Schiltberger, Johannes

Kişi Yazar Seyyah

(1380/1381 – 1440)

1380 veya 1381 yılında Münih ile Freising arasında yer alan Hollers Köyünde doğdu. Soylu bir aileye mensup olan Schiltberger, henüz 16 yaşındayken Macar Kralı Sigismund’un Avrupa’ya doğru fetihlerini yayan Osmanlı Devleti’ni durdurabilmek için teşkil ettiği Haçlı Ordusu’nda yer aldı ve 25. 09. 1396 yılında Niğbolu Savaşı’nda yeniçeriler tarafından esir edildi. Onun ifadesine göre Türk ordusundan çok sayıda askerin ölmesinden ötürü Yıldırım Bayezid, esirlerin bir kısmını öldürtmek istedi. Sıra Schiltberger’e gelince Yıldırım Bayezid’in ismi zikredilmeyen bir oğlunun ricası üzerine 20 yaşından küçük esirlerin öldürülmesine mâni olundu ve böylece o, ölümden kurtuldu. Önce Gelibolu’ya daha sonra ise başkent Bursa’ya götürülen Schiltberger, Mısır’da bulunan Memlûk Devleti’ne hediye olarak gönderilecek olan esirler içinde yer alsa da ayaklarındaki yaralardan ötürü gönderilmedi ve 1402 Ankara Savaşı’na kadar 16 boyunca Yıldırım Bayezid’in emrinde kaldı. Bir ara 60 kişilik bir Hristiyan esir grubu ile kaçmaya yeltense de yakalandı ve affedildi. Schiltberger, Ankara Savaşı’nda galip gelen Timur’un esiri oldu, Timur’un Şubat 1405 yılında ölümünden sonra, önce Mirza Şahruh’un, ardından Mirza Miranşah’ın emri altına girdi. Mirza Miranşah’ın Karakoyunlular ile yaptığı savaşta öldürülmesi üzerine oğlu Mirza Ebubekir’in hizmetine girdi. O dönem Mirza Ebubekir’in sarayında bulunan ve kendi ülkesinin tahtında hak iddia eden Çekre isimli bir Altınordu prensi bulunuyordu. Cengiz Han soyundan olmadığı için kendisi tahta çıkamayan, ancak prenslerin Han seçimlerinde büyük bir nüfuza sahip olan Edigû’nun daveti üzerine Çekre, ülkesine dönerken Schiltberger de onun maiyetine verildi. Edigû’nun Sibirya üzerine bir seferine Çekre ile birlikte Schiltberger de katılmak zorunda kaldı. Böylece Sibirya’yı da gören Schiltberger, esaret yıllarının son dönemlerini Kırım’da geçirdi ve arkadaşlarıyla birlikte kaçarak Kafkasya, Batum, İstanbul yoluyla Tuna üzerinden 1427 yılında ülkesine geri döndü. Hatıralarını bundan sonra yazmaya başladı. Eserinde bundan sonraki hayatıyla alakalı bilgi vermedi. Otuz yıl esaret hayatı yaşayan Schiltberger, 1440 yılında vefat etti.

Schiltberger, eserinde Anadolu, Suriye, Mısır, İran, Orta Asya ve Sibirya’ya kadar birçok coğrafya hakkında bilgi verdi. Anadolu’da altı yıl esarette kalmasına rağmen 12 yıl olarak belirtti, şahit olduğu savaşlarda ordu sayılarını çok abartılı verdi. Yine Samsun’da deniz ve kara yılanlarının savaşından bahsetmesi, Bursa şehrini 200 bin hane olarak zikretmesi, İslamiyet ve Müslümanlar hakkındaki bilgileri eserinin bazı bölümlerini tutarsız kılmaktadır. Ancak gezip gördüğü coğrafyalar ve devletler hakkındaki malumatları önemlidir. Devrin önemli siyasî olaylarının yanı sıra Anadolu ve diğer gördüğü yerler hakkında verdiği bilgiler, medeniyet tarihi açısından oldukça önemlidir. İstanbul’un ihtişamının yanı sıra surlarının uzunluğundan bahseden Schiltberger, Rumların şehre İstimboli, Türklerin ise Stambul dediklerini belirtti. Cenevizlerin İstanbul ve Samsun’daki varlığından bahsetti. Anadolu’nun en güzel şehirlerinden biri olarak nitelediği Samsun’u iki ayrı şehir olarak betimledi, birinde Müslümanların diğerinde ise Cenevizlerin yaşadığını söyledi. Anadolu’daki birçok şehrin verimli topraklara sahip olduğunu, bilhassa Ege Bölgesi’nde ağaçların yılda iki kez meyve verdiğini belirtti. Osmanlı Devleti’nin başkenti Bursa’nın her ne kadar hane sayısını abartılı verse de şehrin büyüklüğünü göstermesi açısından Schiltberger’in verdiği malumatlar oldukça önemlidir. Schiltberger, Bursa’da sekiz büyük hastanenin olduğunu ve bu hastanelerden din ve ırk gözetilmeksizin Hristiyan, Müslüman ve Yahudilerin faydalandığını ifade etti. Yine Bursa’nın ticaretini ön plana çıkararak Bursa ipeklerinin mükemmelliğini dile getirdi ve ipeğin dış ülkelere ihraç edildiğini söyledi. Bu ipekler Venedik ve Luka’ya götürülerek oralarda nefis kumaşların yapıldığını belirtti. Karakoyunlu ve Akkoyunlu Türkmenler; hakkında da bilgi veren Schiltberger, o dönemde hala Anadolu’da göçebe hayat tarzının Türkmen kabileler tarafından yaşatıldığını ortaya koydu. Akkoyunlu Kara Yülük Osman’ın Kadı Burhaneddin Devleti ile ilişkileri ve Kadı Burhaneddin’i öldürmesi meselesi, o dönemde yazılmış olan kaynakların verdiği bilgilerle örtüşmektedir. Müslümanlardan putperest diye bahseden Schiltberger, daima Hristiyanlara karşı cihat yapan ve Hristiyanlar üzerine sürekli seferler düzenleyenlere “gazi” dendiğini söyledi ve bu gazilerin bilhassa Anadolu’daki yoğunluğundan bahsetti. Birçok noktada yanlış ve tutarsız bilgiler olsa da İslamiyet, Müslümanlığın inanç esasları, Müslümanların dinî bayramları konularına da eserinde geniş yer vermektedir. Yine Müslümanların Hristiyanlığa bakışı, esareti boyunca saltanat süren hükümdarlar, Gürcüler ve Ermenilerin inanç, adet ve geleneklerini de eserinde işledi. Anadolu dışında Mısır, Suriye, Kırım ve Sibirya hakkında da geniş bilgiler verdi. Schiltberger’in eserinin dört nüshası bulunmaktadır. İlk baskısı 1460 yılında Augusburg’da Almanca yapıldı, daha sonraki yıllarda birçok defa yeniden yayımlandı. Ulrich Schlemmer ise eseri, günümüz Almancasına aktarıp yayımladı. Hakkı Muhlis, eserin dörtte birini Türkçe’ye çevirmişse de yayımlanmadı. Eserin tam tercümesi, Turgut Akpınar tarafından yapılarak 1995 yılında yayımlandı.

Yararlanılan Kaynaklar

Akpınar, T. (1985). Almanların Marco Polo’su Schiltberger (1380-1440) ve Eseri, Tarih ve Toplum Dergisi, 17: 353-355.; Beydilli, K. (2009). Schiltberger, Hans Johannes, DİA, (36): 228.; Okay, F. (2009). Schiltberger’in Hatıratı (Çevirisi ve Kritiği) (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Afyon: Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.; Schiltberger, J. (1983). Als Sklave im Osmanischen Reich und Bei Den Tartaren (1394-1427) (Haz. U. Schlemmer). Stuttgart.; Schiltberger, J. (1995). Türkler ve Tatarlar Arasında (1394-1427) Als Sklave im Osmanischen Reich und Bei Den Tartaren (1394-1427). İstanbul: İletişim Yayınları.