Kemal’in 1917 yılında İkinci Ordu Komutanı iken karargâh olarak kullandığı binadır. Yapı düzgün kesilmiş bazalt taşlardan inşa edilmiş olup XIX. yüzyıl sonlarına tarihlenmektedir. İki katlı binanın ilk katı yuvarlak kemerli pencerelerden, ikinci katı ise dikdörtgen pencerelerden oluşmaktadır. Müzeye giriş yuvarlak kemerli bir kapıdan sağlanmaktadır. Girişin iki yanında yer alan sütunlar ile üst kısımda bulunan balkon, cepheye hareketlilik kazandırmaktadır. 1973 yılında Yedinci Kolordu Komutanlığı tarafından düzenlenip Komutan Atatürk Müze ve Kütüphanesi olarak hizmete açıldı. Atatürk’e ait hatıra eşyaların ve resimlerin sergilendiği bir müze haline getirildi.

Her toplumun tarihinde o toplumun karanlık günlerine ışık olmuş, en zor anlarında halkına güç vererek onu kurtuluş ve özgürlüğe kavuşturmuş kahramanlar vardır. Kültür ve sanat dünyasında iz bırakmak ve geleceğe yön vermek isteyen her uygar toplum, geçip giden zamanın her anında bu büyük kahramanlara değer vermek ve onların manevî kişiliklerinden güç almak zorundadır. Uygar bir toplum olmanın bir başka göstergesi de, hayatını toplumuna ve insanlığa adamış olan şahsiyetleri unutmamaktır.

Eylemleri tarihe, düşünceleri topluma yön vermiş Atatürk’ü anlamak, anlatmak ve ondan kalan her anıyı yaşatmak amacıyla Türkiye’nin hemen hemen bütün şehirlerinde tarihini anlayan bilinçli bir nesil oluşturmak için bu müzeler oluşturuldu.

Atatürk Müzesi günümüze gelene kadar birçok yenileme ve onarım çalışmaları geçirdi. Tarihi olaylara tanıklık etmiş bir yapıda Mustafa Kemal Atatürk’ün hatırasını yaşatan bu müzenin oluşturulup yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması ayrıca önem taşımaktadır.

Müzeler, bir ulusun kimliğini, dönem olaylarını, toplum zevkini yansıtan, koruyan ve geçmişi geleceğe taşıyan mekânlardır. Bu anlamda hangi ülkede, hangi konuda olursa olsun müzelerin kurulması ve bilinçli müzecilik anlayışının yaygınlaştırılması önem arz etmektedir.