Turizm Tüketimi

Kavram Ekonomi Üretim Yönetimi ve Pazarlama

İnsanlık yaşamını sürdürebilmek için belli başlı ihtiyaçlarını karşılayabilmek için tüketime yönelir. Tüketim olgusu her toplumun kendi yaşam biçimi ve alışkanlıklarına göre şekillenmektedir. Tüketim kavramının tarih boyunca var olduğu ve küreselleşme öncesinde de bu alışkanlığın olduğu sıkça ifade edilmiştir. Ancak küreselleşme kavramı ile birlikte değişen dünya ve değişen beklentiler, ihtiyaçlar, inançlar sistemiyle, gelişen teknoloji, iletişim ve ulaşımda da yeni tüketim alışkanlıkları geliştirdi. Var olanların değişikliğe, aynı olanların yeniliğe ulaştığı görülmektedir. Bütün bu yenilik ve değişim sürecinin içinde turizmin de kendi payına düşeni aldığı söylenebilmektedir. Bu değişim turizm içinde de gerçekleşmiştir.

Günümüzde tüketim kavramı, yalnızca ekonomik bir hareketliliği değil, bilgi, kültür, zaman gibi olguların da hızlı biçimde tüketilme sürecini kapsayan bir bütünü ifade etmektedir. Tüketimin bir sembol, bir statü göstergesi, bir kimlik inşa aracı olarak görülmesi tüketim çılgınlığını tetiklemektedir. Bütün bu görünümün tabii ki toplumsal maliyeti de yüksek olmaktadır. Bu toplumsal maliyet ve tüketim anlayışı turizm için de geçerli bir durum haline gelmektedir.

Tüketim yalnızca giyinme, dekorasyon, süsleme süreçlerinin de ötesinde, hayatın akışında kendine yer bulan bir kavram haline gelmiştir. Örneğin; yaşam şekilleri, boş vakit ve turizmi de içeren yaygın alanı da süratlendirmektedir. İhtiyaç kapsamında tüketimden tüketimin ihtiyaç haline geçişi anlayışı refah toplumuyla birlikte tüketimi metalaştırarak, tüketim olgusuna yüce anlamlar yüklemektedir. Öyle ki büyülü hayatların nişanesi haline dönüşmüş ve bireyleri tüketim toplumu'nun da bir göstergesi olarak konumlandırmaktadır.

Birçok sosyal teorisyen bu çılgınlığı modern tüketim toplumu olarak görmekte ve tüketim metaforları üzerinden yorumlamaktadır. Baudrillard, Baumann, Bocock, Chaney, Marcuse, Ritzer gibi isimler birçok çalışmasında bu anlayışa yer vermektedir. Yapılan çalışmalarda sıklıkla değinilen noktalar tüketim ve tüketim anlayışlarının oluştuğu modern toplumun ortaya çıkışı, çalışma zorunluluğunun ortadan kalktığı boş vakitlerdir. Öyle ki tüketim çılgınlığında eyleme geçmek, tüketim ihtiyacını tatmin etmek, statü göstergesini kullanabilmek ve kimlik inşa edebilmek, haza dayanan doyuma erişebilmek için boş vakte her şeyden fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Hele ki tüketim evreninde tüketim kültür ve sürecine yönelik büyük bir çeşitlilik ve zenginlik söz konusudur: Eşyalar, yeme–içme, mekânlar, giyim-kuşam, tarih, coğrafya, beden, arzu, haz vs. gibi farklılıkları içermektedir.

Tüketim Toplumu isimli çalışmada Baudrillard, sadece ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için tüketmediğimizi, beraberinde inşa ettiğimiz kimliğe, konumumuza veya yüklenen konumumuzu belirlemeye yönelik de tükettiğimizi ifade etmektedir. Özellikle tüketimin bir mutluluk kaynağı görülmesi durumu ortaya çıkmaktadır. Bu mutluluğun kaynağı olarak da bireye ihtiyaçmış gibi sunulan algının tatminine olanak sağlaması için tüketime yöneltmesidir.

Kitle iletişim araçları tüketime yönelik bu mutluluğun tüketicilere ulaşmasında ve inşa edilmesi istenen algının tüketiciyle buluşmasında doğrudan etkili olmaktadırlar. Öyle ki farklı kitle iletişim araçları gerçeklerden çok arzu edilen ihtiyaçlar yaratılmasına yardımcı olmakta tüketiciyi bu ihtiyacı doyurmak üzere motive etmektedir. Tüketici bu motivasyonu davranışa dönüştürmek için eyleme hazırlanmaktadır. Öyle ki bireyleri etkilemek ve davranışa yönlendirmek açısından kitle iletişim araçlarının gücü yadsınamaz boyuttadır. Her kesimden bireyin hanesine girebilen, her kesimin kolaylıkla ulaşabilmesi, ses, söz ve görüntü bütünlüğü sunabilmesi açısından televizyonun bu süreçteki etkisinin daha yoğun olduğu söylenebilir. Bilhassa turizm tüketimi açısından televizyon kuşağında yer alan dizilerin turizm tüketiminde etkili olduğunu ve turizm ekonomisi oluşturmasında büyük bir rolü olduğu görülmektedir. Dizileri takip eden kitlelerin dizinin her yeni yayınlanan bölümünde neler olacağı merakıyla hareket etmesi ve sevdikleri karakterlerle buluştukları bir platformun yaratılması bu etkiyi daha da güçlü kılmaktadır. Turizm tüketimi adına dizinin bölümlerine yerleştirilen metaforlar, turizm tüketimine dair ikonlar, diziyi takip edenleri etkilemekte ve içlerinde o anı, duyguyu, durumu yaşama arzusu uyandırmaktadır. Bir televizyon ekranından turizm ekonomisi oluşmasına giden yol açılmakta ve birey izleyici olmaktan çıkıp turizm tüketicisi haline geçiş yaşayabilmektedir. Dizinin geçtiği mekan, yeme-içme yerleri, turistik noktalar, bölgenin coğrafyası, giyim-kuşam, kültür her biri birer turizm tüketim nesnesi haline gelmekte ve izleyici artık aynı yerlerde aynı duyguyu, düşünceyi ve süreci paylaşmaya hazır bir turizm tüketicisi haline doğru evrilmektedir.

Çünkü turizm ve turizm öğelerine yönelik metaforların, ikonların, göstergelerin dizi/film gibi kitle iletişim araçlarına yerleştirilmeleri çoklu heterojen bir kitleyle buluşmayı kolaylaştıracak fırsatları barındırmaktadır. Böylelikle turizm, turizm ekonomisi ve değerlerin kitlelerle buluşması için ayrı bir olanak sağlamaktadır. Beraberinde turizm tüketimi ve turizm ekonomisi prensiplerinin turizmde fırsat yaratacağının bilincinde olarak hareket etmek turizmi güçlü kılmaktadır. Ancak bazı muhtemel risklerin de göz ardı edilmeden bir turizm politikası, turizm iletişim politikasına da sahip olunması gerektiği unutulmamalıdır.

Yararlanılan Kaynaklar

Aytaç, Ömer. (2006). Tüketimcilik ve Metalaşma Kıskacında Boş Zaman, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1(1): (27-53); Şentürk, R. (2010). Tüketim ve Değerler. İstanbul: İTO Yayınları; Tuna ve Aykaç Yanardağ. (2012). Turizm Sosyolojisi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayını.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Yılmaz, E. ve Soydaş, N (2015). Televizyon Ekranından Turizm Ekonomisine: Turizm Tüketiminde Dizi Filmlerin Etkisi, 1. Eurisia International Tourism Congress: Current Issues, Trends, and Indicators, Cilt-II, 28- 30 Mayıs, Konya.