Müller, Georgina Max

KİŞİ YAYINLAR/YAYINCILIK Yazar Seyyah Seyahatnâme

(1835 – 1916)

Maddeye katkıda bulunan yazarlar:
Yazar: EBRU AÇIK TURĞUTER (2019) (Madde metni için tıklayınız)
Yazar: ALEV BERBEROĞLU (2021) (Madde metni için tıklayınız)
1 / 2

1893 yılında, eşi Max Müller’in hava değişimi ve dinlenmeye olan ihtiyacını dikkate alarak onunla birlikte, İngiliz sefaretinde kâtip olan oğullarını ziyaret için İstanbul’a geldi ve üç ay bu şehirde kaldı. İstanbul ve Bursa gezilerini kapsayan söz konusu bu süre içerisinde Bayan Müller, buradan İngiltere’ye birçok mektup yolladı. İstanbul’dan Mektuplar adlı eser bu mektupların sonradan genişletilmiş halidir. Kitapta yer alan İstanbul’a Geliş, Sarayburnu ve Hazine, Selamlık, Yıldız Sarayı, Camiler ve Türbeler, Yıldız Sarayı’nda Bir Akşam Yemeği, Surlar, Boğaziçi’nde Piknikler, Kurban Bayramı, Bursa, Türk Hamamları, Son Defa Huzura Kabul başlıklı mektuplar bizzat Bayan Müller tarafından yazıldı. ‘Galata Köprüsü, Peygamber, Yeni Müze ve Sayda Lahitleri, Hasan ve Hüseyin’ başlıklı mektuplar ise Max Müller tarafından kaleme alındı. Bayan Müller, bir millet hakkında bir hükme varmak için üst tabakaya değil, orta ve alt tabakaya bakılmasını; Türkiye’de insanların gerçek yaşamlarını öğrenmek için evlerinin ziyaret edilmesi gerektiğini ifade etti. Bu nedenle mektuplarında İstanbul’u; sokakları, konakları, mahalle ve çarşısı, mesire yerleri, sarayları ve surlarıyla birlikte gündelik yaşam içinde anlattı. Bayan Müller, dönemin Türkiyesi’nin oryantalist söylemde tasvir edilen hallerinin birer kurgu olduğunu; Türklerin en fakirlerinin bile çocuklara sevgi, düşkünlere şefkat ve hayvanlara merhamet beslediklerini aktararak çürüttü. Türklerin, Hıristiyanlıktan nefret ettiklerine dair söylemleri ise “Hiçbir memlekette Türkiye’de olduğu gibi ayrı inançtan kimselere yüksek mevkilere gelme şansı tanınmamıştır ve burada yalnız bakanlar arasında değil, devletin önemli meselelerinin konuşulduğu elçiliklerde bile Hıristiyanlara rastlanır”, diyerek eleştirdi. Eşi ise bu yargıları desteklercesine “Her yerde olduğu gibi İstanbul’da da polis ve hukuk var. Şiddet ve vahşilik bahanesiyle dini bağnazlık da mazur görülmüyor”, diyerek olumsuz yargıların yanlışlığını ortaya koydu. Dahası dönemin zayıf Osmanlı anlayışının yanlışlığını; ‘Türkiye onu yutmak isteyenin boğazından geçmeyecek kadar büyük ve sert bir lokma’ olduğu tespiti ile göstermeye çalıştı. İstanbul’un önemli mekânlarını gezen aile, II. Abdülhamid tarafından yemeğe davet edildi ve bizzat padişahla konuşma ve sarayı gezme fırsatı da buldu. Ahmet Vefik Paşa’nın modern görünümü verdiği Bursa’yı da gezen Müller çifti, Ulu Camii’nin Ayasofya’nın birer kopyası olan İstanbul camilerinden farklılığını vurguladı ve onun diğer camilere oranla daha dikkat çekici ama sade olduğunu belirtti. Mrs Müller’in mektuplarında İstanbul’a, Bursa’ya ve şehirlerin yaşamına dair önemli daha pek çok ayrıntı bulunmaktadır. Eser, Türkiye’de ilk defa 1978 yılında İstanbul’dan Mektuplar adıyla Afife Buğra tarafından çevirisi yapılarak yayımlandı.

Referanslar

Molendijk, A. L. (2016). Friedrich Max Müller and the Sacred Books of the East. Oxford.; Müller, G. M. (1978). İstanbul’dan Mektuplar (Çev. A. Buğra). İstanbul: Kervan Kitapçılık.

2 / 2

Tam adıyla Georgina Adelaide Grenfell Max Müller, Riversdale Grenfell ve Charlotte Adelaide Elliot’ın kızı olarak İngiltere’de dünyaya geldi (1935). Bray Kilisesi’nde akademisyen Friedrich Max Müller’le (1823-1900) evlendi (1859) ve bu evlilikten Ada, Mary, Beatrice ve Wilhelm Max isimlerinde dört çocukları oldu.

Eğitimine dair detaylı bilgilerin eksikliğine rağmen, Georgina Adelaide Müller’in entelektüel kimliğini ortaya koyduğu çalışmalardan anlayabilmekteyiz. Örneğin, 1873 yılında basılan, editörlüğü Friedrich Max Müller tarafından yapılan Memoirs of Baron Stockmar (Baron Stockmar’ın Anıları) adlı iki ciltten oluşan eserin Almanca’dan İngilizce’ye çevirisini Georgina Adelaide Müller yaptı. Müller çiftinin düşünsel iş birlikleri başka yayınlarda da sürdü. 1897’de basılan Letters from Constantinople (İstanbul’dan Mektuplar) kitabı çiftin İstanbul’da geçirdiği süre içinde kaleme aldığı mektuplardan oluşmaktadır. Sanskritçe uzmanı bir filolog olan eşi Friedrich’in ölümünden sonra onun notlarını, yazılarını ve mektuplarını derleyerek yayınladığı ve iki ciltten oluşan 1902 tarihli The Life and Letters of the Right Honourable Friedrich Max Müller (Dürüst ve Saygıdeğer Friedrich Max Müller’in Yaşamı ve Mektupları) ile 1905 tarihli Life and Religion (Yaşam ve Din) adlı kitap Georgina Adelaide Müller’in eşinin çalışmalarını titizlikle takip ettiğini ve mevzubahis akademik tartışmalardan uzak olmadığını göstermektedir. Günümüzde Max Müller çiftine dair yazılar, mektuplar, ders notları, ailevi ve şahsi evrak ve fotoğraflar gibi çok sayıda orijinal belge Oxford Üniversitesi Bodleian Kütüphaneleri Arşivlerinde korunmaktadır.

Georgina Adelaide Müller, eşi Friedrich’le birlikte Osmanlı başkenti İstanbul’a Mayıs 1893’te gelmişti. Amaçları hem İngiltere Büyükelçiliği’nde sekreter olarak görev yapan oğulları Wilhelm Max’ı ziyaret etmek hem de Wilhelm’in mektuplarında övgüyle bahsettiği bu güzel şehri gezip görerek yaz tatillerini burada geçirmekti. İstanbul’dan Mektuplar isimli kitap burada kaldıkları üç ay süresince şehre dair izlenimlerini içermektedir. Kitap ilk olarak 1897 yılında İngilizce olarak basıldı. Afife Buğra tarafından Türkçe çevirisi yapılan eser İstanbul’dan Mektuplar başlığıyla 1978’de Tercüman Yayınları’ndan çıktı. Bu kitabın ön sözünü kaleme alan Orhan F. Köprülü bu eserin Osmanlı tarihi açısından öneminin altını çizmektedir. Aynı kitap daha sonra Hamdiye Betül Kara’nın çevirisiyle tekrar ele alınarak On Dokuzuncu Asır Biterken İstanbul’un Saltanatlı Günleri başlığıyla Dergâh Yayınları tarafından 2010 yılında basıldı.

Kitap 16 mektuptan oluşuyor, bunlardan 12 tanesini Georgina Adelaide, geriye kalan dördünü ise Friedrich Max Müller yazmış. Georgina Adelaide mektuplarında sosyal yaşam gözlemlerine ve canlı şehir tasvirlerine ağırlık verirken Friedrich Max Müller gezip gördüklerini akademik bilgileriyle harmanlayarak din ve arkeoloji üzerine görüşlerini deneme şeklinde aktarmıştır. İki yazarda da öne çıkan özellik Osmanlı kültürüne ve geleneklerine saygıyla, ilgiyle ve Oryantalist önyargılardan büyük ölçüde uzak bir şekilde yaklaşmalarıdır. Sultan II. Abdülhamid’den olumlu sözlerle bahsederek özellikle eğitim alanındaki atılımlarını takdir ederler. Max Müller çiftinin İstanbul’da kaldığı süre boyunca gezintilerinde onlara eşlik etmesi için saray yaverlerinden Sadık Bey, padişah tarafından görevlendirilmişti. Bu sayede gezmek için özel izne ihtiyaç duyulan tarihi mekânlara kolaylıkla erişim sağlayabilmişlerdi. Yıldız Sarayı’na davet edilen çift padişah tarafından ilgiyle ve nezaketle karşılanmıştır. Bu davet sırasında kendilerine padişahın özel müzesi, kütüphanesi ve bahçesi de gösterilmiştir.

Metinlerden başka kitap, XIX. yüzyıl sonu Osmanlı kültürü ve sosyal hayatıyla ilişkili 12 adet fotoğraf içermektedir. Mektuplardaki tasvirleri görselleştiren bu fotoğraflarda Sarayburnu manzarası, Galata Köprüsü, Çinili Köşk, Sultan II. Abdülhamid’in selâmlık geçidi, Aya Sofya, İstanbul’un surları, II. Mahmud türbesi, Valide Sultan Bendi, Bursa Yeşil Camii ile yaşmak ve feraceli bir Türk kadınının yanı sıra İskender Lahdi ve Ağlayan Kadınlar Lahdi gibi arkeolojik eserler görülmektedir.

Referanslar

Chaudhuri, N. C. (1944). Scholar Extraordinary: The Life of Professor the Rt. Hon. Friedrich Max Müller, P.C. Londra: Chatto & Windus; Doğan, M. (2018). Batı Muhayyilesindeki Doğu ve İstanbul’da Bir Gezgin: Adelaide Müller, Rumeli’de Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, (12): 209-231; Max Müller, G. (1897). Letters from Constantinople. Londra: Longmans, Green, and Co.; Max Müller, G. (Editör). (1902). The Life and Letters of the Right Honourable Friedrich Max Müller (Cilt-1). Londra: Longmans, Green, and Co.; Molendijk, A. L. (2016). Friedrich Max Müller and the Sacred Book of the East. Oxford: Oxford University Press.

Konuyla ilgili diğer maddeler için bkz.: