Demirköy Fatih Dökümhanesi Kazısı

Arkeolojik Kazı

Fatih Dökümhanesi olarak bilinen ve Osmanlı arşiv belgelerinde Samakocuk/Samakofcuk Dökümhanesi/Dökümhane-i Amiresi olarak geçen demir işletmesi Kırklareli’nin Demirköy ilçesinde, ilçe merkezine yaklaşık dört kilometre mesafede yer almaktadır.

Buradaki ilk çalışmalar 2001 yılında, Kırklareli Müzesi tarafından başlatılmış ve 2008 yılına kadar devam ettirilmiştir. 2008 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Günhan Danışman başkanlığında yürütülen çalışmalara kazı başkanının vefatı üzerine ara verilmiştir. Çalışmalar 2010 yılından itibaren Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nin adına Bakanlar Kurulu kararıyla Prof. Dr. Nurcan Yazıcı başkanlığında yürütülmektedir. 2015 kazı sezonu sonunda Dökümhane’deki kazı çalışmaları tamamlandı ancak restorasyon süreci devam etmektedir.

Osmanlı döneminde Samakocuk/Samakofcuk olarak bilinen Demirköy ve çevresi 1361’de, I. Murad döneminde Osmanlı topraklarına katılmıştır. Demir çağı sürecinde ve sonrasında da madencilik açısından büyük öneme sahip olduğu bilinen bölge, Osmanlı döneminde de bu önemini korumuştur.

Bölgedeki ana işletme olduğu anlaşılan Fatih Dökümhanesi’nin ne zaman inşa edildiği kesin olarak bilinmemektedir. Osmanlı öncesinde de demircilik açısından önemi bilinen bölgedeki demir üretimi, Osmanlı kaynaklarında XVI. yüzyıldan itibaren takip edilebilmektedir. Yazılı kaynaklardaki bilgiler, bölgenin demir ocaklığı şeklinde her yıl avarızları karşılığı belli miktarda ham demir hazırlamak ve Tersane-i Amire’ye teslim etmek zorunda olduğu yönündedir. Daha sonra devlet eliyle resmi bir işletme tesis edildiği bilinmektedir. Bölgedeki kaynakların yanı sıra İstanbul’a ulaştırma kolaylığı burada devlet işletmesinin kurulmasında etkendir. Demir cevheri yataklarının bölgedeki yoğunluğu, demirin ergitilmesi için gerekli olan ısıyı oluşturabilecek meşe odunu kömürünün ve ormanların bu bölgede bulunması, ayrıca hidrolik enerji için gerekli olan suyun olması, bölgenin demircilik açısından önemini desteklemektedir.

Fatih Dökümhanesi’nde kazılara başlanmadan önce yürütülen ön çalışmalarla burada XV. yüzyılın ortalarından XIX. yüzyılın sonlarına kadar aralıksız üretim yapıldığı ortaya çıkarılmıştır. Erken tarihlerden itibaren varlığı bilinen Dökümhane’nin, II. Mahmud döneminde kapsamlı bir şekilde ihya edildiği; sonrasında bir yangın geçirdiği, bu yangın sonrasında da tekrar onarılarak işletilmeye devam edildiği belgelendirilmiştir. Ancak tekrar bir saldırıya uğradığı, kullanılmak üzere onarıldığı ve 1905 yılından itibaren başlayan Bulgar saldırıları ve sonraki süreçte işletmenin kullanılamadığı anlaşılmıştır. İşletme için 1913 yılında, 99 yıllığına bir İngiliz şirketine imtiyaz verilmiş 1916’da, Birinci Dünya Savaşı sırasında bu imtiyaz fesih edildi ve burada tekrar üretim yapılmamıştır. Cumhuriyet dönemine kısmen iyi durumda ulaşan tesisin XX. yüzyılın ortalarına kadar çoğu birimleriyle ayakta olduğu, yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur. Bu tarihlerden itibaren büyük bir kısmı insan eliyle olmak üzere Dökümhane’de ciddi bir tahribat olmuştur.

Demirköy’de Fatih Dökümhanesi olarak tanınan Büyük Dökümhane’nin bölgenin merkezi işletmesi, ana tesisi olduğu anlaşılmaktadır. Bölgede bunun dışında çok sayıda fırın bakiyesinin tespit edilmiş olması ve buranın yaklaşık 250 metre batısında yer alan, Küçük Dökümhane olarak tanımlanan işliğin varlığı, çevrede küçük ölçekli işliklerin olduğunu göstermektedir. Bunların, ırmak yataklarının kenarlarına inşa edildiği ve buralardaki mekanik sistemin çalıştırılması için gerekli olan enerjinin, su gücü düzenekleri ile sağlandığı anlaşılmaktadır. Demirköy’de üretilen mamullerin, özellikle yarı işlenmiş demirin İğneada Limanı üzerinden denizyoluyla başkent İstanbul’a, Tersane ve Tophane’ye gönderildiği bilinmektedir.

Yaklaşık 10 bin metrekarelik bir alanı kaplayan Fatih Dökümhanesi’ndeki çalışmalar 2001 yılında başlatılmıştır. Çevre düzenlemesi ve temizlik çalışmaları yapıldı. Dökümhane’nin genel bir planı çıkarıldı ve mekanlar kısmen tanımlanabilmiştir. Yerleşimin arazide iki ayrı kotta düzenlendiği ortaya çıkarılmıştır. Üst kotta dört köşesinde çokgen burçları bulunan, kuzey yönde taç kapısı olan surlarla çevrili kale yerleşkesinin olduğu, temel izlerinden anlaşılmaktadır. Bu alanda, avlu ve etrafında mimari kalıntılar bulunmaktadır. Yerleşkenin güneyinde, yaklaşık sekiz metrelik kot farkının bulunduğu daha alt kotta ise üretimle ilgili donanımlara ait kalıntılar yer almaktadır.

Dökümhane’de 2003-2004 yıllarında yürütülen kazı çalışmalarında avlunun güneybatı yönünde bulunan ve minaresi görülebilen mescit kalıntısı açığa çıkarılmış; avlunun kuzey sur duvarı boyunca uzanan mekanların bir bölümü kazılmıştır. Bu alanda üç ayrı tabaka tespit edilebilmiştir. Erken tarihli tabakanın üzerindeki II. Mahmud (1808-1839) dönemi yenilemesinin lokal bir yangınla zarar gördüğü; aynı yüzyılın ortalarındaki yapılaşmanın da tahrip olduğu tespit edilmiştir. 2004 yılı çalışmaları sırasında Dökümhane’nin çevre duvarlarında da korumaya yönelik çalışmalar yapılmıştır. Mevcut haliyle yüksekliği 80 santimetre-2 metre arasında değişen duvarlarda, korunabilmiş duvar yükseklikleri esas seviye kabul edilerek sağlamlaştırma yapılmıştır. 2005-2006 kazı sezonunda avlu kuzey sur duvarı önünde yer alan mimari kalıntıların açığa çıkarılmasına devam edilmiştir. 2007 yılında ara verilen çalışmalar, 2008 kazı sezonunda avlunun güneydoğu yönünde yürütülmüş; burada geç dönem demirci işliği tespit edilmiştir. 2009 sezonunda ise avlu ile üretim alanı arasında yer alan büyük istinat duvarının onarımı yapılmıştır. Fatih Dökümhanesi’ndeki kazılar, 2010 yılından itibaren sistemli bir şekilde altı sezon boyunca yürütüldü ve 2015 kazı sezonu sonunda tamamlanmıştır.

2010 yılında, avlunun güney yönündeki üretim alanında çalışmalara başlanmıştır. Güneybatı burcunun içi boşaltıldı; güneybatıdaki işliğin duvarları kısmen belirlenip avluyla bağlantısı ortaya konulmuştur. Üretim alanında, bu işliğin doğu yönündeki büyük su kanalının batı duvarı da açılmaya başlanmış ve bu duvar üzerinde in situ halde büyük demir ayak tespit edilmiştir. Tanımlanan ayağın, üretim alanındaki kanalın içinde, su gücüyle enerji üreten demir çarka ait olduğu anlaşılmış. 2011 yılında güneybatı işlikteki çalışmalar devam ettirilmiştir. Üretim alanındaki demir çarkın bulunduğu bilinen ve büyük ölçüde moloz, toprak, çevre duvarı yıkıntılarıyla dolu olan büyük su kanalı da boşaltılarak zeminine ulaşılmıştır. Avlunun batı yarısında, mescide doğru devam eden taş döşeli yol açıldı; burada oldukça tahrip olmuş durumda çeşme olduğu anlaşılan düzenleme ortaya çıkarıldmıştır.

2012 yılı kazı çalışmalarının büyük bölümü, üretim alanındaki ana işlikte yürütülmüştür. Burada iki demir ergitme fırını ile bunlara ait düzenekler açığa çıkarılmıştır. Üretim alanının doğu yönünde devam ettirilen 2013 sezonu kazı çalışmalarında, kabaca basit dikdörtgen plan gösteren işliğin çevre duvarları açılmıştır. Ayrıca güneydoğu burcunun dış çevre duvarının açılmasıyla paralel olarak içi de boşaltılmış ve zemini belirlenmiştir. 2014 kazı sezonunda üretim alanındaki batı işliği güney duvarında, su kanalının batı duvarında ve ana işlikte çalışılmıştır. Kuzey sur duvarının batı yönündeki mimari mekanlardan, sonraki sezonlarda kazısı yapılmak üzere bırakılmış alandaki yükselti de bu sezonda açılmış; burada küçük bir hamam kalıntısı açığa çıkarılmıştır. Dökümhanede 2015 yılı çalışmaları, alanın tamamında, yüzey temizliği, seviye belirleme, düzenleme şeklinde yürütülmüştür.

Fatih Dökümhanesi’nde yürütülen kazılar sırasında çok sayıda buluntu ele geçirilmiştir. Dökümhane’nin işlevine uygun olarak çok sayıda demir buluntu, üretimle ilgili donanımlara ait tanımlanabilen parçaların yanı sıra amorf demir parçalar; farklı boyutlarda gülleler, mermi örnekleri, farklı ebatlarda çiviler buluntular arasındadır. Buluntular arasında ergitme potası/kepçesine ait parçalar, tesisin işleyişine ışık tutmaktadır. Kazı buluntuları arasında Dökümhane’nin son dönem kullanımına ışık tutan sikke örnekleri ile seramik, ithal porselen, lüle ve cam parçaları da vardır. Ayrıca pişmiş toprak üfleç ve üfleç parçaları (fırın malzemesi) da buluntular arasında, demir fırınlarının çalışma sistemine dair somut bulgulardır.

2001 yılından 2015 yılı sonuna kadar yürütülen ve tamamlanan kazılarda Fatih Dökümhanesi mevcut birimleri çalışma sistemiyle açığa çıkarılmıştır. Fatih Dökümhanesi, avlu etrafında yer alan mescit, büyük ve küçük hamam, çeşme vb. mimari düzenlemeleri içeren yaşam ve hizmet birimlerinin olduğu, yaklaşık 100x60 metre ölçülerinde dikdörtgen planlı bir kale yerleşkesi ile yaklaşık sekiz metrelik kot farkının bulunduğu daha alt kotta, güney yöndeki üretim alanından müteşekkildir. Üst kottaki dört köşede çokgen burçları bulunan surlarla çevrili yerleşkeye kuzey duvarı ortasındaki taç kapı düzenlemesinden girilmektedir. Taç kapı dışında devam eden taş döşemenin, eşik taşından hemen sonra içeride de devam ettiği görülmektedir. İçeride yaklaşık 4,5 metre genişliğinde devam eden bu döşeme iki yandan, kuzey sur duvarı boyunca uzanan mimarilerle sınırlıdır. Taş döşeli kaldırım avluda beş yöne yönelmektedir. İkisi sağlı sollu mimarilerin önüne devam eden; geniş tutulan, doğuya doğru yönelen üçüncü yol güneye, üretim alanına inmektedir. Bu yol, avlu güney sınırında genişleyerek üretim alanının güney sınırına/duvarına ulaşmakta; bu doğrultuda kapı açıklıklarıyla doğudaki işliğe ve ortadaki fırınların bulunduğu mekana bağlanmaktadır. Avludan girildikten sonraki taş döşeli yollardan diğer ikisi, güneybatıya, mescide doğru devam etmektedir. Avlunun doğu yönünde, kuzey sur duvarı önündeki mimarilerden güney sınırına doğru devam eden, daha dar tutulmuş bir yol düzenlemesi daha vardır.

Dökümhane’de sur duvarına bitişik doğuya doğru devam eden altyapılar oldukça tahrip olmuş durumdadır. Burada kuzey sur duvarı önündeki kareye yakın plandaki sarnıç sıvalı havuz düzenlemesi ve su bağlantılarını gösteren kanallar, künkler görülmektedir. Kuzeydoğu burcu içinde, hipocaust sistemi görülebilen hamamın birimi vardır. Önündeki bağlantılı birimler doğu sur duvarı önünde de devam etmektedir. Surun batı yönünde de temel seviyesinde mimari kalıntılar ve küçük hamam kalıntısı vardır. Taş temel üzerine tuğla örgülü duvarlara sahip hamam kalıntısının hipocaust sistemi ve üzerinde kısmen beden duvarları kalabilmiş olan sıcaklık kısmı/yıkanma bölümü açığa çıkarıldı. Bu hamam kalıntısı, avlu etrafındaki mekanlar arasında, beden duvarları kısmen de olsa ayakta görülebilen tek yapı örneği olması açısından önemlidir.

Avlu batı duvarı önündeki in situ üç küp ve hemen önünde yer alan iki birimli mimari kalıntının mutfak olabileceği düşünülmektedir. Avludaki taş döşeli yollardan en batıda yer alan ve mescide yönelen yolun ortası, bir çeşme düzenlemesiyle bölünmektedir. Avludaki en önemli mimari kalıntılardan biri de minaresi belli bir seviyeye kadar ayakta olan ve Dökümhane çalışanlarının ihtiyaçlarını karşılamak üzere inşa edildiği anlaşılan mescittir. Yaklaşık 10,5x16 metre ölçülerinde, dikdörtgen planlı mescidin depo olarak kullanıldığı anlaşılan bodrum katı ve minaresinin belirli bir bölümü günümüze ulaşan yapılar arasındadır. Avlunun güneybatı köşesinde yer alan burç içinde de birtakım altyapı düzenlemeleri ve künk sistemi görülmüş; burasının depolama amaçlı kullanıldığını gösteren verilere ulaşılmıştır.

Üretim alanında, doğu köşede, alanın güneydoğu yönünde işlik alanı, buradan batıya, avludan güney sınırına doğru devam eden taş döşeli yol, batıda demir ergitme fırınlarının bulunduğu üretim alanının ana işliği, aynı doğrultuda doğu yönde hidrolik enerji üretimini sağlayan demir çark sisteminin oturduğu büyük kanal ve kanalın batısında da bir diğer işlik alanı yer almaktadır.

Üretim alanının güneydoğu yönünde, kabaca dikdörtgen kurguda, doğu ve güney çevre duvarları tahrip olmuş bir işlik alanı bulunmaktadır. Üretim alanındaki ana işlikte iki demir ergitme fırını ile üretimle ilgili diğer donanımlar mevcuttur. Bu alanda, zemin altında bağlantıları sağlayan küçüklü büyüklü kanallar/dehlizler vardır. Ana işlikteki en önemli kalıntılar fırınlardır. İki demir ergitme fırınından batı yöndeki A fırını, 320x310 santimetre ölçülerinde kareye yakın bir plan sunmaktadır. Fırının ağız kenarından tabanına olan mesafesi 290 santimetre ölçülmüştür ve ağız kenarında sinterleşmiş taşlar vardır. A fırınına göre biraz daha küçük olduğu anlaşılan doğu yöndeki B fırını 310x290 santimetre ölçülerindedir. Kazı alanındaki ateş tuğla yoğunluğuna rağmen fırınların duvar örgülerinin taş olduğu görülmektedir. Fırınlarla aynı aksta, doğu yönde taş havuz ve 3,8 metre çaplı taş örgü yuvarlak altyapı bulunmaktadır. Bu altyapının doğu, batı ve kuzey yönünde demir in situ borular, bağlantılar yer almaktadır. Fırınların iki yanında, kuzey-güney doğrultuda karşılıklı yerleştirilmiş, dörder taş ayak vardır. Bu ayaklardan bazıları üzerinde kurşun akıtma kanallarının ve demir ayak bağlantılarının olduğu görülmektedir. Büyük su kanalı ile çark sisteminin olduğu batı yönden doğuya doğru sıralanmış bu iki ayak sırasının güç aktarımıyla ilgili sistemi taşıdığı anlaşılmaktadır.

Ana işliğin güney sınırını belirleyen duvar sırası ile bu duvar üzerinde, sonradan örülerek kapatıldığı anlaşılan yaklaşık 3,5 metrelik kapı açıklığı belirlenmiştir. Ayrıca avludan üretim alanına ulaşan rampanın, genişleyen bir açıklıkla işliğin güneydoğu köşesinden içeri yöneldiği, aynı aksta ve genişlikte dışa doğru daralan eğimli bir açıklığın bu alanın güneybatı duvarı üzerinde de yer aldığı tespit edilmiştir. Bu yöndeki açıklığın, bir rampa ve köprü sistemiyle su kanalının üstünden geçişi, kanalın iki yanındaki mekanlarla bağlantıyı sağlayan kapı açıklığı olduğu düşünülmektedir.

Üretim alanında, demir çark sisteminin oturduğu bilinen büyük kanal güneye doğru eğimlidir. Alanın güney sınırından itibaren buradaki suyun tesviyesini sağlayan tuğla tonozlu, kapalı kanal başlamaktadır. Kanalın batı duvarı üzerinde, demir in situ ayak, güney yönde teraslar halinde düzenlemeler vardır. Üretim alanının batı yönünde, Dökümhane mescidinin alt tarafında da bir işlik alanı bulunmaktadır. Burada da kuzey duvarına belli bir mesafe uzaklıkta sundurma taşlarının, bol miktarda kiremit kırıklarının görülmesi, işliğin kuzey yönünde bir sundurma düzeninin olduğunu göstermektedir. İşliğin güneydoğu yönünde çok sayıda in situ luppeler vardır. Bu kısmın depolama amaçlı kullanıldığı düşünülmektedir. Dökümhane’nin doğu yönünde, surların dışında kuzeydoğu burcu, alt köşesinden başlayıp güneye doğru devam eden ve güneydoğu burcunun alt köşesinde son bulan atık su kanalı da kazı çalışmalarında açığa çıkarılan yerler arasındadır. Bu atık su kanalının üzeri geniş yatay taşlarla örtülüdür.

Fatih Dökümhanesi’nde yürütülen kazılarda su gücüyle çalışan sistem de bütünüyle açığa çıkarılmıştır. Dökümhane’ye enerji üretimi için gerekli olan suyu sağlayan baraj, bent sistemi ve su kanalları belirlenmiştir. Kuzeybatı yöndeki dere üzerinde bugün de görülebilen bent sistemi kanallarla küçük dökümhane olarak tanımlanan işliğe ulaşmakta; oradan da belli bir mesafede açık kanal sistemi takip edilebilmektedir. Surlarla çevrili yerleşkenin batı sur duvarından, kuzeybatı yönden avluya iki ayrı kapalı kanal girmektedir. Bu kanallardan kuzeybatı burcuna yakın noktada olanı, daha büyük ve taş tonozludur; güneyde kalan ise, daha küçük ve tuğla tonozludur. Avlunun güney sınırına, üretim alanına ulaşan büyük kanalın avlu boyunca uzunluğu 61 metre; yüksekliği ise 165 santimetre olarak ölçülmektedir. Kanalın üretim alanına açılan ağız kısmında taş bir düzeneğin olduğu ve burada su gücünü ayarlayan bir giyotin sisteminin varlığı kazılar sonucunda görülmektedir.

Büyük kanalın güneyinde küçük bir kanal daha yer almaktadır. Dökümhane’nin kuzeybatı yönünden avluya giren tuğla tonozlu, 85 santimetre yüksekliğindeki bu küçük kanal ise 15 metre boyunca avlunun altından devam etmekte ve bu mesafeden sonra büyük kanalla kesişmektedir. Küçük kanalın zamanla yetersiz geldiği anlaşılmaktadır.

Yer yer çökme ve yıkılmaların olduğu, avlu boyunca uzanan taş tonozlu büyük kanal avlu güney duvarına uzanmakta ve su dolabı sisteminin oturduğu anlaşılan düzenlemeyle son bulmaktadır. Su buradan alt kotta, üretim alanında yer alan kanala ve kanalın içinde var olduğu anlaşılan, kazılarda elde edilen mil ve çark parçaları verileriyle yaklaşık yedi metre çapında, bir metre eninde olduğu tespit edilen demir çarka ulaşmaktadır. Hidrolik enerjiyle hareket eden bu demir çarkın bir ayağı kanalın batı duvarı üzerinde in situ olarak tespit edilen ayağa oturmaktadır. Çark üzerindeki aktarım sistemiyle de ana işlikteki demir fırınlarına, diğer düzeneklere güç aktarımı sağlanmaktadır. Fırınların üfleç sistemi de bu düzenekle çalışmaktadır.

Dökümhane’nin kuzeybatı duvarından girerek avludan üretim alanına doğru uzanan kanal sisteminin gider bağlantıları da belirlenmiştir. Üretim alanından demir çark sisteminin oturduğu bu kanalın su gideri, alanın güney sınırının dışında, yaklaşık 55 metre uzunluğundaki taş tonozlu, kapalı bir kanal sistemiyle dereye bağlanmaktadır. Sonuç olarak, Osmanlı demir sanayii açısından önem arz eden Fatih Dökümhanesi, temel/duvar seviyesinde de olsa tanımlanabilen mimari birimleri ve Osmanlı’nın hidrolik enerji üretimini örnekleyen çalışma sistemi ile günümüze ulaşmış önemli bir Osmanlı sanayi tesisidir. Dökümhane’de restorasyon çalışmaları devam etmektedir. Çalışmalar sonunda bir açık hava müzesi olarak düzenlenmesi planlanmaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Cambaz, E. (2007). Demirköy Samakocuk’ta Osmanlı Dönemi Demir Dökümhanesi Mescidi Restorasyon Projesi (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). İstanbul: İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü; Danışman, G., Özbal, H., Tanyeli, G. ve Yalçın, Ü. (2007). Kırklareli-Demirköy Endüstri Arkeolojisi Çalışmaları: 2005 Sezonu İlk Sonuçları, 22. Arkeometri Sonuçları Toplantısı (ss.1-22). 29 Mayıs-2. 06. 2006 Çanakkale, Ankara; Yazıcı, N. (2017). Demirköy’deki Fatih Dökümhanesi Kazı Çalışmalarında Ulaşılan Sonuçlar (2010-2015), XX. Uluslararası Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazıları ve Sanat Tarihi Araştırmaları Sempozyumu Bildirileri, 2: 676-691; Yılmaz, Z. (2003). Demirköy (Fatih) Dökümhanesi (Kazı, Temizlik ve Çevre Düzenleme Çalışmaları), 13. Müze Çalışmaları ve Kurtarma Kazıları Sempozyumu (ss.29-42). Denizli, 22-26. 04. 2002, Ankara; Yılmaz, Z. ve Uysal, A. O. (2006). Demirköy Fatih Demir Dökümhanesi 2003 Yılı Araştırma ve Kazı Çalışmaları, Türk Arkeoloji ve Etnografya Dergisi, 6: 53-66.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Yazıcı, N. (2016). Trakya’da Bir Osmanlı Sanayi Tesisi: Kırklareli Demirköy’deki Fatih Dökümhanesi Kazıları, Arkeoloji ve Sanat /Journal of Archaeology&Art, 152: 173-188.