Destinasyon Rekabetçiliği

Kavram

Turistlerin zihninde dikkat çeken destinasyonlar, müşterinin farkında olduğu ve bir ölçüde ziyaret etme isteği duyduğu destinasyonlar olarak yer almaktadır. Dikkat çeken yerler arasında ilk sırada olan bir destinasyonun, seyahat için seçilecek ilk yer olma olasılığı yüksektir. Bu nedenle destinasyonlar potansiyel ziyaretçilerin “dikkat çeken” setinde yer alabilmek amacıyla birbirleriyle rekabet etmektedir. Destinasyonlar, potansiyel ziyaretçileri çekebildiği ve onları memnun edebildiği ölçüde rekabetçi olabilmektedir. Destinasyonlar öncelikle turist harcamalarını çekmek üzerinde yoğunlaşarak ekonomik nedenlerle rekabet etseler de, ekonomik performans turizm rekabetçiliğinin sadece bir boyutudur. Turizmin kendine özgü doğası nedeniyle, bir turizm destinasyonunun rekabet edebilme yeteneği, sosyal, kültürel, politik, teknolojik ve çevresel güçlerini de içerir. Rekabetçi destinasyonlar, ziyaretçi sayılarında ve gelirlerinde artış elde ettikleri gibi turizm ile ilişkili olan sektörlere de olumlu katkı sağlamaktadır.

Destinasyon rekabetçiliği kavramı, destinasyonun çekiciliği ve ekonomik getirisi, müşterinin destinasyonda yaşadığı deneyimden memnuniyeti ve sürdürülebilirlik gibi destinasyonun yetenekleri ile ilgilidir. Bu açıdan bakıldığında destinasyon rekabetçiliğini; D’Hauteserre, bir destinasyonun pazardaki konumunu ve pazar payını rakiplerinden daha iyi bir şekilde koruması, sürdürebilmesi ve zamanla geliştirebilmesi yeteneği olarak tanırlar. Dwyer ve Kim ise bir destinasyonun, turistler tarafından önemli olduğu düşünülen turizm deneyimi ile ilgili mal ve hizmetleri, rakip destinasyonlara kıyasla daha iyi bir performansla sunabilmesi kabiliyeti olarak ifade eder. Diğer taraftan destinasyon rekabetçiliğinin temel amacı yerel halkın refah seviyesindeki artış olarak gösterilmiş ve bu amaç kavramın tanımlanmasında da etkili olmuştur. Kavramı ilk tanımlayanlardan Crouch ve Ritchie, destinasyon rekabetçiliğini, “Destinasyonda yaşayan toplumun refahını artırıp, gelecek nesiller için destinasyonun doğal kaynaklarının korunmasını sağlarken, tatmin edici ve unutulmaz deneyimler sunarak ziyaretçi sayısını ve turizm gelirini arttırma yeteneği” şeklinde tanımlamakta ve kavramın bu yönüne vurgu yapmaktadır.

Doğal kaynaklar, bir destinasyona diğer bir destinasyon karşısında üstünlük kazandıran ve rekabet avantajı sağlayan önemli unsurlardır. Destinasyonun kültürel ve doğal bütünlüğünün, ekolojik dengesinin ve biyolojik çeşitliliğinin korunması, o bölgenin çekiciliğinin uzun zaman sürdürülebilmesine ve böylece destinasyonun rekabet avantajını koruyabilmesine olanak sağlar. Destinasyon rekabetçiliği, arz ve talebin yanı sıra destinasyonun dış ortamından etkilenen çok çeşitli faktörlere dayanır. Sonuçta, destinasyonların rekabet edebilirliği, değerlendirilen her bir öğe için performanslarını en üst düzeye çıkarma yeteneklerine bağlıdır. Rekabetçilikte başarılı olmak isteyen destinasyonlara izleyecekleri yol konusunda; (1) çevreyi ilk sıraya koymak, (2) turizmi önder sektör yapmak, (3) pazardaki dağıtım kanallarını güçlendirmek ve (4) dinamik bir özel sektör yapılandırmak şeklinde dört temel prensip önerilir.

Yararlanılan Kaynaklar

Akkuş, G. (2016). Destinasyon Rekabetçiliği için Deneyimsel Turizm: Turist Perspektifinden Bir Değerlendirme (Yayımlanmamış doktora tezi). Erzurum. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum; Buhalis, D. (2000). Marketing The Competitive Destination of the Future, Tourism Management, 21: 97-116; Kozak, M. (1999). Destination Competitiveness Measurement: Analysis of Effective Factors and Indicators. European Regional Science Association (ERSA) Conference Papers, 289; Dwyer, L. ve Kim, C. (2003). Destination Competitiveness: Determinants and Indicators, Current Issues in Tourism, 6 (5): 369-414.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Ritchie, J. R. B. ve Crouch, G. I. (2003). The Competitive Destination: A Sustainable Tourism Perspective. Oxon: CABI.