-
2019
İki buçuk yıllık bir sürede tamamlanarak, 11. 06. 1955’te İstanbul’da hizmete açıldı. Türkiye’de uluslararası turizm anlamında ilk önemli atılım bu otelin kurulmasıyla gerçekleşti. İkinci Dünya Savaşı'nın sonrası Türkiye’ye verilen Marshall yardımının bir kısmı bir otel yapılması için harcandı. Bu sırada Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) büyümekte olan Hilton Otelleri zincirinin sahibi Conrad Hilton’a, ABD tarafından Türkiye’de otel açmak üzere keşif gezisi yapması teklif edildi. Conrad Hilton, 1950’li yılların başında çıktığı Avrupa turundan, öncelikle İstanbul ve Roma’da otel açma kararıyla döndü. İstanbul Hilton Oteli, Conrad Hilton’un Avrupa’ya açılma planının başında yer almaktadır. İstanbul’da otel açma fikri devlet erkânı tarafından da önemli bir olay olarak görüldüğünden; otelin kurulması için en güzel yerin belirlenmesi çalışmaları yapıldı. Otelin yeri ve imarı konusunda Taksim’den başlayarak, Harbiye’ye ve Dolmabahçe stadyumunun bulunduğu yere kadar geniş bir yeşil park alanı öngörülüdü. Yer seçimi Hilton’un kızı tarafından İstanbul’da yerinde yapıldı. Otelin Gezi Parkı ile Harbiye Müzesi 'nin arasında kalan ve mezarlık olarak kullanılan alanda yapılmasına karar verildi. Otel kurulurken İstanbul’un siluetini bozacağı ve çevresel olumsuzluk yaratacağı düşüncesi hakimken; bu yapının büyüklük ve ölçek açısından doğru tasarlandığı ve çağdaş bir eser olduğu görülmektedir. Bu yapı, İstanbul’da yapılan ilk modern bina olması nedeniyle Türk mimarlığı için çağdaş ideolojiler ve inşaat yöntemleri açısından önemli bir eserdir. ABD ve Türkiye’nin ortaklaşa tasarladıkları mimari proje başarıyla uygulamaya konuldu. Yaklaşık 20 hektarlık büyük bir park öngörüldü. İki Numaralı Park Projesi Taksim Meydanı’nı da içine alarak bir açık hava tiyatrosu, spor sarayı ve sergi salonları, önemli müşterilerin karşılandığı deniz kenarında Dolmabahçe Sarayı yanında bir meydan, çeşitli spor yarışmalarının düzenlenebileceği geniş yeşil alanları içermektedir. Bu proje, Harbiye’ye kadar devam eden iki kilometre uzunluğunda yaya gezinti yolu ile birlikte hayata geçirildi. İstanbul Hilton Oteli’nin inşaatı 22. 10. 1952 tarihinde Emekli Sandığı’na kesin olarak ihale edildi. İnşaatın yapımı ise tanınan bir Alman firmasına verildi.
İstanbul Hilton’un kapısı 10. 06. 1955 tarihinde altın bir anahtarla açıldı. O dönemdeki turizm planlamacılarının ve otel yöneticilerinin, Hilton Oteli tamamlandıktan sonra, İstanbul’da otel sıkıntısının kalkacağı yönünde bildirdikleri görüşleri doğru çıktı. Ancak zaman içerisinde müşterilerin taleplerini karşılamakta zorluk çeken Hilton Oteli, Emekli Sandığı ile bir anlaşmaya vararak otele ikinci bir bina ilave etmeye karar verdi. Bu anlaşma ile mevcut otele paralel bir bina inşası kararlaştırıldı. İstanbul’a talebin artmasına rağmen 1974 yılına kadar Hilton’a eş bir otel kurulmadı ve Hilton yaklaşık 20 yıl boyunca tek başına uluslararası bir firma olarak hizmet verdi. Hilton’un binası 1965 yılında büyütülerek oda sayısı 400’e ulaştı. Bu gelişme ile ağırlanan müşteri ve çalıştırılan personel sayısı da arttı. Otel, 1988 yılında 500 oda kapasitesine erişti. Aynı yıllarda İstanbul’un ortaya çıkan büyük bir sergi alanı ihtiyacını karşılamak üzere bir sergi salonu açıldı. Bir dönem hem Türkiye hem de İstanbul turizmine damgasını vuran ve bir turizm okulu gibi kabul gören, günümüzdeki adı ile Hilton İstanbul Bosphorus Otel, halen 500 odası ile müşterilerini ağırlamaya devam etmektedir.
Referanslar
Altun, M. (2010). Hilton İstanbul, Hilton İstanbul’un Anı Defterinden 55 Yıl. İstanbul: Hilton; Çelebi Yakartepe, E. (2011). İstanbul’un Modernleşme Dönemi Otelleri (1840-1914), Megaron, 6(2): 79-94; Hilton İstanbul Bosphorus. Şehrin merkezinde ikonik bir otel, https://www.hilton.com.tr/oteller/turkiye/istanbul/hilton-istanbul-bosphorus, (Erişim tarihi: 08.10.2019); İstanbul Kalkınma Ajansı (2011). Türkiye ve İstanbul Bölgesinde Turizm. İstanbul: İstanbul Kalkınma Ajansı yayınları.