-
2025
Keskin ilçesi, Kırıkkale il merkezinin 27 kilometre güneyinde At ve Kartal tepelerinin eteklerinde kurulmuştur. Ankara-Kayseri yolu üzerinde yer alan kentin oldukça köklü bir geçmişi bulunmaktadır. İlçe, kuzeyden il merkezi ve Balışeyh, kuzeydoğudan Delice, batıdan Karakeçili ve Bahşılı, güneybatıdan Çelebi ile güneyden kuzeydoğuya doğru sırasıyla Kırşehir’in Kaman, Akpınar ve Akçakent ilçeleri ile komşudur. Denizden yüksekliği ortalama 1100 metredir. İlçeyi batıdan kuzeye doğru kuşatan Dinek Dağı, 1700 metre yüksekliği ile Kırıkkale’nin de en yüksek noktaları arasındadır. Dinek Dağı’nın güneyi boyunca geniş platolar Keskin’in tarım arazilerini oluşturmaktadır. 1129 kilometre yüzölçümüne sahip olan ilçenin doğal sınırlarını doğudan Kılıçözü batıdan ise Kızılırmak Nehri çizmektedir. Sahip olduğu yüzölçümü ile Kırıkkale’nin en büyük ilçesi konumundadır. Dinek Dağı geniş meşe ormanlarıyla ildeki önemli biyosfer alanlarını oluşturmaktadır.
Keskin ilçesi oldukça köklü bir geçmişe sahiptir. İlçenin güneyinde yer alan mağaralarda Hitit dönemine ait mağara resimleri ve mezarlar tespit edilmiştir. Bununla beraber ilçenin kuzeyinde ve doğusunda yer alan pek çok höyükte Frig, Hitit, Roma ve Bizans dönemlerine dair yerleşmeler ortaya çıkarılmıştır. Roma döneminde Keskin ve çevresinin önem kazandığı düşünülmektedir. Zira güneydeki Kızılırmak kenarında yer alan Saniana Kalesi ilçenin Erken Hristiyanlık dönemine dair oldukça önemli bilgiler sunmaktadır. Aynı zamanda bu güzergahın eski kervan ve askeri yol olması da ilçenin konumunu önemli kılmaktadır. 813 yılında Bizans-Abbasi arasında vuku bulan savaş sonrası Ankara ile beraber Müslüman idaresine geçtiği bilinmektedir. Malazgirt zaferi sonrasında Türkmenlerin akınlar düzenleyerek Keskin civarına kadar geldiği düşünülmektedir. Bunun en önemli örneği ilçede oldukça yaygın bilinen Haydar Sultan efsanesi gösterilebilir. Geleneksel inanışa göre Haydar Sultan bu bölgeye gelerek buranın Türk-İslam yurdu olması için uzun yıllar mücadeleler vermiştir. Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurulması ile Türkmenler bölgede obalar kurmuştur. Bununla birlikte eski dönemlerdeki yol güzergahının Selçuklu döneminde de geçerliliğini koruduğu Selçukluların Kızılırmak Nehri üzerindeki Çeşnigir Köprüsü’nü yenilemesiyle daha iyi anlaşılmaktadır. Selçuklu sonrasında Eretna ve Germiyan beyliklerinin içerisinde olduğu düşünülmektedir.
XV. yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti sınırlarına katılmıştır. XVI. yüzyılda Dinek Keskini, adı ile anılmaya başlamıştır. Osmanlı arşiv belgeleri ve salnamelere göre ilçe merkezinin Karamanlı Ortodokslar ve Ermenilerden oluştuğu anlaşılmaktadır. Türkmen oymaklarının bölgeye yerleşmesinden sonra dini ve etnik yapı değişmeye başlamıştır. Uzun yıllar boyunca Kırşehir Sancağı’na bağlı bir kaza statüsünde kalmıştır. Evliya Çelebi doğu seyahati sırasında bölgeden geçmiş ve Keskin’in küçük bir subaşılık olduğunu ve Bozok Sancağı’na bağlı olduğunu bildirmiştir. XVII. yüzyılda pek çok önemli Türkmen oymağı ilçeye gelerek yerleşmiştir. Bunlar arasında Bozulus, Afşar, Cerid, Barak ve Silsüpür oymakları ilçe kültürünün şekillenmesinde önemli rol oynamıştır. 1859 yılında ilçede belediye teşkilatı kurulmuştur. XIX. yüzyılda simli kurşun madenin faaliyete geçmesiyle beraber ilçe Keskin Madeni, Maden-i Gümüşgan, Dinek Madeni gibi isimlerle anılmaya başlamıştır. Bu isimler zamanla “Maden” adına dönüşmüştür. Günümüzde ilçenin yaşlı kesimi hala ilçeyi tanımlamak için “Maden” kelimesini kullanmaktadır.
Yüzyılın sonunda Keskin’de üç Rum kilisesi ve bir Ermeni kilisesi olduğu kayıtlardan anlaşılmaktadır. Bununla beraber XX. yüzyıl başlarında Fener Patrikhanesi’ne bağlı metropolitlik makamının varlığı da bilinmektedir. Tehcir yıllarında önce Ermeniler, ardından 1924 yılında yapılan mübade ile de Türk dilli Ortodokslar ilçeyi terk etmiştir. Hristiyan tebaadan boşalan yerlere Romanya, Bulgaristan ve Selanik civarından gelen mübadiller yerleştirilmiştir. Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı dönemlerinde Keskin’in önemli bir rol üstlenmiştir. Özellikle Kurtuluş Savaşı yıllarında cepheye mühimmat hazırlayan fabrikalar açılmış, silah imalatı yapılmıştır. Cumhuriyet kurulduktan sonra Ankara’ya bağlı ilçe statüsünü korumuştur. 1989 yılında Kırıkkale’nin Ankara’dan ayrılması ile birlikte Kırıkkale’ye bağlanmıştır.
2024 yılı nüfus verilerine göre ilçe merkezinin toplam nüfusu 16.265’dir. Nüfusun 9.273’ü ilçe merkezinde yaşarken, 6.986 kişi ilçeye bağlı 55 köyde yaşamaktadır. Mevcut köy sayısı ile Keskin ilçesi Kırıkkale’nin en fazla köyüne sahip ilçedir. İlçe merkezi; Bozkurt, Altuntaş, Maden, Yenice, Gündoğdu ve Yenimahalle olmak üzere altı mahalleden oluşmaktadır. İlçe merkezinde bir anaokulu, üç ilkokul, iki ortaokul, dört lise, bir halk eğitim merkezi ve bir adet Kırıkkale Üniversitesi’ne bağlı Keskin Meslek Yüksekokulu bulunmaktadır. Yüksekokul bünyesinde altı önlisans programı aktif olarak yaklaşık 1000 öğrenci ile eğitime devam etmektedir. Bununla beraber ilçe merkezinde KYK’ya bağlı bir öğrenci yurdu ile ilköğretim ve ortaöğretim seviyesinde yurtlar bulunmaktadır. Bunların yanı sıra ilçede bir adet devlet hastanesi, bir adet toplum sağlığı merkezi ve üç adet eczane önemli sağlık kuruluşlarındandır. İlçe merkezinde dört adet banka ile bir adet PTT şubesi bulunmaktadır. Bununla beraber bir adet ağır ceza evi, bir adet adliye ilçeye önemli katkılar sunmaktadır.
Keskin ilçesi Kırıkkale ilinin önemli doğal ve kültürel alanlarına sahiptir. Özellikle ilçe merkezinin kültürel potansiyeli oldukça yüksektir. İlçe merkezinde çok sayıda tarihi konak, mağaralar, çarşılar ve camilerle çok sayıda taşınmaz kültür varlığına ev sahipliği yapmaktadır. Kaynaklarda aktarıldığına göre 1950’li yıllarda Ankara’nın Beypazarı ilçesinden sonra barındırdığı tarihi konak sayısı ile Keskin ikinci sırada gelmektedir. Ancak bu doku zaman içerisinde bozulmuş ve konaklar yıkılmaya terk edilmiştir. İlçe merkezinde yer alan taşınmaz kültür varlıklarından bazıları şunlardır:
Sulu Mağara: İlçede yer alan Sulu Mağara adlı yer altı yerleşimi Erken Hristiyanlık dönemine tarihlendirilmektedir. Birbirine merdivenlerle bağlanan üç kat ve iki galeriden oluşan mağaranın toplam derinliği 285 metredir. Mağaranın genel yapısı yapay olup maden ocağı olarak açılmıştır. Ancak mermer bölümün önemli bir kısmı Pliyosen Döneme aittir. Roma döneminde katakomp türü bir ibadet yerine dönüştürüldüğü alt galeriye açılan haç kabartmalarından anlaşılmaktadır.
Kibrithane: Günümüzde Halk Eğitim Merkezi olarak kullanılan yapı Kibrithane Sokak’ta yer almaktadır. Tek katlı olarak inşa edilen yapı uzunlamasına dikdörtgen planlıdır. Kaynaklar yapının 1903 yılında bölgede yaygın olarak çıkarılan kırmızı granitten inşa edilmiştir. İnşa edildiği dönemde kibrit üretimi yapılmıştır. 1990 yılında restore edilerek aynı malzeme kullanılarak ikinci bir kat eklenip Halk Eğitim Merkezi olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Fişekhane: Günümüzde İmam Hatip Lisesi ve Ortaokulu olarak hizmet vermektedir. Geniş bir bahçe içerisinde bulunan yapı, bodrum üzeri üç katlı olarak kırmızı granit malzeme kullanılarak XX. yüzyıl başlarında inşa edilmiştir. İlk inşa edildiği dönemde redif deposu olarak kullanılırken 1907 yılında fişek üretimi için fabrikaya dönüştürülmüştür. Milli mücadele yıllarında savaş bitene değin cepheye fişek üretmiştir. Özellikle bu yıllarda kadınların ve çocuklarında cepheye silah yetiştirmek için tüm güçleri ile çalıştıkları bilinmektedir.
Kilise: Karıştıran Mevkii’nde yer alan kilise günümüze büyük oranda harap bir vaziyette ulaşmıştır. Mübadele öncesinde 1880’li yıllarda inşa edildiği düşünülen yapı dört destekli kapalı Yunan Haçı plan tipindedir. Kapadokya bölgesindeki pek çok Rum kilisesinde de benzer plan şemasının olduğu görülmektedir. Kilisenin inşasında kırmızı granit kullanılmıştır. Kilisenin üst örtüsü, doğu duvarı ve güney duvarı tamamen yıkılmıştır. Kilise günümüzde kültür parkı ve mesire alanı olarak kullanılan doğal sit alanı içerisindedir. Ayrıca Keskin Belediyesi’nin girişimleri ile restorasyonuna başlanmıştır.
Çarşı Camii: İlçe merkezinde Bedestenin hemen gerisinde, Yenice Mahallesi Hal Sokak’ta yer almaktadır. Giriş kapısı üzerinde yer alan kitabesine göre 1870 (H. 1287) yılında inşa edilmiştir. İnşa kitabesinde yapının adı Seyyid Bekir İdris Camii olarak geçmektedir. 1986 yılında taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. VGM arşiv kayıtlarına göre 1930 ve 1966 yıllarında geçirdiği onarımlarla iç mekânda yer alan mimari elemanlar ile genişletme çalışmaları sonucunda özgün dokusunu kaybetmiştir. Ancak 2018 yılında yapılan restorasyon neticesinde özgün sonradan yapılan eklemeler kaldırılarak özgün dokusuna uygun olarak yenilenmiştir. Cami klasik olarak dikdörtgen planlı ve üç kubbeyle örtülmüş son cemaat revakına sahiptir. Harim mekanının üzeri kırma çatı ile kapatılmış ve içten ahşap tekne tavan ile örtülmüştür. Kırmızı kesme taş malzeme kullanılarak yığma tekniğiyle inşa edilen yapının kuzey duvarında ahşap bir kadınlar mahfili bulunmaktadır. Caminin kuzeybatı köşesinde kare kaide üzerinde yükselen tek şerefeli kırmızı tuğladan inşa edilen minaresi yükselmektedir.
Taş Mektep: Günümüzde Hacı Taşan Kültür Merkezi olarak hizmet veren yapı Altuntaş Mahallesi Okul Sokak’ta yer almaktadır. İnşa kitabesine göre 1911 (H. 1329) yılında Kız İnas Mektebi olarak inşa edilmiştir. Uzunlamasına dikdörtgen planlı ve tek katlı olarak düzenlenmiştir. Yapıya doğu cephenin ortasına yerleştirilen sivri kemerli alınlıktan sağlanmaktadır. Yapı sonraki yıllarda ahşap kırma çatı ile kapatılmıştır.
Bedesten: Yenice Mahallesi Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan çarşı XIX. yüzyılın sonlarına doğru inşa edilmiştir. Merkezinde çokgen mermer bir havuzun konumlandırıldığı çarşı kare bir plana sahiptir. Dört ana yöne birer sokak yerleştirilen çarşıdaki dükkanlar tek katlı ve ahşap kırma çatılıdır. Ahşap zemini, duvar örgüsü, pencere sistemi, üçgenlıklı girişleri ve çift kanatlı kapılarıyla geleneksel Türk çarşı mimarisinin tipik bir örneğidir. 2018 yılında yapılan sonra düzenlemeler ile yapılardaki bozulmalar önlenmiş ve restore edilmiştir. Halk arasında bedesten çarşısı olarak adlandırılmaktadır.
Çarşı: Cumhuriyet Meydanı’nın kuzeyine konumlandırılan çarşı birbirine bitişik 26 dükkandan oluşan yamuk bir üçgen şemaya sahiptir. 2023 yılında yapılan restorasyon çalışmasıyla özgün dokusuna geri döndürülmüştür. Dükkanların ana caddeye bakan yönleri tek katlı iken içe bakan yönler iki katlı olarak inşa edilmiştir. İç kısımda oturma alanları ve küçük bir sokak bulunmaktadır.
İlçenin genel ekonomik yapısı tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Tarımsal faaliyetler çoğunlukla hububat üretimine dayalıdır. Bunun yanı sıra baklagiller, ayçiçeği ve şeker pancarı da başlıca üretilen tarım ürünleridir. İlçe topraklarının çoğunluğunda su sorunu olduğu için tarımsal sulama oldukça sınırlı olup Kızılırmak’a yakın birkaç köyde yapılabilmektedir. Bu köylerde oldukça sınırlı sayıda pirinç üretimi yapılmaktadır. Ayrıca bağcılık ve meyve üretimi de küçük aile işletmeciliği şeklinde yapılmaktadır. Tarımsal faaliyetlerin yanı sıra hayvancılıkta ilçenin önemli gelir kaynaklarındandır. Büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, süt besiciliği ve et üretimine dayalı besicilik hayvansal üretimin önemli bir koludur. Ayrıca kanatlı hayvan çiftlikleri de (tavuk, kaz, devekuşu vd.) son yıllarda oldukça revaçta olan ekonomik dallar arasındadır.
İlçenin yıllara göre hızla azalan nüfusu ticaret hacmini de küçültmektedir. Eskiden oldukça hareketli bir ticaret yapısına sahip olan ilçede şirketlerin iflas etmesi, ticaretin tekelleşmesine neden olmuştur. Ancak son birkaç yıl içerisinde ilçede organize sanayi bölgesinin kurulması ile ticaret hacminin büyüyeceği tahmin edilmektedir. Günümüzde organize sanayi bölgesinde 15 firma aktif olarak çalışmaktadır.
Mevcut turizm potansiyeli sayesinde Keskin ilçesi, bölgenin önemli kültürel destinasyon merkezlerinden biri konumundadır. Kızılırmak Nehri havzasında yer alan Çeşnigir Köprüsü son yapılan çalışmalarla beraber önemli bir turistik noktaya dönüştürülmüştür. Köprü yakınlarında kurulan kafeler, yürüyüş parkurları, tekne turları ile turizm faaliyetleri çeşitlendirilmiştir. Bunun yanı sıra Beyrek Dağı ile Denek Dağları'ndaki trekking alanları sayesinde doğaseverler için oldukça önemli olanaklar sunmaktadır.
İlçede yıldızlı konaklama tesisleri bulunmamaktadır. Belediyeye ait misafirhane, bir adet pansiyon, bir adet öğretmenevi bulunmaktadır. Yeme-içme sektörü açısından küçük aile işletmeleri hizmet vermektedir. Perşembe günleri ilçe merkezinde semt pazarı kurulmaktadır. Köylerden gelenler sayesinde semt pazarı canlanmaktadır. Yaz aylarında köylerde tarımsal üretimin artması pazarı canlandırırken, kışın bu oran azalmaktadır.
İlçeye ulaşım sadece karayolu ile sağlanmaktadır. İlçe merkezinin Kayseri-Ankara karayolu üzerinde yer alması ulaşım imkanlarını artırmaktadır. İl merkezine günlük olarak dolmuşlar gidip gelmektedir. Ancak ilçede bir otogarın bulunmaması otobüs firmalarının ilçede çalışmasını ve iller arası ulaşımı olumsuz olarak etkilemektedir. İlçede demiryolu ve hava yolu ulaşımı da bulunmamaktadır. En yakın havalimanı Ankara’da yer alırken, il merkezinde bulunan YHT hattı ve banliyö trenleri ile demiryoluna erişim bulunmaktadır.
İlçenin oldukça gelişmiş bir mutfak kültürü bulunmaktadır. Geleneksel İç Anadolu mutfağı genel şemayı çizse de Kafkas ve Balkan göçleri ile Keskin mutfağı çeşitlenmiştir. İlçenin en meşhur yemeği Keskin Tavası’dır. Bunun yanı sıra yoğurt çorbası, tuvalak, arabaşı, düğüraşı, tarhana, erişte, höşmerim, göbede, darmuz, kabak gülü dolması, kaldirik, hasıda, pelte, çılbır, etli bulgur pilavı, kuzu tandır önemli yemekler arasındadır.
Referanslar
Kırıkkale Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (2010). Kırıkkale Kültür ve Turizm Envanteri. Kırıkkale: Kırıkkale Valiliği; Keskin Kaymakamlığı (2025). İlçemizin Tarihi, https://www.keskin.gov.tr/, (Erişim tarihi: 13.08.2025); Nufusune.com (2025). Keskin ilçe nüfusu, https://www.nufusune.com/keskin-ilce-nufusu-kirikkale, (Erişim tarihi: 13.08.2025); Saluk, Y. (2016). Kırıkkale Keskin’in Kültürel Mirası. Ankara: Literatür Yayıncılık; Şener, M., Tiryaki, Y., Erdal, A. (1995). Keskin. Kırıkkale: Keskinliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği.