Rafting

Turizm Bakanlığı, 1993 yılında rafting kelimesi yerine akarsu krosu terimini kullandı. Ancak bu terim rağbet görmediğinden dolayı rafting kelimesi dilimize yerleşti. Raftingin amacı genellikle altı veya sekiz kişilik gruplar halinde doğayla mücadele etmek ve üzerinde bulunulan raftı devirmeden sadece kürek ile yönlendirerek kayalar ve engeller arasından geçmektir. Rafting akarsulardaki çağlayanların, eğimin ve rapid adı verilen yapıların koşullarına bağlı olarak zorluk derecelerine göre uluslararası standartlar çerçevesinde sınıflandırılmaktadır. Botlar, akarsularda gezinmek için en güvenli araçlardan biridir ve bu nedenle rafting yeni başlayanlar için akarsu kürek sporlarına başlamanın harika bir yoludur. Yine de sınıf üç ve üzeri zorluk derecesine sahip akarsular beceri ve pratik gerektirir ve daima rehberlik edilerek sürdürülmelidir.

İnsanlar, binlerce yıldır su yollarında gezinmek için sallar kullandılar. İnsanları ve yükleri su üzerinde taşımak için kütükleri, sazları, kalasları ve diğer odun parçalarını birbirine bağlayarak erken sallar üreterek yüzen platformlar oluşturdular. Çoğunlukla bu sallar sığ sularda kullanıldı. 1842’de Teğmen John Frémont ve asistanı Horace H. Day, Platte Nehri’ni keşfetmek için kauçuktan yapılmış bir sal üretti. Salın esnekliği çalkantılı suda yönetimi kolaylaştırdı ve Frémont’un teknesi modern lastik botun prototipi olarak kabul edildi. İlk gerçek akarsu gezisi, 1869 yılında John Wesley Powell’ın Green ve Colorado Nehirleri’ndeki ünlü Keşif Gezisi oldu. Powell keşif gezisi için ahşap tekneler kullandı ve vahşi nehirleri keşfetmek için tekneler kullanma fikrine kapılar açılmaya başlandı. 1939 yılında Amos Berg, Salmon Nehri’nde lastik bot kullandı ve ertesi yıl ticari olarak ilk grup gezisini gerçekleştirdi. Bundan sonra, endüstri yavaş yavaş büyüdü ve daha fazla şirket nehirler üzerinde akarsusu maceraları sundular. İkinci Dünya Savaşı’nda; çıkarma amacıyla kullanılan şişirilebilir botların çok sayıda yolcu taşıyabildiği, kayalardan sıçradıkları ve depolanmasının kolay olduğu daha iyi anlaşıldı. Savaşlardan sonra birkaç yıl içinde, nehirlerde şişme botlar popüler hâle geldi ve ticari bot gezileri dönemi başladı.

Raftinge katılım oranları, nehirlerde gezinmek ve akarsuları kullanmak için başka yolların keşfedilmesinden dolayı son yıllarda bir miktar durgunluk göstermektedir, ancak rafting, insanların günlük nehir gezilerinden keyif almalarının temel yolu olmaya devam etmektedir. Modern botlar çeşitli boyutlardan, malzemelerden ve hatta şekillerden oluşmaktadır. Birçoğu, bir bot fikri ile ilişkilendirdiğimiz klasik oval şekle sahip olma eğilimindedir, ancak bir çerçeveyle bir arada tutulan iki tüpten oluşan kataraftlar da yaygındır.

Türkiye’nin sahip olduğu zengin doğal kaynaklardan biri de akarsulardır ve raftinge elverişli birçok akarsu kaynağına sahiptir. Türkiye’de raftinge uygun akarsulardan bazıları şunlardır: Çoruh Nehri, Köprüçay, Anamur Çayı, Manavgat Çayı, Mersin Göksu Nehri, Zamatı Irmağı, Fırat Nehri, Rize Fırtına Deresi.

Referanslar

Kozak, M. A. ve Bahçe, A. S. (2012). Özel ilgi turizmi. Ankara: Detay Yayıncılık; Molly Absolon. (2018) The Ultimate Guide to Whitewater Rafting and River Camping. Lanham: The Rowman & Littlefield Publishing Group, Inc; Şahbaz, R. P. ve Altınay, M. (2015). Türkiye’deki Milli Parkların Rekreasyon Faaliyetleri Açısından Değerlendirilmesi, Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 3(3): 125-135; Kültür ve Turizm Bakanlığı. (t.y.) Rafting, http://yigm.kulturturizm.gov.tr/TR-10060/rafting.html, (Erişim tarihi: 11.08.2020).

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Molly Absolon. (2018) The Ultimate Guide to Whitewater Rafting and River Camping. Lanham: The Rowman & Littlefield Publishing Group, Inc.