Feminen ve Maskülen Yemek

Gastronomi Kavram Sosyoloji

Yemek, en temel ihtiyacı karşılaması sebebiyle tarih boyunca güç ve gücün toplumdaki yansıması olan statüyle ilişkilendirilmektedir. Güç ve statü ise toplumlarda hakim olan yaşayış düzeniyle bağlantılı olarak toplumsal cinsiyet rollerine atfedilmektedir. Avcı toplayıcı insanlık döneminde avlanma, gıda toplama, ateşin yakılması ve ateşte av malzemelerinin pişirilmesi erkeğe ait bir rolken yerleşik hayata geçildikten sonra genellikle erkekler tarafından ekip biçilen gıdalardan evde yemek yapma rolü kadınlara geçti. Ataerkil toplum düzenlerindeki erkeğin güçlü, dışarıda ve söz sahibi olan bu rollerine endüstri devrimi sonucunda çalışma rolü eklendi. Erkek dışarıda gıdayı elde etmeye yönelik olan rolünü, modern dönemde, avlanarak ve tarımla uğraşarak değil çalışarak gerçekleştirdi. Tüm bu süreçlerde narin, evde olan ve emek vererek yemek yapan kadın rolü postmodern dönemde değişim göstermiştir. Postmodern dönemde kadınların dışarıda ve iş hayatında yer alarak toplumda daha fazla söz sahibi olması, kadına ait toplumsal rollerin de değişmeye başlamasını sağladı. Kadınlar bu bağlamda erkeklerin bazı rollerini üstlendi ve ev içerisinde emek vererek yemek yapan rolleri zayıfladı. Dışarıda ve hızlı yemenin arttığı bu dönemde ortaya çıkan obezite, kilo problemleri ve sağlık sorunları ise emek vererek geleneksel usullerle hazırlanan ve yavaş yenen yemeklere verilen önemin artmasına neden oldu.

Yemeğin toplumdaki cinsiyet ve cinsiyet rolleriyle ilişkili yönleri göz önünde bulundurulduğunda emek vermeden, hızlı hazırlanan ve hızlı yenen yemekler maskülen, emek vererek geleneksel usullerle hazırlanan ve yavaş yenen yemekler feminen yemek olarak nitelendirilebilmektedir. Ayrıca yemeğin feminen ve maskülen olarak nitelendirilmesinde, toplumdaki hangi cinsiyet tarafından hazırlandığı ve pişirildiği de önemlidir. Türk yemeklerinden örnek verilecek olursa sarma, mantı, börek gibi genel olarak kadınlar tarafından hazırlanan yemekler feminen; kebap, çiğköfte, ızgara ve mangalda pişirilen etler maskülen yemeklerdir. Toplumlarda feminen ve maskülen rollerin yükseltilmesi ve azaltılmasının da bir politika olarak uygulandığı düşünülecek olursa günümüz postmodern politikalarının feminenliği dolayısıyla feminen yemekleri yükselttiği görülmektedir.

Referanslar

Avakian, A. (2014). Cooking up lives: Feminist food memoirs, Feminist Studies, 40(2): 277-303: Flax, J. (1987). Postmodernism and Gender Relations in Feminist Theory, Signs: Journal of Women in Culture and Society, 12(4): 621-643; Sachs, C. ve Patel Campillo, A. (2014). Feminist food justice: Crafting a new vision, Feminist Studies, 40(2): 396-410.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Avakian, A. V. ve Haber, B. (2005). From Betty Crocker to Feminist Food Studies: Critical Perspectives on Women and Food. ABD : Massachusetts Press.;