Bergama Kraliyet Kütüphanesi
Doğal ve Kültürel Miras Antik Dönem Kütüphanesi UNESCO Dünya Miras Alanı
(MÖ 197 - 159)
Tarihsel süreç içerisinde ilk örneklerini Mısır ve Mezopotamya’daki kil tabletlerin ve hiyeroglif papirüslerin bir araya getirilmesi ile oluştuğu bilinen kütüphaneler, insanoğlunun sahip olduğu bilginin muhafaza edilerek gelecek nesillere aktarıldığı kültür merkezleri olmakla birlikte yazının icat edilmesine denk bir geçmişe sahiptir. Bir başka ifade ile, kütüphaneler uygarlıkların tarihi ve kültürel geçmişinde önemli bir yere sahip olmanın yanı sıra, insanların düşündüklerini taş, bitki, hayvan derisi vb. materyaller üzerine yazmaya başlamaları üzerine tarih sahnesinde yerini almıştır. Tarihin başlangıcından itibaren eğitim, sanat, kültür ve bilim yaşamının vazgeçilmez mekanları olan kütüphanelerin en eskileri arasında Anadolu’da kurulan kütüphanelerde bulunmaktadır. Bu kütüphanelerden biri de Hellenistik dönemde Anadolu’nun en batısında önemli bir yerleşim merkezi olan Bergama Krallığı'nda (MÖ 280-133) kurulan ve Antik dönemde Mısır’da bulunan İskenderiye (Alexandria) Kütüphanesinden sonra ismi en çok bilinen Bergama Kraliyet Kütüphanesidir.
Bergama Kraliyet Kütüphanesi günümüzde İzmir’in Bergama ilçesinde bulunan Bergama Krallığı’na ait Akropol’de (İç kale) bulunmaktadır. Konum olarak tam nerede bulunduğu hakkında literatürde tartışmalı bilgiler olsa da kütüphanenin Bergama Krallığı’nın iç kale kısmında yer alan Athena Kutsal Alanı içinde olduğu yaygın olarak kabul görmektedir. Hellenistik dönemde Bergama Krallığı’nda yaklaşık olarak 150 yıl egemenlik süren Attaloslar (Attalos Hanedanlığı - MÖ III-II. yüzyıllar) Bergama Krallığını antik dönemde siyasi, ekonomik ve kültürel yönden alışılmış ölçülerin dışına çıkan bir merkez haline dönüştürmüşlerdir. Bergama Kraliyet Kütüphanesi Attalos Hanedanlığı tarafından izlenen bu kültür politikasının bir sonucu olarak inşa edilmiştir. Antik dönemde Anadolu’da bulunan en büyük ve en zengin kütüphane olan Bergama Kraliyet Kütüphanesi’nin kurucusunun kim olduğu hakkında kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, hem antik dönem hem de modern kaynakların sunmuş oldukları bilgilere dayanarak takip eden sıralamanın genel kabul gören bir açıklama olarak karşımıza çıktığını söylemek yanlış olmayacaktır. Buna göre, MÖ III. yüzyıl başlarında yapılmış ve antik dönemin önemli kültür merkezlerinden biri olan Bergama Kraliyet Kütüphanesi’nin ilk yapılmaya başlanmasının I. Attalos (MÖ 241-197) dönemine ait olduğu düşünülmektedir. II. Eumenes döneminde (MÖ 197-159) ise kitap toplama ve kütüphane binasının inşasına başlama işinin gerçekleştiği, kütüphanenin tüm çalışmalarının ise II. Attalos döneminde (MÖ159-138) tamamlandığı düşünülmektedir.
Hellenistik dönemde Anadolu’da önemli bir kültür merkezi olan Bergama Krallığı’nda kurulan Bergama Kraliyet Kütüphanesi'nin İskenderiye kütüphanesinden sonra sahip olduğu bilim, tıp, felsefe, edebiyat vd. pek çok alanda 200 bin cilt yazma eseri ile kitap sayısı bakımından antik dönemde dünyanın en büyük ve en zengin kütüphanesi olması bakımından önem taşımaktadır. Antik dönemde kurulan kütüphanelerin sahip olduğu kitapları günümüzde olduğu gibi çeşitli yöntemlerle elde ettikleri bilinmektedir. Bu yöntemler arasında kitaplar genellikle satın alma yolu ile temin edilmekle birlikte bağışlar, vakıf, savaş ganimetleri ve müsadere yöntemleri de kitap elde etmek için kullanılan diğer yöntemler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bergama Kraliyet Kütüphanesi devlet kontrolünde bir kurum olduğu için sahip olduğu kitapların devlet tarafından genellikle satın alma yolu ile temin edildiği bilinmektedir. Sahip olduğu kitap sayısı Bergama Kraliyet Kütüphanesi’nin kültürel ve sanatsal anlamda gelişmesine ve ünlenmesine katkı yaparken, bu durum kendisinden yaklaşık olarak yarım asır önce kurulmuş olan İskenderiye Kütüphanesi ile rekabet veya bir tür zenginlik ve kültür savaşı yaşamasına neden olmuştur. Bu dönemde Atina’da yaşayan ünlü koleksiyoner Neleus’un kendi kitaplarını açık artırma ile satışa çıkarması ve bu kitapların Bergama Kraliyet Kütüphanesi'nin yetkilileri tarafından satın alınması sonucunda, bu yaşanan rekabetin daha da arttığı bilinmektedir. Bu nedenle Mısır Kralı’nın II. yüzyılın başlarında kendileri için büyük gelir kaynağı olan ve yazı yazma materyali olarak kullanılan papirüs bitkisinin ihracatını Bergama Kraliyet Kütüphanesi’nin daha fazla gelişmesine ve ünlenmesine engel olmak için yasakladığı düşünülmektedir. Ancak bu yasaklama Bergama Krallığı’nda yazı yazma materyali olarak yeni bir arayışın başlamasına neden olmuştur. Takip eden süreç içerisinde her ne kadar kullanımı Anadolu’da daha eski zamanlara uzansa da Sardesli sanatçı Krates tarafından koyun ve keçi derisinden özel bir şekilde hazırlanmış yazı materyalinin bulunması gerçekleşmiştir. Bu yazı materyali tarihte Bergama Kağıdı (Charta Pergamena) olarak bilinmekle birlikte, daha sonra bilim dünyasının yolunu aydınlatacak papirüsten daha dayanıklı olan parşömen adını almıştır. Bergama Kraliyet Kütüphanesi'nin tarihte insanlığın bulduğu en kaliteli yazı materyali olarak parşömenin icat edilmesi ve kullanılması bakımından önem arz etmektedir.
Bergama Kraliyet Kütüphanesi Antik Yunan’da sanat, barış, zeka ve strateji tanrıçası olan Athena’ya adanmış tapınak içinde yapılmış ve Attalos Hanedanlığı tarafından her bakımdan korunarak desteklenmiştir. Bu bağlamda, tıpkı İskenderiye Kütüphanesi gibi saray kütüphanesi olduğu söylenebilir. Ancak, kütüphane evrensel bir nitelik taşıdı ve saray mensuplarına ek olarak yerel halka da açık olması bakımından kamu kütüphanesi olarak da görev yapmıştır. Bergama Kraliyet Kütüphanesi hem kütüphane olarak hizmet verdi hem de antik dönemde bilim adamları tarafından çalışma yapmak için kullanılmıştır. Kütüphane içerisinde yapılan çalışmalar arasında tıp biliminin önemli bir yer tuttuğu bilinmektedir. Antik dönemde Hipokrates’den sonra en önemli tıp bilgini ve bir imparator hekimi olan Bergamalı Galenus’un (MÖ 129–200) eserlerini büyük ölçüde bu kütüphanede çalışarak hazırlamış olduğu bilinmektedir. Bu durum Bergama Kraliyet Kütüphanesi’nin bir tıp kütüphanesi olarak kullanılması bakımından önem taşımaktadır.
1978’de Carl Humann ve 1884 yılında Alexander Conze’nin yaptıkları Bergama Kazıları neticesinde Bergama Kraliyet Kütüphanesi’nin mimari özellikleri hakkında bazı bilgilere ulaşılmıştır. Kütüphane içerisinde biri konferanslar, diğer üçü ise kitapların muhafaza edildiği doğu ve batı yönünde sütunlu avlularla birbirine bağlantılı olarak yapılmış toplamda dört odanın bulunduğu tahmin edilmektedir. Kütüphanenin okuma salonu olarak büyük odasının kullanıldığı bilinmektedir. Okuma salonu olarak kullanılan bu odanın günümüze ulaşan duvar kalıntılarının iç kısımlarında, yatay olarak kitapların konduğu raflarının duvara sabitlendiği deliklerin yerleri bulunmuştur. Kütüphane binası içerisinde iç ve dış duvar arasına dar bir geçit yapıldığı bilinmektedir. Rafların duvarla temasının kesilmesi ve arada yarım metrelik boşluk bırakılması ve kitapların yapının kuzey ve doğu kısımlarına konulması kütüphanenin bünyesinde var olan kitapların rutubete ve küflenmeye karşı korunmaları için alınmış bir önlem olarak karşımıza çıkmaktadır. Kütüphane yapısı içerisinde pek çok heykele ait kaide bulunmuştur. Günümüzde Berlin Müzesinde sergilenen Athena Heykeli’nin kütüphane kazı çalışmaları sırasında bulunması ve çok sayıda heykel kaidesine rastlanması kütüphane binası içerisinde tanrıların ve tanrıçaların, önemli şair ve yazarların heykellerinin yer aldığını göstermesi bakımından önemlidir.
Hellenistik dönemde Anadolu’da önemli bir kültür merkezi olan Bergama Krallığı’nda kurulan Bergama Kraliyet Kütüphanesi Antik dönemin önemli manevi entelektüel merkezlerinden biri olmuş ve çağdaşı olan İskenderiye Kütüphanesi gibi o dönemin kültürel, siyasal ve bilimsel amaçlarına uygun bir misyon üstlenerek Bergama Krallığı’nın Hellenistik dönemin önemli bir kültür kenti olmasına katkı yapmıştır. Bergama Kraliyet Kütüphanesi Attalos Hanedanlığı’nın son üyesi ve kralı olan III. Attalos’un ölümünden sonra kendi vasiyeti üzerine MÖ 133 yılında Roma İmparatorluğu’na devredilmiştir. Kütüphane Roma İmparatorluğu’na Hellen kültürünü öğrenmek için fırsat sunmuştur. Takip eden süreç içerisinde önemi gittikçe azalan Bergama Kraliyet Kütüphanesi’nde bulunan kitaplar Romalı devlet adamı Marcus Antonius tarafından MÖ I. yüzyılda İskenderiye Kütüphanesi’ne bağış yapılarak gönderilmiştir. Bu bağışın nedeni konusunda Marcus Antonius’un Mısır Kraliçesi Kleopatra’ya düğün hediyesi olarak verdiği bazı kaynaklarda geçse de, yaygın olarak kabul edilen görüş; MÖ 47 yılında Caesar’ın Mısır ile yaptığı savaşın İskenderiye Limanı’nda bulunan kütüphanenin yanmasına sebep olması sonucunda tahrip olan kitaplara karşılık olarak Mısır’a bu boşluğu doldurmak için telafi amaçlı gönderildiğidir. Bu olay, Akdeniz’in karşılıklı iki kıyısındaki kütüphanenin rekabetini sonlandırmış olmakla beraber Bergama Kraliyet Kütüphanesi’nin faaliyetlerini durdurmasına neden olmuştur.
Tarihsel süreç içerisinde birçok istila ve yıkımdan kurtulan, tarihi MÖ 2000 yıllara dayanan Bergama Krallığı 2014 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nin içerisine dahil edilmiş olup, günümüzde yaklaşık olarak her yıl bir milyon yerli ve yabancı turistten oluşan ziyaretçi ağırlamaktadır. Bergama Krallığı sahip olduğu zengin tarihi ve kültürel değerleri ile günümüzde kültür turizmi açısından önemli bir potansiyele sahip olmakla beraber dünya kültür tarih mirasının da önemli bir parçasını oluşturmaktadır.
Referanslar
Alar, H. (2001). Kütüphaneciliğin Tarihçesi ve İlk Kütüphaneler, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 16 (0): 295-308; Güngör, Y. (2005). Bergama Krallık Kültü. Bergama Belleten-14: Bergama Sanat ve Kültür Vakfı Yayınları; Keseroğlu, H.S. ve Demir, G. (2016). Antikçağda Bilim ve Kütüphane, Türk Kütüphaneciliği Dergisi, 30 (3): 365-397; Yılmaz, C.A. ve Gülerdoğan, F. (2021). Helenistik Dönemin Metropol Şehri: Pergamon, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 31(1): 455-479.