Florya’da Turizm

Yerleşim Merkezi / Destinasyon Deniz Destinasyonu

Marmara Denizi'nin kıyı şeridinde yer alan Bakırköy ilçesi, giderek artan kentleşme hızına karşın, sahip olduğu semtleriyle, birçok kesim tarafından halen önemli bir kıyı turizmi alanı olarak kabul edilmektedir. Bundan 40-45 yıl öncesine kadar, geniş yeşil alanların uzandığı birbirinden uzak yerleşmeleri ile tam bir sayfiye bölgesi olan Florya, gelişen yapısıyla hem yerleşik semt sakinleri hem de turistler tarafından sevilen bir turizm alanıdır.

Kıyı turizminin olmazsa olmazı sayılan faktörlerin birçoğunu karşılayan Florya’da; açık (güneşli) günlerin sayısı ayda 10 güne güne ulaşırken, güneşlenme süresi ise yıllık 2368 saati bulmaktadır. Deniz suyunun da dört ay boyunca sıcak olması bölgeyi önemli bir kıyı turizmi beldesi haline getirmektedir.

Menekşe’den başlayarak Çiroz’a kadar uzanan uzun ve ince kumlu bir sahili olan Florya’nın turizm geçmişi 1900’lü yıllara dayanmaktadır. İstanbul’a sığınan Beyaz Ruslar’ın ve Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra işgal amacıyla şehre gelen İngiliz askerlerinin burada denize girmeye başlamasıyla, yerel halk için artık Florya basit bir piknik alanı olmaktan çıktı. 1920 yılında gayrimüslimlerin kurmuş oldukları Haylayf ve Samanyolu sahil gazinoları uzun süre hizmet verdi. Ama Florya turizminde ilk büyük dönüm noktası; 1935 yılında yapımı tamamlanan Atatürk Köşkü oldu. Atatürk’ün hemen her yaz gelip kaldığı ve denize girdiği Köşk, müze olarak koruma altına alınmış olup bugün bile birçok kişinin ilgisini çekmektedir.

Köşkün hemen üst tarafında, köşkün rüzgarını kesmesi için Atatürk’ün talebi üzerine 1938’de yapılan Atatürk Ormanı uzanmaktadır. Köşkün güvenlik kapısının bitiminde ise; kendine özel on metrelik sahiliyle Florya’yı Güzelleştirme Derneği yer almaktaydı.

1930’ların sonuna gelindiğinde; sahilin istimlak işlemleri tamamlanarak, Atatürk Köşkü’nün de mimarı olan Seyfi Arkan'ın öncülüğünde yeni plaj tasarımları başladı ve Florya tren istasyonundan itibaren sınırı başlayan, hemen her yaz binlerce kişinin trenle geldiği, 800 metre uzunluğa ve 150 metre derinliğe sahip Florya Plajı ortaya çıktı. İnce kumlu olma özelliği birçok insanın ilgisini çeken plajın bir başka sevilen özelliği ise; deniz suyunun oldukça sığ olmasıdır. Öyle ki; kıyıdan 100 metre ilerlendiğinde bile su diz seviyesinin biraz üzerinde kalmaktadır. Plajın en önemli özelliklerinden bir başkası da, günümüzde maalesef bir barakayı andıran, Plaj Gazinosu idi. Plaj Gazinosu, Florya’nın sahil görünümü başta olmak üzere neredeyse tüm çehresini değiştirmiş ve İstanbul’daki diğer birçok plaj yapılanmasına da öncülük etti. 1980’li yılların sonlarında deniz sularının aşırı kirlenmesi nedeniyle kapatılan plaj, 2000’li yıllarda deniz sularının temizlenmesiyle yeniden hizmete açılmış ve Florya Güneş Plajı adını aldı.

Daha da doğuya doğru; sonraları Florya Plajı’na yeni ismini verecek olan Güneş Motel bulunmaktaydı. Her ne kadar şimdilerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin misafirhanesi olarak kullanılsa da, 1970’li yıllardan beri oldukça gözde bir konaklama yeriydi. Üç katlı, yan yana 30 metrekarelik odaların oluşturduğu binalar bütünü şeklinde tasvir edebileceğimiz Güneş Motel, maalesef ki tarihe siyasal birtakım antlaşmaların da yaşandığı bir tesis olarak geçti. Motel binasının hemen yanında sadece üst kesimin konaklamasına izin verilen dinlenme evleri bulunurken; Güneş plajının ve motelin sınırının bittiği yerde, turist kampı başlardı. Bu kamp alanı; birçok turistin kendi çadırlarını kurabildiği gibi, demir direkler sayesinde neredeyse küçük bungalovlar haline getirilmiş çadırlarla dolu bir alan olarak bilinmekteydi. Denizi, Güneş Plajı’nınki kadar kaliteli olmasa da ucuzluğu sayesinde birçok kesimin ilgisini çekmeye yeterdi.

Turist kampının hemen yanında Florya Engelliler Yaz Kampı bulunmaktaydı. Yaklaşık 62 bin metrekarelik bir alana yayılan ve engelli bireylerin aileleriyle birlikte her yaz konaklama yapabildikleri bir alan olarak ün yapan kamp; günümüzde bile halen kullanılmakta olup 25. kez kapılarını açtı.

Florya turizminin bir başka dönüm noktası ise, mülkiyeti Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan Florya sahilindeki 230 bin metrekarelik alanın imara açılması oldu. Alınan bu kararla birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yabancı sermaye ile İstanbul Akvaryum yapılmış ve 01. 04. 2011 tarihinde ziyaretçi kabulüne başladı. Daha sonra; eskinin turist kampı alanına, 04. 10. 2012 tarihinde kapılarını açan Aqua Florya Alışveriş ve Yaşam Merkezi de bölgenin çekiciliğini artıran bir unsur haline geldi.

Son olarak; İstanbul Akvaryum Turizm tarafından hayata geçirilen ve 2016 yılında kapılarını açan Crowne Plaza Florya Oteli, Florya turizminin son şeklini almasına yardımcı oldu. Birbirine bağlı dört blok üzerine kurulan ve toplam 300 odası bulunan otel ile Akvaryum ve Aqua Florya AVM’nin son halkası da tamamlanmış ve Florya geçmişte olduğundan çok daha fazla turiste hoş geldin diyen bir bölge haline geldi.

Yararlanılan Kaynaklar

Bakırköy Belediyesi, https://www.bakirkoy.bel.tr/bakirkoy/ilcemiz/iklim-ve-turizm.html, (Erişim tarihi: 02.10.2020); Değer, A. (2018). Güneş Motel Gerçeği, https://gazetebirlik.com/yazarlar/gunes-motel-gercegi/, (Erişim tarihi: 02.10.2020); İstanbul Üniversitesi, Açık Öğretim Ders Notları, https://cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent/19_20_Guz/turizm_cografyasi/6/index.html#konu-6, (Erişim tarihi: 02.10.2020); ListeList, 2019. Yoğun Nostalji İçerir: İstanbul’un İlk Plajı Florya’nın Hikayesi, https://listelist.com/florya-plaji-hikayesi/, (Erişim tarihi: 02.20.2020); Tourism Today, 2013. Florya’da Turistik Tesislerin İnşaatına Vize, https://www.tourismtoday.net/floryada-turistik-tesislerin-insaatina-vize-12238h, (Erişim tarihi: 02.20.2020).