Samuel Ben David Yemşel Seyahatnamesi

Seyyah ve Seyahatname Seyahatname

Kırım’da doğmuş olan Samuel Ben David Yemşel, Musevi bir Türk topluluğu olan Karaylara mensuptur. Doğum tarihi net olmamakla birlikte 1674 yılında Kırım’da vefat ettiği ve Çufutkale isimli mağara kentine gömüldüğü bilinmektedir. 1641 yılının Temmuz ayında üç arkadaşıyla birlikte hac ziyareti amacıyla Kudüs’e gitmek üzere Kırım’dan yola çıktı. İbranice yazılmış olan seyahatnamesinde Kırım’dan gemiyle İstanbul’a geldiklerini, burada yaklaşık 50 gün kaldıktan sonra yine denizyoluyla Rodos üzerinden İskenderiye’ye ulaştıklarını, sonrasında karayoluyla Kahire ve Kudüs’e geçtiklerini belirtmektedir. Hac ziyaretini tamamladıktan sonra farklı bir rota izleyerek Kırım’a dönmeye karar veren seyyah, Nablus, Şam, Humus, Hama ve Antakya istikametini izleyerek Anadolu’ya ulaştı. Anadolu’daki son durağı yine İstanbul oldu ve buradan tekrar memleketi Kırım’a döndü.

Samuel Ben David Yemşel Seyahatnamesi ile ilgili Türkiye’deki ilk ayrıntılı çalışma, 1956 yılında Vakıflar Umum Müdürlüğü Neşriyatı tarafından çıkarılan Vakıflar Dergisi’nin üçüncü sayısında Bernard Lewis tarafından İngilizce olarak yayımlandı. Lewis, bu çalışmada seyahatnamenin tamamını değişik açılardan inceleyerek aktardı. Bu çalışmanın dışında bazı makalelere konu olsa da, seyahatnamenin Türkçe versiyonu kitap olarak henüz basılmadı.

Kısa notlardan oluşan seyahatname, edebi kaygıdan uzak şekilde yazılmıştır. İstanbul’a ilk geldiğinde geçirdiği 50 günlük süre ile ilgili ayrıntılı bilgi vermeyen Samuel, Yahudilerin Kefaret ve Çardaklar Bayramını burada geçirdiğini ve İstanbul’dan mutlu bir şekilde ayrıldığını belirtmekle yetinmiştir. Daha sonra denizyoluyla Gelibolu’ya geçmiş, burada bir gün konaklamış, oldukça olumlu izlenimler edindiği Gelibolu’nun fiziki, sosyal ve ekonomik durumuyla ilgili bilgiler vermiştir. Mısır’a yolculuğu sırasında Bozcaada’nın yanı sıra uğradığı diğer adalara dair izlenimler de aktarmıştır.

Kudüs’te geçirdiği günlerden sonra Nablus, Şam, Humus, Hama, Halep, Antakya, Ceyhan, Misis, Adana, Çiftehan, Ereğli, Karapınar, Ilgın, Karaman, Konya, Akşehir, Bolvadin, Bayat, Osmancık, Eskişehir, Bozüyük, İznik ve Gebze rotasını takip ederek İstanbul’a tekrar gelmiştir. Uğradığı yerleşim yerleri hakkında kısa kısa bilgiler veren seyyah, özellikle Anadolu halkının misafirperverliğinden ve konakladığı kervansaraylardan övgüyle söz etmiş, kervansaraylarda cinsiyet, din, dil, ırk gibi hiçbir ayrım gözetilmeksizin herkesin ağırlandığını, hayvanların bakımının yapıldığını, gıda, ilaç, ayakkabı gibi ihtiyaçların ücretsiz karşılandığını belirtmiştir. Kervansarayların olmadığı bölgelerde ise yerel halkın evlerinde misafirler için ayrılmış odalarda ağırlandıklarını anlatmıştır. Kudüs’ten İstanbul’a dönüş yolculuğu yaklaşık 49 gün sürmüştür. Seyahatnamesinde geçtiği yolların ve uğradığı şehirlerin genel fiziki özellikleri hakkında bilgiler veren Samuel, su kaynakları, nehirler, köprüler, kaleler, cami, dükkan, han, hamam gibi binalar hakkında da kısa notlar aktarmıştır. Dindar bir Yahudi olduğu net şekilde görülen seyyah, geçtiği şehirlerde yaşayan Yahudilerle de iletişim kurmuş, hangi mezheplere mensup oldukları ve sayıları hakkında da genel bilgiler iletmiştir.

Yararlanılan Kaynaklar

Lewis B. (1956) A Karaite Itınerary Through Turkey In 1641-2, Vakıflar Dergisi, 3 (1): 315-325. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi; Kozak N. (Editör) (2013) Dünden Bugüne Eskişehir’deki 14 İşletmenin Öyküsü. Eskişehir: Tepebaşı Belediyesi Yayınları; Ayberk B. (2018). Litvanya Karayları’nın Tarihi ve Kenesa Örnekleri Bağlamında Trakai Karay Kenesası’nın İç Mekânına İlişkin Bir İnceleme, Mimarlık ve Yaşam Dergisi. 3 (1): 75-112; Yıldırım H. (2019) Dünyanın Türkiye’ye İhtiyacı Var. İstanbul: Truva Yayınları; http://burhanoguz.com/helenistik-dunyada-yahudiler/, (Erişim tarihi: 09.01.2021).