Âşık Veysel

Kişi Ozan

(Sivrialan, Sivas, 1894 - 1973)

Bir toplumu ayakta tutan ve güçlü kılan dinamiklerin en başında kültür gelmektedir. Âşıklık geleneği, Türk toplumunun binlerce yıllık sözlü hafızasını ve kültürel mirasını günümüze kadar taşıyarak sanatın kültürü aktarmadaki rolünü ortaya koymuştur. Sürdürdükleri gelenekle her biri yaşayan bir insan hazinesi olan âşıklar, kültürel mirasın gelecek nesillere aktarmasında önemli rol oynamışlardır. XX. yüzyılın ilk çeyreği Türk milleti için büyük bir var oluş mücadelesine sahne olurken Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyeti milli kültür temelleri üzerine kurmuştur. Bu zorlu dönemden âşıklık geleneği de nasibini almış, gelenek mensubu âşıklara çok az rastlanır olmuştur. Böylesine zor bir dönemde ortaya Âşık Veysel çıkmış; XX. yüzyıl âşıklık geleneğinin yol başçısı, rehberi olmuştur. Veysel; Türk insanının irfanını, duygu ve düşünce dünyasını biraz Yunus’tan biraz da Karacaoğlan’dan alarak kendi kalıbında yeniden şekillendirmiş; gönül gözüyle gördüklerini kalp diliyle aktarmıştır.

Âşık Veysel, Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde 1894 yılında dünyaya gelmiştir. Şair, dünyaya geliş tarihini bir şiirinde “Üç yüz onda gelmiş idim cihâna” ifadeleriyle anlatmıştır. Babasının adı Ahmet, annesinin adı Gülizar’dır. Veysel, yedi yaşında çiçek hastalığından bir gözünü tamamen kaybetmiş, diğer gözü de büyük oranda görme yetisini yitirmiştir. Sonrasında az da olsa gören gözüne batan bir değnekten dolayı o gözü de karanlık dünyaya teslim olmuştur. İki gözü de görmez olan Veysel’e babası teselli niteliğinde bir saz almış, bu saz onun hayata tutunmasını sağlamıştır. Veysel, başka âşıkların şiirlerini, türkülerini ve deyişlerini dinleyerek geleneği tanımış; Molla Hüseyin ve Âşık Ali’den aldığı yardımlarla sazda ve sözde kendini geliştirmiştir. Bir süre usta malı şiirler, türküler ve deyişler okumuş; daha sonra kendi eserlerini meydana getirmeye başlamıştır. Onun hayatını değiştiren en önemli dönüm noktası, Ahmet Kutsi Tecer’le tanışması olmuştur. 1931 yılında düzenlenen Sivas Âşıklar Bayramına katılmış ve gelenek içerisinde tanınmaya başlamıştır. Yıllarca şehir şehir, köy köy dolaşarak sanatını icra etmiştir. Âşıklık geleneğinin son büyük şairlerinden olan Veysel, bir dönem Ali İzzet Özkan’la birlikte Köy Enstitülerinde saz hocalığı yapmıştır. 1965 yılında özel bir kanunla Veysel'e maaş bağlanmıştır. 1966 yılında Konya Âşıklar Bayramına katılmış ve gelenek mensuplarından büyük saygı görmüştür. Yaşadığı dönemde ve sonrasında pek çok ünlü sanatçı onun türkülerini okumuş ve Veysel’in tanınmasına katkı sağlamıştır. Âşık Veysel, kendi hayatını anlatan “Karanlık Dünya” filminde oynamış; bunun yanında pek çok radyo ve televizyon programına konuk olmuştur. Âşık Veysel’i konu alan “Âşık” filmi ise 2016’da vizyona girmiştir. Âşık Veysel, 21 Mart 1973 tarihinde vefat etmiştir. 

Âşık Veysel; şiirlerinde sade, anlaşılır, duru bir Türkçe kullanmıştır. Hecenin daha çok 8 ve 11’li kalıplarıyla dili ustaca kullanmış, sehli mümteni tarzındaki söyleyişleriyle dikkat çekmiştir. Veysel şiirlerinde; aşktan tasavvufa, eleştiriden nasihate, ilimden cehalete, tabiattan yaşama, gurbetten memlekete, siyasetten topluma, sevinçten hüzne, millî duygulardan dinî değerlere, doğumdan ölüme kadar çok geniş bir konu yelpazesine yer vermiştir. Irk, dil, din ve mezhep ayrımı yapılmasına ömrü boyunca karşı çıkmış; birlik, beraberlik, yurt sevgisi, çalışmak, millî kültüre bağlılık ve dostluk temalarını içeren şiirler söyleyerek topluma öğütler vermiştir. Cumhuriyet ve Atatürk konulu şiirler yazmış, Atatürk’le görüşmeyi çok istemiş ancak buna muvakkak olamamıştır. Cumhuriyetin 10. yılı için yazdığı "Cumhuriyet Destanı" adlı şiiri, Atatürk'e okumak için aylarca süren Ankara yolculuğuna çıkmış ancak Atatürk'e ulaşmayı başaramamıştır. Veysel, rahatsızlığından dolayı eğitim alamasa da gönül gözü açık ve irfan sahibi bir şair olarak kayıtlara geçmiştir. Veysel; içindeki yaşama sevincini sevginin gücüyle mayalamış, gönül diliyle söylediği şiirlerinin ve deyişlerinin merkezine insanı yerleştirmiştir. 

Âşık Veysel'in imkansızlıklarla kuşatılmış olan hayatı, onun sınırlar aşarak evrensel bir çizgiye ulaşmasına engel olamamıştır. Amerikalı elektrogitar virtüözü Joe Satriani, 2008'de çıkardığı albümde "Aşık Veysel" isimli kendi bestelediği enstrümantal bir esere yer vermiştir. “Uzun İnce Bir Yoldayım, Kara Toprak, Güzelliği On Par’ Etmez” türküleri başta olmak üzere birçok eseri evrensel düzeyde üne kavuşmuş ve farklı dillerde icra edilmiştir. 2014 yılının Kasım ayında Devlet Opera ve Balesi; Âşık Veysel'in ölümünün 41. yılı anısına onun türkülerinden hareketle, tek perdelik  "Dostlar Beni Hatırlasın" adlı dans tiyatrosunu sahneye koymuştur. Âşık Veysel’in köydeki evi, Kültür Bakanlığı tarafından restore edilerek müzeye dönüştürülmüştür. Ölümünün 50. yılı münasebetiyle, 2023 yılı Cumhurbaşkanlığı tarafından “Âşık Veysel Yılı” olarak kabul edilmiş ve Âşık Veysel anısına pek çok etkinlik düzenlenmiştir. Âşık Veysel, geleneğin yeniden canlanmasındaki katkıları yanında hem kişiliği hem de eserleriyle Türk kültürünün ölümsüzleri arasındaki yerini almıştır.

Referanslar

Alptekin, A. B. (2009). Âşık Veysel. Ankara: AKM Yayınları; Kaya, D. (2011). Âşık Veysel. Ankara: Akçağ Yayınları; Oğuzcan, Ü. Y. (1973). Dostlar Beni Hatırlasın. İstanbul: Özgür Yayın Dağıtım; Özen, K. (1998). Selâm Olsun Kucak Kucak: Âşık Veysel. Sivas: Dilek Ofset; https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%82%C5%9F%C4%B1k_Veysel, (Erişim tarihi: 04. 11. 2024).