Yüksel Erimtan’ın arkeolojiye olan ilgisi nedeniyle yıllar içinde biriktirdiği eserlerin koleksiyon haline getirmesiyle oluşturulmuş bir müzedir. Koleksiyon, Yüksel Erimtan’ın 1960’lı yılların başında Roma yüzük taşlarını toplamasıyla başladı ve diğer eser gruplarıyla da zenginleştirildi. Yüksel Erimtan, 1996 yılında Kültür Varlıkları Koleksiyoncular Derneği’ni kurarak Anadolu kültürel mirasını korumayı hedefledi. Erimtan, eserlerin yurtdışına kaçırılmasını önleme ve özellikle yurtiçinde özel koleksiyonlarda bulunan nesnelerin toplumla paylaşılması gerekliliğini vurgulayarak, dernek başkanlığını üstlendi. 2009 yılında Yüksel Erimtan Kültür ve Sanat Vakfı kuruldu. 2015 yılında vakıf tarafından kurulan müze, Ankara kültür ve sanat hayatına kazandırılan önemli bir arkeoloji ve sanat merkezi oldu. Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi, kale sur duvarları, tarihi Hisar Meydanı, kale kapısı, yakın çevresinde bulunan Mahmut Paşa bedesteni, Kurşunlu Han, tarihi saat kulesi ve Çukur Han gibi Osmanlı dönemi yapılarına yakın konumdadır.

Koleksiyonunda yaklaşık iki bin taşınır eser bulunan ve birçok özel koleksiyona ev sahipliği yapan müze, çağdaş müzecilik anlayışını benimseyen bir kurumdur. Koleksiyon, MÖ 300’lü yıllara dayanan Hitit, Urartu, Roma ve Bizans dönemlerine ait birçok nesneden oluşmaktadır. Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi, arkeolojik eserlerin sergilendiği yenilikçi müze anlayışı ile tasarlanan, çok sayıda konferans ve çeşitli sergilere ev sahipliği yapan mekan haline geldi. Müzenin koleksiyonunda yer alan başta çocuk ziyaretçilere hitap eden çok sayıda eğitim programı bulunmaktadır. Müzede, hafta içi okul gruplarına hafta sonlarında ise bireysel katılımlara yönelik eğitim atölyelerinde sikke tasarımı, çömlek boyama, mitolojik hikayelerle çocuk yogası ve arkeolojik kazı atölyesi gibi eğitsel etkinlik düzenlenmektedir. Nesneleri olay örgüsü ile bir araya getiren müze, eski çağlardan günümüze kadar gelen kültürel miras ile güncel yaşam arasında bağ kurmaktadır. Müzede yetişkinlere yönelik çikolata, mozaik, yaratıcı drama, perküsyon ve seramik atölyeleri gibi atölye çalışmaları yürütülmektedir.

Müze koleksiyonunun önemli bir kısmı farklı dönemlere ait olan sikkelerdir. Çoğunluğu Roma ve Helenistik döneme ait olan sikkeler dönemin imparatorları, hayvan ve nesne simgelerinin kültürel ve dini içeriklerini yansıtarak tarihe ışık tutmaktadır. Koleksiyonda yer alan diğer bir önemli bölüm ise mühür yüzüklerdir. Yarı değerli taşlarla üzerine işlenmiş bitki, hayvan ve semboller eski Yunan ve Roma mitlerini anlatmaktadır. Müze koleksiyonunda yer alan haç eserleri önemli bir eser grubunu oluşturmaktadırlar. MS VIII. ve X. yüzyıllar arasına tarihlendirilen tören/takdis haçı dışında, neredeyse tamamının Orta Bizans dönemine ve ağırlıklı olarak MS X. ve XII. yüzyıllara ait olduklarını düşünülen haçlar, üzerlerinde bulunan süsleme ve bezeme özellikleri ile öne çıkmaktadırlar. Birçoğu üzerinde yer alan kazıma yazılar ile tanımlanabilen figürler, bu eser grubunun niteliğini arttıran başlıca özelliklerdir.

Müzenin giriş katında Kültepe tabletleri, Urartu kemerleri, Roma camları ve Bizans ritüel eşyaları gibi nesneler sergilenmektedir. Ayrıca giriş katında turistik hediyelik eşya mağazası da bulunmaktadır. Ana sergi salonu ağırlıklı olarak Roma dönemi günlük yaşamını yansıtan eserlere ayrılmaktadır. Olay örgüsüne göre tasarlanan sergilemede dönemin sosyo-kültürel ve ekonomik yapısı gösterilmeye çalışılmaktadır. Müzenin arka fonunu oluşturan bölümde Pompei kentinde bulunan ziyafet sofrası betimli bir freskin tıpkıbasımı bulunmaktadır. Resmin özellikle koleksiyonun cam nesneleri ile örtüşen kısımları kesilerek ekranlarla tamamlanmıştır. Böylece dönemin yeme içme kültürü modern görsel iletişim araçlarıyla bütünleşerek ziyaretçiye sunulmaktadır. Görsel iletişim tasarımı ürünleri açısından değerlendirildiğinde, özellikle sergileme tasarımı ve buna bağlı olarak sergilemeyi ve bilgi aktarmayı amaçlayan görsel iletişim tasarımı ürünleri bakımından etkileyici ve öğreticidir. Ürün hakkında hem görsel hem de yazılı verilen bilgi, ziyaretçilerin merakını giderebilecek bir anlayış ile tasarlandı. En alt kat geçici sergilere ve 150 kişi kapasiteli çok amaçlı salonunda çeşitli konferanslara ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca müzede araştırmacılara sunulan bir de arkeoloji kütüphanesi bulunmaktadır.