Çatalca Ormanlı Pirinci

Coğrafi İşaretli Ürün ZİRAAT, ORMAN VE SU ÜRÜNLERİ Pirinç

Çatalca Ormanlı Pirinci, İstanbul ilinin Çatalca ilçesinde Ormanlı köylerinden başlayıp Karadeniz’e doğru Karacaköy ve Çiftlikköy’ü içine alan yaklaşık 10 kilometrelik kıyı ovasında, deniz seviyesine çok yakın (yaklaşık 7 metre rakım) alanlarda yetiştirilen, Japonika alt türüne ait çeltiklerden üretilen ve Türk Gıda Kodeksi’ne göre uzun taneli Tip C sınıfında yer alan coğrafi işaretli (menşe adı) bir pirinçtir. Menşe adı statüsü, ürünün ayırt edici niteliklerini doğrudan yöre koşullarından almasını ve temel üretim–işleme aşamalarının coğrafi sınır içinde gerçekleşmesini zorunlu kılar. Bu çerçevede Ormanlı Ovası’nın Karadeniz’e 2,5–3 kilometre yakınlığıyla oluşan rüzgâr koridoru, Istıranca (Yıldız) Dağları’ndan gelen temiz ve soğuk akışlarla beslenen sulama rejimi, kış taşkınlarının bıraktığı mil (halk arasında “funda toprağı”) katkısı ve kumlu-tınlı, organik maddece zengin toprak dokusu ürünün lezzet–aroma, pişme ve tane bütünlüğü gibi kalite unsurlarını birlikte belirler. Bölgedeki deniz esintisinin getirdiği iyotlu hava, ürünün aromatik profilinin ayırt edici bileşenlerinden biridir; yöre pirincinin iyot değeri 35–40 ppm bandında ölçülmekte, bu da pişirme esnasında belirgin ve taze bir “deniz esintisi” hissine karşılık gelmektedir.

Morfolojik olarak dane uzunluğu 6,0–6,7 mm aralığındadır; uzunluk/genişlik oranı 2–3’tür. Japonika morfolojisinin beklenen özellikleri olan genişçe kesit, dolgun iç yapı ve pişmede tanelerin daha az ayrışması, Ormanlı üretim sisteminde toprak ve su rejimiyle birleşerek “parlak beyaz” taneler ve düşük kırık oranıyla sonuçlanır. Türk Gıda Kodeksi Pirinç Tebliği’ne göre uzun taneli Tip C sınıfında paketlenen ürünün ambalaj üzerinde ürün yılı, sınıfı, kırık oranı ve menşei açıkça belirtilir; en az bir kilogramlık polietilen veya bez torbalarda, ağzı dikişli ve coğrafi işaretin menşe amblemi ile “Çatalca Ormanlı Pirinci” logosu görünür olacak biçimde satışa sunulur. Uygun depolama koşullarında (ortam bağıl nemi en çok yüzde 65, ürün rutubeti en çok yüzde 14,5) raf ömrü ortalama iki yıldır.

Yetiştiricilik sistemi yöre koşullarına uyarlanmış, kontrollü su ve besleme yönetimine dayanır. Tohum materyali Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve/veya sertifikalı özel sektör kaynaklarından temin edilir. Mayıs ayında 20–40 santimetre derinlikte sürüm, yabancı ot temizliği ve tesviye (lazer kontrollü tesviye dâhil) ile hazırlanan arazide, ön çimlendirilmiş tohum dekara yaklaşık 20 kilogram olacak şekilde serpme yöntemiyle tavalara ekilir. Çimlenme–fide döneminde optimum sıcaklık 18–30 °C bandıdır; sulama suyunda arzu edilen sıcaklık 25–35 °C olup, minimum 12 °C’nin altına düşmemesi beklenir. İlk aşamada su seviyesi 20–30 santimetreye çıkarılsa da, kök tutunması ve yabancı ot yönetimi için üç - beş santimetre bandında tutulur; ilerleyen evrelerde 5–10 santimetre üst sınırı aşılmaz. Köklenmenin güçlü olması ve kışın taşkınların bıraktığı mil tabakasının doğal gübre etkisi nedeniyle gübre kullanımı benzer sahalara göre yaklaşık dörtte bir oranında azalır; dekara 10 kilogram azot, beş-altı kilogram fosfor, iki-beş kilogram potasyum ve üç yılda bir 5–10 kilogram çinko uygulaması yeterli görülür. Yabancı otla mücadelede ekim öncesi ve çıkış sonrası kimyasal kontrol, darıcan gibi türler iki-dört yapraklı iken tamamlanır.

Hasat, salkımların en az yüzde 90’ının altın sarısına döndüğü ve alttaki danelerin rutubetinin yüzde 25–28 aralığına geldiği dönemde (genellikle eylül) biçerdöverle yapılır. Hasat sonrası çeltikler beton sergenlerde üç - dört gün aralıklarla çevrilerek veya kurutma makineleriyle yüzde 13–14 rutubete düşürülür; gizli kırılmaları önlemek için boşaltma ve depolamada mekanik hasardan kaçınılır. İşleme (kabuk soyma, parlatma ve sınıflama) sırasında Türk Gıda Kodeksi limitlerine uyum esastır; ambalajlamaya geçmeden önce uygun nem ve hijyen koşulları kontrol edilir.

Ormanlı Ovası’nın agro-ekolojik profili ürüne özgü bir “mense–kalite bağı” üretir. Kuzeyde Karadeniz’e açılan rüzgâr koridoru, yazın denizden gelen serin ve nemli hava ile kışın Istıranca’dan taşınan temiz suların oluşturduğu hidrolik denge sayesinde çeltiğin stres toleransı ve dolgunlaşması desteklenir. Yaz sonu ve hasat öncesi dönemde gece–gündüz sıcaklık farklarının artması tanelerde nişasta (özellikle amiloz/amilopetin dengesi) yönünden istenen yapıyı teşvik eder; bu durum, pişirme sırasında tanelerin parlaklık ve bütünlüklerini korumasına, lapalaşmadan ayrık kalmasına katkı verir. Bölge topraklarının 20–30 santimetre toprak derinliği ve 50–60 santimetre drenaj seviyesi, su geçirgenliğinin düşük olması ve pH’nın 5,5–7,5 aralığında seyretmesi, pirincin su–besin ilişkilerini rafine bir şekilde kontrol etmeye elverişlidir.

Coğrafi işaret sisteminin yönetişimi de ürünün güvence çerçevesini tamamlar. Denetimler, İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinasyonunda, Çatalca Belediyesi ve Çatalca Ziraat Odası’ndan uzman temsilcilerin yer aldığı en az üç kişilik bir kurul tarafından yürütülür. Düzenli denetim yılda en az bir kez yapılır; ihtiyaç hâlinde ve şikâyet üzerine her zaman denetim mümkündür. Denetim kapsamı; menşe adının izlenebilirlik kayıtları (tarladan ambalaja), ambalaj–etiket unsurlarının mevzuata uygunluğu, ambalajlayıcı işletme ve depolama koşullarının hijyen kriterleri ve ürünün kalite özelliklerinin kontrolünü içerir. İşaretin ve menşe ambleminin doğru ve görünür kullanımı zorunludur; ambalaj üzerinde ürün yılı, sınıf, kırık oranı ve menşei açıkça yer alır. Bu yapı, hem tüketici açısından güvenilir köken bilgisini ve kalite sürekliliğini sağlar, hem de üretici açısından farklılaşma ve adil fiyatlanma zemini oluşturur.

Gastronomi ve turizm bağlamında Çatalca Ormanlı Pirinci, İstanbul’un kırsal-kıyı hinterlandında gelişen yerel ürünler sepetinin öne çıkan bir bileşenidir. Japonika karakteri ve yöreye özgü aroma profili, pilav, sütlaç, dolma–sarma iç harçları ve tandırlı/etli pilavlar gibi geleneksel reçetelerde parlak taneli, hafifçe yapışan fakat dağılmayan bir doku sunar. İstanbul’un gastronomi rotalarında (Çatalca kırsalındaki kır lokantaları, şehir içi geleneksel mutfak durakları, yerel üretici pazarları) coğrafi işaretli ibare ve logo ile görünürlük kazanan ürün, kırsal turizm deneyimlerinin (hasat zamanı tarla gezileri, üretici atölyeleri) niteliğini artırır. Kırsal kalkınma açısından menşe adının sunduğu kamusal güvence, küçük üreticinin pazarlık gücünü yükseltir; izlenebilirlik ve sürdürülebilir üretim ilkeleriyle birleştiğinde, İstanbul ölçeğinde “yerel ve özgün” bir marka değerine dönüşür.

Referanslar

FAO. (2013). Rice in human nutrition. FAO Food and Nutrition Series; International Rice Research Institute (IRRI). (t.y.). Rice Knowledge Bank: Japonica vs. Indica grain quality traits; İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü. (2024). Çatalca Ormanlı Pirinci – Coğrafi İşaret Tescil Belgesi (Menşe Adı; Tescil No: 1639; Başvuru No: C2022/000181; Başvuru Tarihi: 09.06.2022; Tescil Tarihi: 17.09.2024). Türk Patent ve Marka Kurumu; Özbek, H. ve Korkut, K. Z. (2016). Çeltik tarımında su ve toprak yönetimi, Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 30(1): 35–48; T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. (2017). 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (coğrafi işaretler bölümü). Resmî Gazete; T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı. (2011). Gıda ile Temas Eden Madde ve Malzemelere Dair Yönetmelik. Resmî Gazete; T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı. (2019). Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği. Resmî Gazete; T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı. (2020). Türk Gıda Kodeksi Pirinç Tebliği (son değişiklikleriyle). Resmî Gazete; Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü. (t.y.). Çeltik çeşit geliştirme ve sertifikalı tohumluk temini (bilgilendirme notları); Türk Patent ve Marka Kurumu. (2024). Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adı Sicili: Çatalca Ormanlı Pirinci (No: 1639); Yıldız, Ş. ve Ateş, S. (2018). Türkiye’de çeltik tarımı: Su yönetimi, gübreleme ve verim ilişkileri, Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 27(2): 145–160.

Konuyla ilgili diğer maddeler için bkz.: