İskoçya’da Doğu Dunbartonshire’a bağlı Kirkintilloch’ta doğdu (1850). İskoç Kilisesi’nin kurucularından olan büyükbabası ve rahip babasının da etkisiyle Agnes, İskoç Kilisesi’nin terbiye ve öğütleriyle yetişti. 1878 yılında, daha sonra Erken Bizans dönemi Anadolu tarihi, coğrafyası ve arkeolojisinde ünlenecek olan William Mitchell Ramsay’le (1851-1936) evlendi. Agnes, Mayıs 1880’de eşi William Mitchell Ramsay’le birlikte İzmir’e geldi. William ile Agnes, 1880 ve 1890’lı yıllarda Anadolu içlerinde yolculuk yaptılar. Bu yolculuklar sırasında Agnes sürekli olarak eşi William Mitchell’in yanında yer aldı. Eşinin günlük hayatını organize etmesinin yanında, onun asistanı gibi çalışarak eski yazıtları kopya etti, notlarını düzenledi, yazılarını düzeltti ve indekslerini çıkardı. Bu yolculuklar sırasında edindiği izlenimleri ise 1897’de Everyday Life in Turkey (Türkiye’de Günlük Yaşam) adlı kitabında yayımlandı.
Agnes Dick Ramsay, 1899’da İzmir yakınlarında bir köyde hizmetçilik yaparak yaşayan bir Rum kızı ve haydutluk yaparak geçinen sevgilisinin hikâyesini anlattığı The Romance of Elisavet adlı bir roman yazdı; British Monthly’de Kasım 1901’den Mayıs 1902’ye kadar Hıristiyanlık açısından önemli kabul edilen Anadolu’daki yedi kiliseyi betimlediği bir makale dizisi de kaleme aldı.
Agnes Dick Ramsay’ın Türkiye’de Günlük Yaşam adlı eseri, eşi William Mitchell Ramsay’ın yine aynı gezilere ait izlenimlerini içeren Impressions of Turkey (Türkiye İzlenimleri) adlı kitabıyla aynı yıl yayımlandı. Tutkulu bir arkeolog olarak William Ramsay Türkiye’nin görünür tarihsel zenginliklerine odaklanırken Agnes Ramsay, insanların arasındaki ilişkileri ve onların gündelik hayatlarını anlatmayı tercih etti. 1927 yılında hayata veda eden Agnes Dick Ramsay’ın Everyday Life in Turkey başlıklı seyahatnamesi, 2015 yılında Raziye Çakıcıoğlu Oban ve Ercan Uyanık tarafından XIX. Yüzyıl Sonlarında Türkiye’de Günlük Yaşam adıyla Türkçe'ye çevrilerek Say Yayınlarının Yedi İklim Tarih Seyahat dizisinin bir parçası olarak yayımlandı.
Arkeolog eşi William Mitchell Ramsay’le Anadolu’nun özellikle İç Ege kısımlarını -İzmir’den Afyon’a, oradan Isparta ve Kilikya’ya kadar- gezen Agnes Dick Ramsay seyahatnamesinde, dönemin şehir tasvirlerinden ziyade köylere, köylerdeki yaşama yöneldi, kadın ve çocuklara ilişkin gözlem ve anılarını paylaştı. Nitekim kitabının önsözünde bunu şöyle açıklamaktadır: “İstanbul, İzmir, Mersin ve Selanik gibi şehirlerin sakinlerinin üzerine konuşmayacağım. Çünkü büyük liman kentlerindeki hemen tüm halkın yaşamı az ya da çok Batı uygarlığı etkisindedir. Niyetim, ülkenin iç kısımlarındaki şehir, köy ve denizden uzak beldelerde yaşayan insanlar hakkında konuşmaktır. Agnes, sözünü ettiği yerlerdeki yaşamlara değinirken zaman zaman Yunan ve Anadolu mitolojilerindeki fantastik olgulara da yer vererek anlatımına renk kattı. Kadın bir seyyah olarak kadınları dışarıda olduğu kadar ev ortamında da gözlemleme fırsatını kaçırmayan Agnes, edindiği izlenimleri açık yüreklilikle en ince ayrıntısına kadar anlattı. Bu yönü, Agnes’in seyahatnamesini diğerlerinden farklı kılan en önemli özellik oldu.
Agnes’in Osmanlı topraklarındaki seyahatinin rotasını ve bir yerde kalış süresini eşi William Mitchell Ramsay’ın Anadolu’daki antik incelemeleri belirledi. Agnes, William Ramsay Anadolu’nun yazılı taşlarını ararken ona eşlik ettiği için gittiği yerlerde fazla kalamamaktan şikâyet etti. Yolculukları sırasında konakladıkları yerlerde bir iki geceden fazla kalamadıklarını belirten Agnes, bu nedenle insanların özel yaşamları hakkında derinlemesine fikir sahibi olamadığını ifade etti. Bazı yerlerde kadınlar tarafından evlerinde misafir edilme fırsatını çok iyi değerlendiren Agnes, gittiği evlerin tefrişatından başlayıp bu ziyaretler sırasında yenen yemekleri, kadınların evde ve dışarıda ne tür kıyafetler giydiklerini, nasıl davrandıklarını en ince ayrıntısına kadar anlatmakla kalmadı aynı zamanda Anadolu’daki kadınların durumunu İngiltere’deki kadınlarla da karşılaştırdı. Kanun önünde İngiliz kadınlarının durumlarının yakın döneme kadar Türk kadınlarından çok farklı olmadığını belirtti. İnsan doğasının her yerde aynı olduğuna dikkat çeken Agnes, Türk erkeklerinin eşleri üzerindeki baskısının İngiliz erkeklerinin yaptığının yarısı kadar bile olmadığını iddia etti. Kadınlara yönelik bazı şiddet olaylarına tanık olan Agnes, İngiltere’nin alt sınıf toplumunda eşler arasında yaşanan şiddet oranın Türkiye’dekinden daha yaygın olduğunu belirtti. Agnes, şahit olduğu evlilik törenleri ve Afyon Mevlevihanesi’nde kendileri için özel olarak tertiplenen sema ayini sırasındaki izlenimlerini anlattığı gibi sıcak çarpması sonucu 35 yaşlarındayken hayatını kaybeden bir Türkmen’in cenazesi esnasında gördüklerine de seyahatnamesinde yer verir. Cenazenin yıkanması için yapılan hazırlıklardan başlayarak ölünün defnedilmesi ve mezarlıkların görünümü hakkında ayrıntılı bilgiler verir. Agnes’in izlenimlerinden özellikle XIX. yüzyılın sonlarındaki Osmanlı toplumunun sosyo-ekonomik yaşamına dair bulgular elde edebilmek mümkündür. Anadolu’daki aile yapısını merak eden Agnes, kadın-erkek ilişkileri, çok eşlilik, kadınların ailenin bakımı ve çocukların büyütülmesinde üstlendikleri rollere odaklanırken kadınların giyim-kuşamı ve beslenme alışkanlıklarına ilişkin ayrıntılı gözlemlerini aktarır. Bu yönleriyle Agnes’in izlenimlerinin yer aldığı Türkiye’de Günlük Yaşam adlı seyahatnamenin, XIX. yüzyılın sonlarında özellikle kasaba ve köylerdeki Osmanlı toplumunda gündelik hayatın işleyişinde, kadın ve erkeklerin birbirleriyle ve kız-erkek çocuklarıyla ilişkilerine dair diğer tarihsel kaynaklarda rastlanılmayan boyutlarıyla ilgili oldukça değerli katkılar sunduğu görülmektedir.
Referanslar
Koç, N. (2012). ‘Everyday Life in Turkey’ Eserinde Mrs. W. M. Ramsay’ın Osmanlı Ülkesindeki Kadınlara Dair İzlenimleri, History Studies, 4(29): 235-256.; Ramsay, A. D. (1897). Everyday Life in Turkey, Londra; Ramsay, A. D. (2015). 19. Yüzyıl Sonlarında Türkiye’de Günlük Yaşam (Çev. R. Çakıcıoğlu Oban ve E. Uyanık). İstanbul: Say Yayınları.