Vezirköprü

YERLEŞİM MERKEZİ İlçe Yerleşimi

Vezirköprü ilçesi Samsun iline bağlı en büyük ilçelerden biridir. Orta Karadeniz Bölümü’nde yer alan ilçe Samsun il merkezine 116 kilometre uzaklıktadır. Vezirköprü ovasında geniş bir düzlükte kurulan ilçe merkezi stratejik konumu, doğal, beşerî ve kültürel kaynakları ile Samsun ilinin en önemli ilçelerindendir. Vezirköprü, kültürel ve doğal güzellikleriyle bölgenin dikkat çeken turistik destinasyonlardandır. Samsun ilinin güneybatısında yer alan ilçe, kuzeyden Alaçam ve Bafra, güneyden Amasya’nın Merzifon ve Gümüşhacıköy ile Çorum’un Osmancık, batıdan Sinop’un Saraydüzü ve Durağan, doğudan ise Havza ilçeleriyle komşudur.

İlçenin kuzey ve batı bölümü dağlık olup güneyi ovalıktır. İlçenin rakımı ortalama 350 metredir. 1.871 kilometrekare yüzölçümü ile diğer ilçeler arasında en geniş topraklara sahip olan ilçedir. İlçenin kuzeyinde Küre ve Canik Dağları Kızılırmak yayı boyunca uzanmaktadır. Bu dağlık alanlar ilçe genelinde geniş orman havzalarına sahiptir. İlçeyi güneyden kuşatan Tavşan (1900) ve Dip Dağları (1479) Merzifon ile Vezirköprü arasındaki doğal sınırı oluşturmaktadır. Güneybatıda yer alan Kunduz Dağları (1791) Çorum-Sinop sınırlarını çizmektedir. 

İlçedeki en önemli akarsu Kızılırmak’tır. Bunun dışında çok sayıda irili ufaklı akarsu ve göl bulunmaktadır. Esençay, İstavlos Çayı, Bakırçay, Kuymak Çayı, Duruçay, Akçay, Uluçay, Kocaçay ve Göl Çayı diğer önemli akarsulardır. İlçenin iklim yapısı Karadeniz ile Karasal iklim arasındaki geçiş iklimidir. İlçe genelinde kışlar ılık ve yağışlı, yazlar ise sıcak ve kuraktır. Ormanlık alanlar ilçe genelinde yaklaşık 40.000 hektar alanı kaplarken kayın, gürgen, meşe, defne, akçaağaç, funda, karaçam, sarıçam ve maki türü ağaçlar ormanların genel yapısını oluşturmaktadır. İlçenin güneybatısında Çorum-Sinop sınırında yer alan Kunduz ormanları karaçam ve sarıçam ağaçları ile ilçenin en önemli biyosfer alanıdır. Ilıman iklim yapısı sayesinde hemen her türde tarım ürünü yetiştirilmektedir. Geniş tarım alanları ile Samsun ilinin Bafra’dan sonra en önemli tarımsal merkezidir. 

Vezirköprü’nün tarihsel geçmişi Kalkolitik döneme kadar uzanmaktadır. Özellikle Oymaağaç Höyüğü ve çevresinde yoğun bir yerleşme görülmektedir. İlçe çevresindeki pek çok höyükte Hitit, Kimmer ve Kaşka dönemine ait tabakalar tespit edilmiştir. Yunan Koloni Çağı sonrasında Pontus, Roma ve Bizans dönemlerinde kent merkezinde yerleşmenin başladığı araştırmacılar tarafından ifade edilmektedir. Vezirköprü ve çevresinin ilk beylikler döneminde Danişmentliler tarafından ele geçirildiği düşünülmektedir. Anadolu Selçukluları döneminde kent Gedegara adıyla anılmaya başlanmıştır. Selçukluların ardından Canik Beyliği, Pervane Beyliği ve Taşan Beyliği tarafından kısa bir dönem yönetilmiştir. Emir oğlu Taşan Bey döneminde kent çarşısının oldukça hareketli olduğu kaydedilmiştir. Vezirköprü Osmanlı yönetimine geçtikten sonra Sivas Vilayetinin Amasya Sancağına bağlanmıştır. Bu statüsünü Cumhuriyet Dönemine kadar korumuştur. Osmanlı döneminde kentin Köprülüler devrinde oldukça önem kazanmış ve nüfusu hızla artmıştır. 

Evliya Çelebi ve diğer pek çok gezgin kent hakkında gezilerinde az da olsa söz etmiştir. 1647 yılında kente gelen Evliya Çelebi, Vezirköprü’yü Amasya Livasına bağlı “Köprü” kazası olarak tanımlamıştır. Bu tarihte 140 köyü olduğu ifade edilen Köprü, Celali İsyanlarından çok etkilenmiş ve bu nedenle Taşkale, Toprakkale ve Tahtakale gibi kaleler inşa edilmiştir. Çelebi seyahatnamenin devamında köylerinin de kent merkezi gibi mamur yerler olduğunu aktarmıştır. Bununla beraber kenti tasvir ederken geniş bahçeli, kagir ve kiremit çatılı olarak betimlemiştir. Ayrıca kentteki evlerin diğer Anadolu kasabaların farklı olarak oldukça uzun beyaz renkli külah kaplı bacalarla süslendiğini de aktarmaktadır. Bu betimlemeyi yaparken bacaları minarelerle özdeşleştirmiştir. Kent tasvirine devam eden Evliya Çelebi 20 kadar mahallede 40’a yakın mescit ve camiden söz etmektedir. Bununla beraber Hacı Yusuf Ağa Sarayı, Köprülü Mehmet Paşa Sarayı, Müezzinzade Sarayı, Küçük Mehmet Ağa Sarayı, Hasan Ağa Sarayı gibi 70 kadar irili ufaklı saray yapısının bulunduğunu belirtmektedir. 

2024 yılı nüfus verilerine göre ilçenin toplam nüfusu 88.564 kişidir. 2012 yılında çıkarılan büyükşehir kanunu sonrasında köylerin mahalleye dönüşmesiyle birlikte kentsel-kırsal nüfus ayrımı ortadan kalktığı için köy nüfusları da ilçeye bağlı mahallelere dönüştürülmüştür. Günümüzde kent merkezinde 21 mahallede 34.116 kişi yaşamaktadır. Nüfusun geri kalanı ise kırsal mahallelerde yaşamaktadır. Kırsal mahalle sayısı 139’dur. Toplam 160 mahalle ile Samsun’daki en fazla mahalle sayısına sahip ilçedir. İlçe merkezinde altı anaokulu, yedi ilkokul, altı ortaokul, 10 lise, üç özel eğitim okulu, bir mesleki eğitim merkezi, bir rehberlik ve araştırma merkezi, bir halk eğitim merkezi, bir bilim ve sanat okulu ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi’ne bağlı Vezirköprü Meslek Yüksekokulu bulunmaktadır. Yüksekokul bünyesinde altı önlisans programında yaklaşık 1000 öğrenci eğitim görmektedir. Kent merkezinde dört adet özel öğrenci yurdu ile iki adet KYK’ya bağlı yurt bulunmaktadır. İlçede yer alan Vezirköprü Devlet Hastanesi hizmet veren yegâne sağlık kuruluşudur. Devlet hastanesinin yanı sıra kent merkezindeki altı adet toplum sağlığı merkezleri ile 28 adet eczane önemli kurumlardandır. Ayrıca ilçede beş adet banka şubesi, PTT ile özel posta şirketleri bulunmaktadır. Ek olarak M Tipi bir cezaevi, altı adet gündüz bakım evi, KETEM, gençlik merkezi gibi kurumlar ilçede hizmet veren diğer önemli kuruluşlardır. 

Vezirköprü tarihi ve turistik güzellikleri ile il genelinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Kızılırmak Nehri üzerinde yeralan Şahinkaya, Vezirsuyu kanyonları ilçedeki en bilindik turistik noktalardır. İlçenin güneybatısında yer alan Kunduz Ormanları içerdiği bitki ve hayvan çeşitliliği ile önemli turistik destinasyonlardandır. Doğal güzelliklerinin yanı sıra tarih öncesi devirlere kadar uzanan höyükler ile Hititlerin kutsal şehri Nerik yine ilçe sınırları içerisinde yer almaktadır. İlçede yer alan tarihi ve turistik alanların bazıları şunlardır:

Nerik Antik Şehri (Oymaağaç Höyüğü): Nerik, Hititlerin Anadolu’nun kuzeyindeki en önemli kutsal şehirlerinden biridir. Hitit Devleti’ne ait tabletlerde aktarıldığına göre Kızılırmak Nehri havzasında kurulmuş oldukça bereketli topraklara sahip olan önemli bir kenttir. Bu dönemde Nerik şehri, Ziplanda, Hattuşaş ve Arinna kentleriyle beraber vergi ödemeyen ender şehirlerden biridir. XX. yüzyıl boyunca kenti arayan araştırmacılar kesin olarak konumunu saptayamamıştır. Ancak 2006 yılında Arkeolog Rainer Maria Czichon’un Oymaağaç Höyüğü’nde yaptığı kazılar sayesinde Nerik şehrinin yeri kesinleşmiştir. Hitit döneminde Nerik Fırtına Tanrısı’nın kült merkezi kabul edilmekteydi. 

Orta Camii (Yörgüç Paşa Camii): Osmanlı döneminden günümüze ulaşan en erken tarihli camidir. Mahalleye de adını veren yapı, 1431 yılında II. Murat’ın vezirlerinden Yörgüç Paşa tarafından yaptırılmıştır. Ancak yapı 1943 depreminde yıkıldığı için orijinalinin nasıl olduğu bilinmemektedir. 1944 yılında geçirdiği onarım sırasında moloz taş malzeme kullanılarak ahşap karkaslı olarak inşa edilmiştir. Dikdörtgen planlı olan yapı içten düz tavanlı, dıştan ise kırma çatılıdır. Yapıya kuzey cephenin ortasına açılan kapıdan giriş sağlanmaktadır. Geç dönemde buraya son cemaat yeri eklenmiş, zamanla bu mekân harim mekânı ile birleştirilmiştir. Harim mekanının kuzeyinde ahşap bir kadınlar mahfili bulunmaktadır. Minber, mihrap ve diğer elemanlar ahşap malzemelidir. 

Tacettin İbrahim Paşa Camii: Bazı yayınlarda Kurşunlu Camii olarak da bilinen yapı Çanaklı Mahallesi'nde yer almaktadır. VGM’de yer alan vakfiyesine göre Hacı Beyzade Mevlana Safiyyüddin oğlu İbrahim Paşa tarafından 23 Mayıs 1495 (H. 27 Şaban 900) yılında yaptırılmıştır. Vakfiyede yapıdan bir imaret külliyesi olarak söz edilmektedir. Günümüzde ise bir avlu duvarı içerisinde yer alan yapı cami ve tabhane olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Ayrıca hemen önünde bir şadırvan da bulunmaktadır. Vakfiyede sözü edilen ek mekanları (mutfak, imaret, kiler, ambar, abdesthane vb.) günümüze ulaşamamıştır. 1943 yılındaki depremde yapı büyük oranda zarar görmüş, 1955 yılında yeniden inşa edilmek üzere tamamen yıkılarak orijinal duvarları üzerine inşa edilmiştir. Ancak 1989 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları ile eski eklentiler yıkılarak aslına uygun bir şekilde 2000’li yılların başlarında tamamlanmıştır. Cami mihrap önü kubbeli merkezi planlı yanlarda tabhanelerle genişletilen bir plan şemasına sahiptir. Üzeri beş kubbe ile örtülen son cemaat revakının hemen önünde avlu içerisinde sekizgen bir şadırvan yer almaktadır.  

Namazgah Camii: Taşkale Mahallesi'nde yer alan yapı, Köprülüler Caddesi üzerinde, camiye adını veren Köprülü Mehmet Paşa yapımı namazgahın 40-50 m ilerisinde yer almaktadır. Bazı kaynaklarda Abdülgani Namazgah Camisi adıyla da anılmaktadır. Köprülü Mehmet Paşa adına düzenlenen vakfiyeye göre 1654 yılında inşa ettirilmiştir. Ancak 1906 depreminde tamamen yıkılan yapının yerine 1915 yılında şimdiki cami yaptırılmıştır. Bu nedenle yapının Köprülü Mehmet Paşa döneminde inşa edilen plan tipolojisi bilinmemektedir. Dikdörtgen planlı olan yapı içten düz tavan, dıştan ise kırma çatı ile örtülmüştür. Yapıya giriş kuzey cepheden sağlanmaktadır. Harim mekanına kuzeyine geç dönemde kadınlar mahfili eklenmiştir. 

Namazgah (Köprülü Mehmet Paşa Namazgahı): Taşkale Mahallesi'nde Namazgah Camii’nin hemen gerisinde geç dönemde inşa edilen Köprülü Mehmet Paşa Camii’nin arka avlusunda yer almaktadır. İnşa kitabesi bulunmayan yapı, kaynaklara göre Köprülü Mehmet Paşa tarafından 1654 yılında inşa ettirilmiştir. Daha öncede sözü edilen vakfiye dışında geç döneme ait bir arşiv belgesinde Köprülü Mehmet Paşa’nın namazgaha ek olarak meydan çeşmesi de yaptırdığı anlatılmaktadır. Yapı yaklaşık yedi metre uzunluğunda bir kıble duvarı, kıble duvarının doğusunda yer alan mihrap ve mihrabın batısına yerleştirilen minberden oluşmaktadır. Kesme taş malzeme ile inşa edilen yapı geç dönem restorasyonları ve zamanla zeminin yükselmesiyle mevcut zeminden iki metre kadar aşağıdadır. Sonraki dönemlerde etrafı üç yönden duvarlarla çevrilerek yükseltilmiştir. 

Toprakkale Camii: Cami adını bulunduğu Toprakkale’den almıştır. Kaynaklarda adı geçen Toprakkale’de surların içerisinde bulunduğu düşünülmektedir. Günümüzde meskûn mahal içerisindedir. İnşa kitabesi olmayan yapı 1696 tarihli vakfiyesine göre Köprülü Mehmet Paşa’nın eşi Ayşe Hatun tarafından yaptırılmıştır. VGM kayıtlarına göre 1658 yılında inşa ettirilmiştir. Yapının 1943 depreminde zarar gördükten sonra detaylı bir onarımdan geçtiği düşünülmektedir. 6x14 metre ölçülerinde olan yapı, dikdörtgen planlı olup içten düz, dıştan ise dört köşeli omuz tipi kırma çatı ile örtülmüştür. Yapının kuzeyine ahşap bir kadınlar mahfili eklenmiştir. Son cemaat yeri bulunmayan yapıya kuzeyden giriş sağlanmaktadır. Ayrıca son cemaat yerinin güneybatı köşesinden geç dönem eklemesi olan metal gövdeli minareye erişim sağlanmaktadır. 

Taşkale Ayşe Hatun Camii: Taşkale Mahallesi'nde yer alan Toprakkale Camii gibi adını meskûn bulunduğu kaleden almıştır. Kaynaklar Ayşe Hatun ve Kale Camii gibi adlarla da yapıdan söz etmektedir. İnşa kitabesi günümüze ulaşmayan yapının 1696 yılı öncesinde Köprülü Mehmet Paşa’nın eşi Ayşe Hatun tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. Dört sayfalık vakfiyede Ayşe Hatun’un Taşkale ve Toprakkale’de inşa ettirdiği camilerin yanı sıra çifte hamam, çamaşırhane, çeşme ve imaretten de söz edilmektedir. Vakfiyeye göre yapı birkaç çeşme ve çamaşırhane ile beraber kompleks şeklinde inşa ettirilmiştir. 1943 depreminde zarar gören yapı, 1960 yılında aslına uygun olarak restore edilmiştir. Dikdörtgen planlı olan yapı sekizgen kasnaklı tromp geçişli bir kubbe örtülmüştür. Harim mekanının kuzeyinde ahşap direklerle taşınan kadınlar mahfili yer almaktadır. Yapı dıştan almaşık duvar tekniği ile inşa edilmiştir. Yapının inşasında yer yer devşirme blok taşlar kullanılmıştır. Kuzeyde sütunlarla taşınan üç kubbeli son cemaat revakı bulunmaktadır. Harim mekânında yer alan alçı mihrabı ile ahşap bezemeli minberi süsleme özellikleri açısından önem taşımaktadır. 

Yukarı Nalbantlı Camii: Nalbantlı Mahallesi'nde yer alan cami, inşa kitabesine göre Hacı Hüseyin Efendi tarafından Mustafa adlı bir ustaya 1748-49 yılları arasında inşa ettirilmiştir. 8x14 metre ölçülerinde dikdörtgen planlı olan yapı içten düz tavan, dıştan kırma çatıyla örtülmüştür. Yapının kuzey duvarına sonraki yıllarda son cemaat yeri ile ahşap bir minare eklenmiştir. Gösterişsiz sade bir düzenlemeye sahip olan yapının harim mekânında ahşap direklerle taşınan kadınlar mahfili bulunmaktadır. İç kısımda ahşap tavanda bitkisel karakterli süsleme örnekleri yer almaktadır. 

Fazıl Ahmet Paşa Medresesi: Fazıl Ahmet Paşa Mahallesi'nde yer alan yapı kaynaklarda Köprülü, Taş ve Kurşunlu Medrese ismiyle de anılmaktadır. Yapının inşa kitabesi bulunmamaktadır. Fazıl Ahmet Paşa’nın ölümünden sonra hazırlanan vakfiyeye göre 1678 öncesinde inşa edildiği düşünülmektedir. Kimi araştırmacılar medresenin Kale Camii ve bedestenle beraber külliye olarak inşa ettirildiğini ifade etmektedir. 1943 depreminden az hasar alan yapının özgün dokusunu günümüzde de varlığını korumaktadır. 1964 yılından beri halk kütüphanesi olarak hizmet vermektedir. Medresenin genel plan şeması klasik dönem yapılarını tekrar etmektedir. Medrese, açık avlulu plan tipinde olup, dört yönden revaklarla çevrili dikdörtgen bir plan düzenine sahiptir. Avlunun ortasında çokgen bir şadırvan bulunmaktadır. Avlunun kuzey ve güney kanatlarında karşılıklı dizilen on iki hücre, doğu cephesinde ise dışa taşkın kubbeli mescit yer almaktadır. Dershane, hücreler ve revaklardan oluşan düzenlemede; kuzey ve güney kolları kubbelerle, doğu ve batı kollarının orta bölümleri tekne tonozlarla, yan bölümleri ise oval kubbelerle örtülmüştür.

Taşhan: Ortacami Mahallesi’nde yer alan yapının inşa kitabesi yoktur. Yapının XVII. yüzyıldan sonra inşa ettirildiği düşünülmektedir. 1943 depreminde büyük oranda zarar gören yapı hımış duvar tekniği kullanılarak yenilenmiş, 2006 yılında da VGM tarafından kapsamlı bir restorasyon geçirmiştir. Günümüzde restoran ve otel olarak kullanılan yapı, 33x39 metre ölçülerinde dikdörtgen planlı, iki katlı klasik şehir içi hanlarının plan şemasını tekrarlamaktadır. Yapının girişi kuzey cephede olup alt katlarda hizmet birimleri, üst katlarda ise odalar yer almaktadır. Yapının dış duvarları kagir, iç kısımlar ise hımıştır. Katları taşıyan ahşap direkler kare gövdeli devşirme sütun kaidelerine oturmaktadır. 

Üzüm Hanı: Ortacami Mahallesi’nde yer alan yapı üslupsal açıdan Taşhan ile benzerlikler taşımaktadır. İnşa kitabesi olmayan yapının XVII. yüzyıldan sonra inşa edildiği düşünülmektedir. 1943 depreminden sonra hanın kapsamlı bir onarım geçirdiği anlaşılmaktadır. 17x50 metre ölçülerinde uzunlamasına dikdörtgen bir plana sahip olan yapı, doğudan ve batıdan dükkanlarla çevrilidir. Yapının girişi kuzeybatıdan olup tek katlı şehir içi hanlarındandır. Avlunun kuzeydoğu köşesinde odalar, diğer kısımlarda ise ahırlar yer almaktadır. 

Köprülü Bedesteni ve Arastası: Yapılar, Ortacami Mahallesi’nde, Orta Camii ile Çifte Hamam arasında yer almaktadır. Halk arasında Köprülü ve Fazıl Ahmet Paşa bedesteni olarak da adlandırılmaktadır. İnşa kitabesi olmayan yapıyı Evliya Çelebi, Hacı Yusuf Ağa’nın yaptırdığını söylemektedir. 1667 yılında Köprülü Mehmet Paşa tarafından bedesten için bir vakfiye düzenlenmiştir. 1696 tarihli Ayşe Hatun vakfiyesinde de bedesten ve arastanın daha önceden inşa edildiği belirtilmektedir. Araştırmacılar bedesten ve arastanın Köprülü Mehmet Paşa tarafından inşasına başlandığını, 1657-67 arasında hanımı Ayşe Hatun tarafından bitirildiğini ifade etmektedir. VGM tarafından 1950-1998 arasında dört kez restore edilmiştir. 77x55 m ölçülerinde geniş bir alana yayılan bedesten ve arasta kentin kalbi niteliğindedir. Bedesten ve arastada toplamda 134 dükkân bulunmaktadır. Günümüzde de kent ticareti burada devam etmektedir. 

Şifa Hamamı: Mehmet Paşa Mahallesi’nde Kale Camii’nin 50 metre güneyinde yer almaktadır. İnşa kitabesi bulunmayan yapının Köprülü Mehmet Paşa’nın ailesi için yaptırıldığı düşünülmektedir. 16x17 metre ölçülerinde olan hamam dıştan biri büyük üç küçük kubbe ile örtülmüştür. Almaşık duvar tekniğinde inşa edilen yapıya geç dönemde bir kubbeli birim daha eklenerek mahalle hamamı olarak kullanılmıştır. Hamam yapısı günümüzde tahrip olmakla beraber külhan, üç halvet, odunluk ve iki küçük hücreden oluşmaktadır. Özel konak hamamlarının genel plan tipolojisini tekrar etmektedir. 

Çifte Hamam: Orta Hamam ya da Köprülü Hamamı olarak da adlandırılan yapı Abdülgani Mahallesi’nde bedestenin bitişiğinde yer almaktadır. İnşa kitabesi olmayan yapının Köprülü Mehmet Paşa’nın hanımı Ayşe Hatun tarafından inşa ettirildiği 1696 tarihli vakfiyeden öğrenilmektedir. Çifte Hamam’dan Evliya Çelebi’de Ayşe Hatun hayratı olarak söz etmektedir. 30x35 metre ölçülerinde meyilli bir arazide yer alan hamam erkekler ve kadınlar bölümünden oluşmaktadır. Birbirini tekrar eden her iki bölümde tromp geçişli tek kubbeyle örtülü bir soyunmalık, iki kubbeyle örtülü ılıklık, tuvaletler, sıcaklık, su deposu ve külhan birimleri bulunmaktadır. Sıcaklık kısımları dört eyvanlı, dört köşe halvetli bir şemaya sahiptir. Göbek taşının bulunduğu alan ve köşe odaları aynalı tonozlarla örtülmüştür. 

Kale Hamamı: Taşkale Hamamı, Ayşe Hatun Hamamı olarak da bilinen yapının inşa kitabesi bulunmamaktadır. Taşkale Mahallesi’nde yer alan yapı Kale Camii’nin bitişiğindedir. Ayşe Hatun adına düzenlenen 1696 tarihli vakfiyeden yapının bu tarihten önce inşa edildiği anlaşılmaktadır. Kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olan yapı dıştan 12x28 metre ölçülerindedir. Kuzeyden girilen yapının tek kubbeli olup; soyunmalık, ılıklık ve üç eyvanlı üç köşe halvetli sıcaklıktan oluşmaktadır. 

Köprülü Mehmet Paşa Çeşmesi: Namazgah Çeşmesi olarak da bilinen yapı Ortacami Mahallesi’nde yer almaktadır. Namazgah Camii’nin hemen yanında yer alan çeşme kuşatma kemeri içerisindeki kitabesine göre Köprülü Mehmet Paşa tarafından 1642-43 yılları arasında inşa ettirilmiştir. 2,4 metre yüksekliğe sahip olan çeşme klasik duvar çeşme tipolojisine sahiptir. Çeşmenin yalak kısmı ve aynalık bölümü düzgün kesme taştan inşa edilmiştir. Namazgah Camii’nin restorasyonu sırasında çeşmenin üzerine kırma çatı eklenerek koruma altına alınmıştır.

Saat Kulesi: Fazıl Ahmet Paşa Mahallesi’nde Saathane Meydanı’nda yer almaktadır. Saat Kulesinin 1906 yılında Sivas Valisi Akif Paşa tarafından inşa ettirildiği bilinmektedir. Ancak yapı 1943 depreminde yıkılmış, 1959 yılında yeniden yapılmıştır. Sekizgen bir kaide üzerinde yükselen saat kulesinin külah kısmında şerefenin hemen üzerinde dört yönde saatler yer almaktadır. Üzeri bombeli bir kurşun külah ile kapatılmıştır. Kulenin kaide kısmında bol miktarda devşirme malzeme bulunmaktadır. 

Geleneksel Vezirköprü Evleri: Anadolu genelinde görülen iki katlı geleneksel konut örnekleri Vezirköprü’de de görülmektedir. Yaklaşık 10 mahalleye dağılan konutların büyük kısmı zaman içerisinde tahrip olsa da son dönemde yapılan restorasyon çalışmaları ile yok olmaktan kurtarılmıştır. 60 kadar konutun tescili bulunmaktadır. Evlerin büyük çoğunluğu iki katlı, ahşap karkaslı ve hımış dolguludur. Üst katlarda genellikle karnıyarık plan tipinin ya da köşe odalı avlulu plan tiplerinin uygulandığı görülmektedir. Daha büyük boyutlu konaklarda hizmet birimleri ayrılmıştır. Zemin katları ya da subasman bölümleri taş malzemeli iken üst katlarda hımış tekniği kullanılmıştır. 

İlçenin genel ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Büyük bölümü kuru tarım olmak üzere küçük bir kısımda sulu tarım sistemleri uygulanmaktadır. İlçede hububat, baklagiller, şeker pancarı, tütün ve kenevir ile endüstriyel bitkiler yetiştirilmektedir. Ayrıca son yıllarda meyve ve sebze üretimi artmış, önemli ekonomik tarımsal faaliyetler arasına girmiştir. Kümes hayvancılığı, arıcılık, büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği küçük aile işletmesi şeklinde yapılmaktadır. İlçenin orman varlığı zengin olduğu için ormancılık ve orman ürünleri oldukça gelişmiştir. Orman ürünlerine dayalı sanayi kolları ilçe ticaretinde önemli yer tutmaktadır. Bunun yanı sıra ilçedeki geleneksel meslekler devam etmektedir. Geleneksel meslekler arasında semaver üretimi öne çıkmaktadır. Zira ilçe semaveri ile ünlenmiştir. Tarım ve hayvancılığın yansıra turizm faaliyetleri gün geçtikçe ilçe ekonomisi içerisinde büyümektedir. Dolayısıyla Vezirköprü, ekonomik açıdan hem geleneksel üretim biçimlerini koruyan hem de turizm gibi yeni açılımlarla gelişen dinamik bir yapıya sahiptir.

Turizm faaliyetlerinin gelişmesi ilçede konaklama ve restoran hizmetlerinin de gelişmesine olanak sağlamıştır. İlçe merkezinde bulunan Taşhan ilçedeki tek, yıldızlı konaklama tesisidir. Bunun yanı sıra küçük çaplı pansiyonlar ve oteller de bulunmaktadır. Bu işletmeler Şahinkaya, Vezirsuyu ve Kunduz Ormanları gibi turistik alanlarda yoğunlaşmaktadır. İlçede yer alan yeme-içme alanları çoğunlukla aile işletmesi şeklindedir. Restoranlarda çoğunlukla geleneksel Türk mutfağı yöreye özgü yemekler servis edilmektedir. 

İlçeye ulaşım yalnızca karayolu ile sağlanmaktadır. Amasya, Çorum, Sinop illerine bağlanan yol üzerinde yer alması ilçenin önemini artırmaktadır. Sinop-Kastamonu-Karabük yolu ilçeden geçmektedir. İlçede demiryolu ve havayolu bulunmamaktadır. İlçe merkezinden düzenli olarak halk otobüsleri ile il merkezine ulaşım sağlanmaktadır. En yakın havalimanı 90 kilometre uzaklıkta Merzifon’da bulunmaktadır. İlçede bir adet otogar bulunmaktadır. Otogardan düzenli olarak Ankara, İstanbul, Bursa, Antalya, İzmir gibi büyük şehirlere karşılıklı otobüs seferleri yapılmaktadır.

Vezirköprü’nün mutfak kültürü Orta Karadeniz ve İç Anadolu bölgelerinin kültürüyle harmanlanmıştır. Bunun yanı sıra mübadele ile gelen muhacirlerle kısmi olarak Balkan mutfağının da etkisi bulunmaktadır. Tarım ve hayvancılığa dayalı gelişen Vezirköprü mutfağında bilinen başlıca yemek türleri şunlardır: Oymaağaç kebabı, kaz tiridi, keşkek, haluşka, bakla dolması, meceref kızartması, Canik tatlısı, katık böreği, memecik, katık sündürmesi, etli aş, katık çorbası, buğday tatlısı, kuzu tandır, yahni.

Referanslar

Samsun İl Özel İdaresi (2012). Taşınmaz Kültür Varlıkları Envanteri. Samsun: Samsun İl Özel İdaresi; Bayraktar, M. S. (2012). Vezirköprü Köprülü Mehmet Paşa Namazgahı ve Samsun Sultan Abdülaziz Namazgahı inşa kitabesi, Vakıflar Dergisi, 37: 31-46; Yılmaz, C. (Ed.). (2014). Vezirköprü Araştırmaları. Samsun: Vezirköprü Belediyesi; Bayraktar, M. S. (2016). Samsun’da Türk Devri Mimarisi. Samsun: Canik Belediyesi; Işık, O. (2020). Vezirköprü’nün kültür tarihi (Yüksek lisans tezi). Samsun: Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü; Tellioğlu, İ. (Editör). (2022). Tarih Boyunca Vezirköprü. İstanbul: Serander Yayınları; Nufusune.com (2025). Vezirköprü ilçe nüfusu, https://www.nufusune.com/vezirköprü-ilce-nufusu-samsun, (Erişim tarihi: 24.08.2025).

Konuyla ilgili diğer maddeler için bkz.: