Sınır Ötesi Miraslar (Transboundary Heritages)

Kavram Doğal ve Kültürel Miras

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından 1978 yılında başlatılan Dünya Miras Listesi uygulamasında ilk defa 1979 yılında yer bulan sınır ötesi miraslar, ağırlıklı olarak 1995’ten sonra yükselen bir ivme ile bu listeye eklendiler. Belarus ve Polonya’nın ortak olduğu Bialowieza Ormanı, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri’nin paydaş olduğu Kluane / Wrangell – Saint Elias / Buzullar Körfezi / Tatshenshini – Alsek ulusal parkları ve koruma alanları ile Arnavutluk ve Kuzey Makedonya sınırları içinde yer alan Ohrid bölgesi doğa ve kültür mirası Dünya Miras Listesi’ne ilk giren sınır ötesi miraslardır. Günümüzde, uluslararası işbirliği ile korunmak üzere Dünya Miras Listesi’ne eklenen sınır ötesi miras sayısı 39’a ulaştı. Sınır ötesi mirasların yasal zemini, 1972’de kabul edilen Dünya Miras Sözleşmesi ve bu sözleşmesinin uygulanmasına yönelik hazırlanan operasyonel kılavuzun ilgili maddelerine dayanmaktadır.

Sınır ötesi miraslar tarihi kent merkezlerinden modern mimarlığın başyapıtlarına, tarihi ipek yolundan demiryollarına, mezar taşlarından mezarlıklara, ulusal parklardan barış parklarına, kazıklı evlerden çan kulelerine kadar uzanan çok geniş bir yelpazede miras çeşitliliği sunmaktadır. Bu çeşitlilik, koruma anlayışının XX. yüzyılda geçirdiği büyük değişimin ve gelişmenin bir sonucudur. Böylece, tek yapı ölçeğinden yerleşme boyutuna, büyük sanat eserlerinden kültürel anlam kazanmış basit eserlere kadar uzanan ve doğal alanları da içeren zengin bir sınır ötesi miras portföyü oluşmuştur.

Sınır ötesi mirasların ortalama paydaş sayısı, üçtür. Bu miraslar birbirine komşu iki ya da daha fazla sayıda devletin sınırları içinde yer alabildiği gibi, coğrafi olarak bir birine komşu olmayan hatta farklı kıtalarda yer alan devletlerin sınırları içinde bulunabilmektedir. Örneğin, modern mimarlığın öncülerinden olan şehirci-mimar Le Corbusier’in Avrupa, Asya ve Latin Amerika’da inşa edilmiş 17 adet eseri yedi devletin işbirliğiyle korunan bir sınır ötesi seri kültürel mirastır. On iki adet devletin sınırları içinde yer alan Avrupa’nın kadim kayın ormanları en çok sayıda paydaşın (12 devlet) ortaklaşa koruduğu sınır ötesi doğal mirastır. Seri özelliği gösteren ve 10 adet Avrupa devletinin paydaş olduğu, 2820 kilometrekarelik bir nirengi zinciri ve 34 adet ölçüm istasyonundan oluşan Struve Jeodezik Yayı ise en çok sayıda paydaşın ortak olduğu sınır ötesi kültürel mirastır.

Dünyada sınır ötesi mirasların, özellikle de sınır ötesi kültürel mirasların mekânsal dağılımında önemli bir dengesizlik vardır. Koruma bilincinin yüksek olduğu Avrupa ülkeleri bugüne kadar çok sayıda ortaklık kurmayı başarmış, böylece, Dünya Miras Listesi uygulamasının başladığı ilk yıllardan günümüze değin kesintisiz bir şekilde, sınır ötesi miras listesinde majör bir paya sahip olmuşlardır. Örneğin, 21 adet paydaş ülke ile işbirliği yapan Almanya, ortaklarıyla birlikte yedi adet koruma alanını Dünya Miras Listesi’ne sınır ötesi miras varlığı olarak ekletmeyi başardı. Öte yandan, kadim bir coğrafyada yer alan ve Nevruz Bayramı, Hıdrellez Bahar Kutlaması ve Dedekorkut mirası gibi çok uluslu somut olmayan kültürel miras değerlerine sahip Türkiye’nin, henüz Dünya Miras Listesi’nde yer alan bir sınır ötesi somut miras varlığı yoktur. Ancak, değerlendirilmesi gereken önemli bir potansiyeli vardır.

Türkiye’deki doğal, kültürel veya karma nitelikli sınır ötesi somut miras potansiyeli (örneğin üç kıtada birçok devletin sınırları içinde yer alan Mimar Sinan’ın eserleri) tespit edilmeli, bu potansiyelin kurulacak işbirlikleri ile sınır ötesi miras varlığı olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınması sağlanmalıdır. Zira miras alanlarının uluslararası işbirliği ile yönetilmesinin çeşitli faydaları bulunmaktadır. Üstün evrensel değere sahip doğal ve kültürel alanların uluslararası işbirliğiyle bütüncül bir yaklaşım ve planlama çerçevesinde ele alınması, koruma faaliyetlerinin verimliliğini artırırken, turizm faaliyetlerini ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemektedir. Sınır ötesi mirasların korunması için paydaş devletler tarafından kurulan bilimsel-teknik işbirlikleri ve sürdürülebilir iktisadi ortaklıklar sosyal ve ekonomik kazanımların paylaşılmasını sağlamaktadır. Böylece sınır ötesi miraslar biyolojik ve kültürel çeşitliğinin korunmasının yanı sıra bölgesel bütünleşmeye, devletler arasındaki çatışmaların çözümüne, barış inşasına ve siyasi ilişkilerin güçlendirilmesine de önemli katkılar sağlamaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Armaitiene, A. (2007). Integrated Shoreline Management and Tourism Development on the Cross-border World Heritage Site: A Case Study from the Curonian Spit (Lithuania/Russia), Journal of Coastal Conservation, 11 (1): 13-22; UNESCO (2021). Transboundary Heritages. World Heritage Center, http://whc.unesco.org/ en/list/?order=year&transboundary=1, (Erişim tarihi: 08.05.2021); UNESCO (2019). Transboundary Cooperation for Conservation of World Heritage – A Global View. UNESCO World Heritage Centre, Expert Meeting 3-4 Haziran 2019 Maun, Botswana; UNESCO (2017). Perspectives of Transboundary Cooperation in World Heritage, Sharing Experiences in and around Germany. Conference Report, 12-13 Aralık 2016. Bonn, Almanya: German Commission for UNESCO; UNESCO (1972). Convention Concerning the Protection of the World Cultural and Natural Heritage. UNESCO, Paris.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Cömertler, S. (2020). Zaman ve Mekân Kesitinde Sınır ötesi Mirasların Dünya Mirası ile Karşılaştırmalı Analizi, Planlama Dergisi, 30 (3): 447-467.