Asker bir babanın ve ev hanımı bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelen Turagay’ın çocukluğu, babasının mesleği sebebiyle Türkiye’nin birçok şehrinde geçti. Ankara’ya yerleştikleri dönemde lise öğrenimine başladı ve liseyi burada tamamladı. Mezuniyetinin hemen ardından, çok sevdiği Pilot Üsteğmen Atilla Turagay ile evlendi (1957). Evliliklerinin ikinci yılında Atilla Turagay, bir eğitim uçuşu sırasında şehit oldu. Çocukları Umur Turagay (yönetmen) ve Aliye Turagay’ı (işletmeci, girişimci) geçici olarak ailesine bırakarak Almanya’ya gitti (1960). Bir süre fabrikada çalıştıktan sonra Münih’te otelcilik okuluna devam etti. Eğitimini tamamlayarak Ankara’ya döndü. Türkiye’de otelcilik eğitimi almış, kalifiye eleman sayısının yok denecek kadar az olduğu o yıllarda yabancı dil biliyor olmasının da farkıyla Büyük Ankara Oteli’nde çalışmaya başladı (1967). Emekli Sandığı otellerinden biri olan Büyük Ankara Oteli’nde yabancı bir yönetim ekibiyle çalıştı. 12 Eylül askeri darbesi sonrasında sendikacı olması sebebiyle işine son verildi. Yaklaşık olarak iki sene turizm sektöründen uzak kalsa da, Ankara Palas Devlet Konukevi’yle turizme geri döndü. Ankara Palas Devlet Konukevi’nin 20 yıl boyunca müdürlüğünü yaptı. Bu görevi esnasında pek çok yabancı devlet adamını ekibiyle ağırladı, protokol ve davet düzenledi. Tam 36 sene boyunca aktif olarak içinde yer aldığı otelcilikten emekli oldu ve İstanbul’a yerleşti (2002). İletişim teknolojilerinin bugüne kıyasla daha kısıtlı olduğu yıllarda işine özen ve dikkat ile yaklaşarak bağlı olduğu kurumu ve ülkesini en iyi şekilde temsil etmek için çabalaması, gerçekleştirdiği işlerde özgün olmayı tercih etmesi ve bu özgünlüğü gerçekleştirirken kaliteyi ön planda tutması sebebiyle Ankara otelcilik tarihinde önemli ve öncü bir isim olarak anılmaktadır.