Viaje de Turquía (Türkiye Seyahati)
Seyyah ve Seyahatname Seyahatname
-
2020
İspanyol edebiyatına ait, özgün adı Viaje de Turquía (Türkiye Seyahati) olan eserin 1557 yılında tamamlandığı kabul edilmektedir. Kitap, birbiriyle arkadaş olan üç İspanyol karakterin diyaloglarından oluşmaktadır: Birincil tekil şahıs anlatımla İstanbul’daki kölelik yıllarına ait anılarını anlatan Pedro de Urdemalas (Pedro); teoloji eğitimi alan Juan de Voto a Dios (Juan); Juan’ın yardımcısı Mátalas Callando (Mata). Kitabın ilk kısmında Pedro kölelik anılarını, ikinci kısmındaysa Osmanlı’nın kurumları ve geleneklerini arkadaşlarının soruları eşliğinde anlatmaktadır. Kitabın özgün son kısmınınsa kayıp olduğu düşünülmektedir.
Özgün eser, İspanya Kralı II. Felipe’ye (1527-1598) takdim edildi. Ama olasılıkla içeriği dolayısıyla kitap uzun yıllar basılmadı. Eseri 1905 yılında yayına hazırlayan kişi, Kraliyet Tarih Akademisi üyesi bir tarihçi olan Manuel Serrano Y Sanz’dır (1866 - 1932). Serrano Y Sanz bu esere, İspanyol Kütüphanesi için düzenlediği Autobiografías y memorias cildi içinde yer verdi. Günümüz basımlarında kullanılan anlatının son kısmının da Serrano Y Sanz tarafından düzenlendiği düşünülmektedir.
Kitap Türkçe’ye iki defa çevrildi ancak ikisi de özgün eserin tam çevirisi değildir. İlk çeviri Mehmet Fuat Carım (1892-1972) tarafından Kanuni Devrinde İstanbul ana adıyla 1964 yılında, eserin Fransızca çevirisi esas alınarak yapıldı (İstanbul: Yeni Savaş Matbaası). Baskının künyesinin tam verilmesi, içindekiler kısmının bulunması, bölümlerin başlıklandırılarak düzenlenmesi ve ana metin içinde koyu renkle parantez içinde gösterilen dipnot niteliğindeki açıklamalarıyla bu çeviri oldukça tatmin edicidir. Türkiye’nin Dört Yılı 1552 – 1556 adıyla basılan ikinci çeviri ise A. Kurutluoğlu tarafından yapılan bu çeviride kitabın 1905 baskısı esas ve 1964 Türkçe çevirisi dikkate alındı ((olasılıkla) 1974, İstanbul: Tercüman Gazetesi).
Özgün kitabın yazarının kimliği ve eserin türü konusunda çeşitli tartışmalar vardır. Öncelikle, imzasız yazmanın kim tarafından kaleme alındığına ilişkin iki görüş hâkimdir. Manuel Serrano Y Sanz kitabın, hicivli diyaloglarıyla tanınan İspanyol Rönesans’ı denemecilerinden Cristóbal de Villalón (XVI. yüzyıl) tarafından yazıldığını ileri sürer. İspanyol asıllı Fransız olan Marcel Édouard Bataillon (1895 - 1977) ise kitabı kaleme alan kişinin Erasmus ekolünden bir hümanist ve doktor olan İspanyol Andrés Laguna (1510 - 1559) olduğu iddia eder.
İkinci tartışma konusu, genel olarak öz-yaşam öyküsü ya da anı kitabı olarak nitelendirilen Türkiye Seyahati’nin bu tür içinde değerlendirilmesinin ne kadar doğru olduğuna ilişkindir. Bunun nedenleri şöyle sıralanabilir: Öncelikle, özgün yazar olduğu düşünülen İspanyol aydınlarının Türkiye’ye gittiğine dair bir veri bulunmamaktadır. İkincisi, kitapta ağırlıklı olarak 1551’de Floransa’da basılan Giovanni Antonio Menavio’un I costumi et la vita de Turchi adlı kitabından yararlanıldığı saptandı. Üçüncüsü, kitapta adı anılan bazı isimler (örneğin, Ulu Türk denilen Kanuni Sultan Süleyman, Sinan Paşa, Sadrazam Rüstem Paşa, Doktor Amonoğlu) gerçek birer tarihi kişiliktir. Ama İspanyol üç ana karakter kurgu karaktere daha yakındır. Örneğin, Osmanlı’nın elinde hayatta kalmak için doktor olduğu yalanını söyleyen, uyanık ama yetenekli, bir asil ya da şövalye olmayan Türkiye Seyahati’nin başkarakteri Pedro, XVI. yüzyıl pikaresk roman türünün genel niteliğine uygun bir karakterdir. Ayrıca, mizahi bir dille kölelerin daha iyi bir hayat için başvurdukları hileler ve yaptıkları kurnazlıklar, Yahudi doktorların iyi bir gelir elde etmek için hastalarını nasıl aldattıkları, hayatta kalmak için söylenilen yalanlar, ikiyüzlülükle din değiştirenler de pikareks roman kurgusuna uygun düşen temalardır. Dördüncüsü de, kitap doğaçlama bir konuşma kaydındansa önceden düzenlenen bir plan çerçevesinde yürütülmüş diyaloglardan oluşmaktadır. Diyaloglar, Rönesans döneminin edebi bir anlatım tekniği olan Çiçero tarzı diyaloglara benzemektedir. Diyalogların bu niteliği de kitabı modern romanlara yaklaştırarak kurgu eser olduğu tezini güçlendirmektedir.
Türkiye Seyahati ayrıca, İspanya’da bir dönem popüler bir tür olan Tutsaklar Edebiyatı altında da değerlendirilebilir. XVIII. yüzyılın ikinci yarısına kadar İspanya ve Osmanlı imparatorlukları arasında resmi ve doğrudan bir haberleşme olmadığından, XVI. yüzyılda İberya Yarımadası’nda böylesi bilgiler ikincil kaynaklardan elde ediliyordu. Bu kaynaklar da İtalya’daki ya da Avrupa’daki devletler kadar, Tutsaklar Edebiyatı adı altında değerlendirilen anı türündeki eserlerdi. Türkiye Seyahati de bu edebiyat türüne uygun olarak, Akdeniz’deki bir savaştan sonra bir Osmanlı paşasının kölesi olan ve İtalya üzerinden ülkesine kaçıncaya dek İstanbul’da hem doktor hem de inşaat işçisi olarak çalıştırılan bir İspanyol esirini hikâye etmektedir.
Kitapta, başkarakter Pedro’nun İstanbul ve çevresinde gördüğünü ya da yaşadığını ifade ettiği yerler oldukça sınırlıdır. Buna rağmen kentler topografik ve fiziki kültürel mekânlar açısından boyutsuz tasvir edilmektedir. Öyle ki okurların aklında bir harita ya da gezi rotası oluşmamaktadır. Örneğin İstanbul, Galata, Yedikule, At Meydanı ve Tophane semtlerinin adı anılarak anlatılırken, Pedro’nun uğradığı İzmit, İzmir ve Kavala gibi yerler neredeyse sadece ad olarak geçmektedir. Benzer şekilde, Pedro’nun ülkesine kaçarken geçtiği Limni, Sakız, Sisam gibi adalar içinde sadece Aynoroz Adası ayrıntılı betimlenmektedir.
Türkiye Seyahati’nde değinilen konular şöyle gruplanabilir: İstanbul kent kültürü (Boğaz trafiği, nüfus yapısı, semt adları, dükkânlar, hamamlar, evler, hayvan sevgisi, temel gıdaların fiyatları vd.); Osmanlı Sarayı ve yönetim sistemi (hükümet görevlileri, saray çalışanları, harem, ordu, donanma, askeri birliklerin savaş düzeni vd.); ülkedeki hakların toplumsal stereotiplerle betimi (Rumlar, Yahudiler, Çingeneler, Türkler vd.); farklı ülke halklarının kölelik, din değiştirme, Yahudilere karşı tutum gibi konularda kıyaslaması (İspanyollar, Türkler, Almanlar, İtalyanlar vd.); ibadet biçimleri ve ibadethaneleriyle Müslümanlık (Kur’an, ezan, namaz, oruç, kurban, hac, hayırseverlik, Hıdrellez, Ayasofya vd.); Türk gelenekleri (uyuma, giyim, yeme - içme, şarap tüketimi ve bağcılık, ölü gömme, evlenme, bulaşıcı hastalıklar ve sağlık bilgisi, kan kardeşliği, karı - koca ilişkileri, hane düzeni, müzik aletleri vd.).
Referanslar
De Bunes İbarra, M. A. (1994). XVI. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu ve İspanyol Monarşisi: Akdeniz’in Öteki Ucunun İspanya’dan Görünümü, OTAM, 4: 155-166.; Hart, T. R. (2000). Renaissance Dialogue and Narrative Fiction: The Viaje de Turquía, The Modern Language Review, 95 (1): 107-113.; Ortolá, M. S. (1986). The Significance of The Spiritual Awakening Motif in two Sixteenth-Century Works: Lavida de Lazarillo de Tormes and Viaje de Turquía, Revista Canadiense de Estudios Hispánicos, 11 (1): 87-98.