzeni gibi detaylar ile birlikte Türklerin kendilerine has devlet yönetimlerine dair görüşlerini de dile getirdi. İstanbul’da üst düzey bir devlet görevlisinin düğünü nedeniyle gerçekleştirilen cirit yarışmaları ve ziyafete, dışarıda serbestçe gezdirilen yabanıl hayvanların saldırısına uğrama korkusu nedeniyle katılamayan Canaye, yabanıl hayvanlar serbestçe dolaştırılırken kadınların görülmesi zararlı yaratıklarmış gibi evlere kapatılmasını anlayamadığını vurguladı. Fresne Canaye’nin bu noktada oryantalist bakış açısı sergileyerek Doğu ve Batı arasındaki medeniyet farkına ilişkin önemli bir çıkarım yaptığı görülmektedir. İmparatorluğun çok çeşitli dinlerden ve göreneklerden oluşan etnik yapısına rağmen tek bir ulus ve tek bir kent gibi yönetildiğini, imparatorluğun her yanında itaat ve huzurun hâkim olduğunu belirtti. Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselme döneminde denizde almış olduğu en büyük yenilgi olan 1571 tarihli İnebahtı Deniz Savaşı sonrası donanma büyük hasar aldı. Donanmanın yenilenmesi için Fresne Canaye’nin de İstanbul’da bulunduğu tarihlerde tersane büyütüldü. Canaye, büyütülen tersanedeki gemilerin yapımını izledi, yeniden inşaası tamamlanan Piyale Paşa komutasındaki donanmanın denize açılışına da tanık oldu. 08. 06. 1572’de bindiği gemi ile Venedik’e dönmek üzere denize açılan Canaye, geri dönüş yolculuğunu denizden yapmayı tercih ederek daha önce görmediği yerleri de görmeyi amaçladı. Denizyolu ile Marmara Denizi’nde yer alan Bandırma ve Marmara Adası’na uğradıktan sonra Çanakkale Boğazı’na geçerek yolculuğuna Gelibolu, Eceabat ve Bozcaada’ya uğrayarak devam etti. Demir atılan yerlerde kıyıya çıkan ve buralarda yer alan kilise, ticaret ve kent merkezleri, yetişen bitkiler, yiyecekler ve güzel şaraplardan da bahseden Canaye, Midilli Adası ve Sakız (Chios) Adası hakkında coğrafi ve tarihi bilgiler de verdi. Eğriboz Adası ve kanalından, İon adaları yoluyla Venedik’e dönüş yolculuğunu da gün gün anlattı.

XIX. yüzyılda Fransızca yayımlanan Fresne Canaye Seyahatnamesi, 1986’da yeniden basıldı. Teoman Tunçdoğan tarafından Türkçe’ye çevirilerek dilimize kazandırılan seyahatname 2009 yılında Kitap Yayınevi tarafından yayımlandı.

Yararlanılan Kaynaklar

Fresne-Canaye, P. (2017). Fresne – Canaye Seyahatnamesi 1573 (Çev. T. Tunçdoğan). İstanbul: Kitap Yayınevi.