Ankara’nın Yenişehir semtinde Mithatpaşa Caddesi üzerinde yer alan otel, 1961 yılında açıldı. Selanik göçmeni bir aileden gelen Mehmet Gönç tarafından kurulan otel, 1950’li yıllarda Ulus semtinde açılan Gönç Palas Otel’in de kurucusudur. O yıllarda hamamı ve havuzu bulunan ilk otel olmasıyla tanınan Gönç Palas’tan sonra, ilk mimari planı 56 odalı olarak tasarlanan Kent Otel'i kurdu. Onu Kent Otel'i kurmaya iten şey, özellikle yabancı misafirlerin yoğun talebi oldu. Açıldığı yıl, otelin yoğun bir misafir talebi alması sonucunda; bitişiğindeki arsaya yedi katlı, 56 odalık ikinci bir bina inşa edilerek iki binayı birleştirmek suretiyle günümüzdeki 112 odalık fiziki yapı ortaya çıktı. Ankara’nın gelişme aksı üzerinde yer alan otelin ambleminde şehrin modernleşmesini ve statüsünü sembol edinen kral tacı figürü kullanıldı. Kent Otel, hizmet sektöründe; Padişah sofraları adı altında ilk açık büfe konseptini uygulamaya koyan otel unvanını aldı. Otel bünyesinde hizmet veren gece kulübü de ilkler arsındadır. 1969 yılında, ünlü tenor Pavarotti, Kent Otel’in gece kulübünde programlar yaptı. O yıllarda İsmet İnönü ve Vehbi Koç otelin müdavimleri arasındaydı. Otel, 2000’li yıllara kadar hiçbir profesyonel yönetici istihdam etmedi; otel yönetimi oğul Çelik Gönç tarafından yerine getirildi. 2000’li yıllara kadar pazarlama sorunu da yaşamayan otel, yeni otellerin açılmasıyla zorlu bir rekabet ve yüzde 30 civarında bir doluluk oranıyla ayakta kalmaya çalıştı. 2001 yılında, Ankara’da yerleşik Büyükhanlı ve Gürler Grubu, oteli Çelik Gönç’ten kiraladıktan sonra otele ilk defa bir genel müdür atandı. Otelde büyük bir yenilemeye başlayan Gür ve Büyükhanlı Grubu, otel hizmetlerini durdurmadan kat kat yenileme yöntemiyle, oteli iki yıl içinde baştan aşağıya tamamen yeniledi. Yenileme İşlemi Seyit Ali Gür önderliğinde; Gürler inşaat tarafından gerçekleştirildi. Otelin, kuruluşundan bu yana değişmeyen çalışanları bulunmaktadır. Merkezi bir konumda olması sayesinde rekabet avantajına sahip olan otelin, özellikle 2010’lu yılların ortalarından sonra hızla değişen misafir yapısını; sağlık turizmi amacıyla Türkiye’yi ziyaret eden Ortadoğulu turistlerle, siyasal konjonktür sonucu Irak ve Suriye’den resmî kurumların ve büyükelçiliklerin misafirleri oluşturmaktadır. Ayrıca Ergenekon ve Balyoz gibi siyasi yakın tarihimizin önemli olaylarının konu edildiği mekân olarak da adından söz ettirdi.