"Konstantinopolis’in Zaptı" Başlıklı Kitap

Yayınlar Kitap

Robert de Clari, eserinde ismini Robert de Clari li chevaliers olarak belirtmektedir. Hayatı hakkında pek az bilgi mevcuttur. Clari, Fransa’nın Picardy bölgesinde bulunan Pernois’de doğdu ve büyüdü. Amiens manastırının çeşitli tüzüklerinde babasının adı Gilon de Clari olarak geçmektedir. O, keşiş olan kardeşi Aleaume ile birlikte 1203 yılında Papa İnnocentius III’ün teşvikiyle görünüşte kutsal bir gaye ile başlatılan IV. Haçlı seferine efendisi Pierre d’Amiens komutasında katıldı, 1205 yılında ise Picardy’e geri döndü. IV. Haçlı Seferi'nin yönü Mısır, Babilon veya İskenderiye olarak tasarlansa ve ordunun nakli için Venedikliler ile anlaşılmış olsa da yaşanan muhtelif sorunlar ve Venediklilerin de teşvikleriyle Haçlı ordusu İstanbul’a yöneldi. Clari de bu ordu içerisinde İstanbul’a geldi, hem İstanbul kuşatmasına hem de Latin Krallığı’nın kurulmasına şahit oldu. O, Konstantinopolis’in Zaptı adlı eserde 1203 yılında başlatılan IV. Haçlı seferinin başlangıcından 1216 yılına kadar yaşanan olayları anlattı.

IV. Haçlı seferinin en önemli kroniklerinden biri Clari’nin eseridir. Clari, eserine kim oldukları ve hangi sebeplerden ötürü İstanbul’a gittikleri ile başlar ve 1216 yılına kadar yaşanan tüm hadiseleri sade ve oldukça canlı bir anlatım ile aktarır. Haçlı ordusu içerisindeki askerî kimliği ile şahit olduğu ve duyduğu tüm siyasî olayları anlatır. İstanbul’un ele geçirilmesi esnasında yaşanan yağmaları, tahribatları ve zulümleri çekinmeden olduğu gibi aktarmıştır. Bazı konularla alakalı, gördüğünü değil sadece duyduklarını anlatmıştır. Bu durum da, verdiği bazı bilgilerin yanlış olmasına sebebiyet vermiştir. Yine eserini muhtemelen 1216 yılında ortaya koyduğu için bazı gördüklerini ve duyduğu anlatıları hatırlayamamış ve bu durumu da eserinde ifade etmiştir. Verdiği tarihlerin bir kısmı da bu yüzden yanlıştır.

Robert de Clari’nin özellikle İstanbul ile ilgili verdiği bilgiler pek kıymetlidir. Nitekim o, İstanbul’u bir asker gibi değil, bir seyyah gibi dolaşmış ve o dönem İstanbul’unun zengin bir portresini çizmiştir. Şehrin zenginliğini, güzelliğini ve her türlü özelliğini müşahede ederek eserinde anlatmıştır. Kuşatma esnasında şahit olduğu ihtişamlı İstanbul surlarından bahseden Clari, şehrin düşmesi ve Haçlıların şehre hâkim olmasından sonra İstanbul’un tüm zenginliğini gözlemlemiştir. II. Theodosius zamanında inşa edilen Bukoleon Sarayı’nın yanı sıra şehirdeki diğer saray ve şatolardan bahseden Clari, İstanbul’un zenginliğini ise dünyadaki en zengin 40 şehrinde bulunan servetin toplamının Konstantinopolis’teki servetten daha az olabileceğini söyleyerek ortaya koymaya çalışmıştır. Şehirde çok fazla kilise ve manastırın bulunduğunu 30 binden fazla papaz ve keşişin olduğunu abartılı bilgi ile ifade etmiştir. Bu kiliseler içerisinde I. Basileios zamanında inşa edilmiş olan ve mimari özelliğiyle ön planda bulunan Sainte-Chapelle Kilisesi, Meryem Ana Kilisesi, içerisinde yedi havarinin yattığı iddia edilen ve Ayasofya’dan daha zengin ve ihtişamlı olduğu söylenen Havvariyun Kilisesi’ne özellikle vurgu yapmıştır. Ayasofya’yı da tafsilatlı olarak anlatan Clari, Ayasofya’nın sütunları, mihrabı, kubbeleri, süslemeleri ve devasa avizeleri ile göz kamaştırdığını belirtmiştir. Flandre kontu Baudouin’in imparatorluk taçı giyinme merasiminin de Ayasofya’da görkemli bir tören ile yapıldığını anlatmıştır. Ayasofya’nın hemen önünde I. Justinianus’un at üstündeki heykelinin yanı sıra yine şehirde iki kadın heykelinin olduğunu belirtmiştir. Bu kadın heykellerden birinin eli batıya doğru uzatılmıştır ve Konstantinopolis’i ele geçirecek olanların batıdan gelecekleri yazısı yazılmıştır. Diğer heykel de ise kadının eli çirkin bir yere uzatılmış olup şehri ele geçirmeye gelenlerin o çirkin yere sokulacağı yazılmıştır. Clari’ye göre Arcadius ve Theodosius sütunları da şehri güzel gösteren ayrıntılardır. Şehrin Altın Manto ve Yaldızlı Kapı adı verilen kapıları oldukça süslüdür. Clari, bunların yanı sıra bugünkü At Meydanı olan Hipodrom ve alanını da tasvir etmiştir.

Picardy’deki büyük manastırda yazılmış olan Clari’ye ait kroniğin orijinal el yazması keşfedilememiştir. Ancak XIII. yüzyılın sonlarından veya XIV. yüzyılın başlarından kalan, bilinen bir el yazması vardır. Bu eser, aynı elle yazılmış iki sütun halinde kaydedilmiş ve tek bir el yazması halinde Kopenhag Kraliyet Kütüphanesi’nin 487 numaralı el yazması olarak korunmuştur. Eser, 1664 yılında Danimarka kralı III. Frederick tarafından, kütüphanesi için satın alınmıştır. Clari’nin eserinden ilk olarak 1786 yılında John Erichsen Kopenhag Kütüphanesi’nin El Yazmalarına Genel Bakış adlı kitabında bahsedilmiştir. Bundan sonra metin üzerinde belli başlı çalışmalar yapılsa da eserin kesin baskısını düzenleyen kişi Philippe Lauer olmuş ve eser Fransa’da 1924 yılında yayımlandı. Fransa’da Albert Pauphilet’in yayımladığı metnin Türkçe tercümesi ise Beynun Akyavaş tarafından yapılmış ve 1994 yılında Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlandı.

Yararlanılan Kaynaklar

Clari, R. De. (1939). La Conquête de Constantinople, (Traduction par Pierre Charlot). Paris; Clari, R. De. (1956). La Conquête de Constantinople, (Editör, P. Lauer). Paris: Librairie Ancience Honorê Champion; Clari, R. De. (1994). İstanbul’un Zaptı (1204) (Çev. B. Akyavaş). Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları; Moree, A. R. (1973). Style and History in La Conquête de Constantinople: A Descriptive Study. ABD: The University of North Carolina at Greensboro; Plante, S. (2015). Rêcits de croisade et Digression: La Conquête de Constantinople de Robert de Clari, Universitê de Montrêal, Dêpartement des littêratures de langue française Facultê des arts et des sciences.