Rum asıllı bir tüccar tarafından 1890 yılında makarna ve un fabrikası olarak kuruldu. Balkan Savaşı’nın sona ermesinin ardından 1914 senesinde Yaralı Ailesinin mülkiyetine geçen Taşfabrika 1948 yılında Giritligil Ailesi tarafından satın alındı. Yaklaşık iki yıl süren yeniden inşa sürecinin ardından Taşfabrika, 1950 yılında döneminin en önemli iktisadi girişimlerinden biri olan pamuk çırçır işletmesine dönüştürüldü. Faaliyetine 16 adet dizel motorlu çırçır makinası ile başlayan işletme, sanayileşmenin hızlanması ve elektrik enerjisinin tarımsal sanayide etkin kullanılmasıyla birlikte 21 adet elektrikli çırçır makinasını bünyesinde barındıran bir tesise dönüştürüldü. Bölgede yetişen pamukların en etkin ve ekonomik biçimde çırçırlayan fabrika, 1986 yılına dek bu işlevini sürdürdü. İzleyen yıllarda bir süre depo olarak kullanıldı. Uzun süre atıl kalan yapı bir kurtarma kazısı sonucu 2003 yılında ortaya çıkan tarihi eserlerle benzersiz bir ağırlama tesisine dönüştü. Tesis, XIV. yüzyıla ait Saray-ı Amire’nin üç hamamından bir tanesi olduğu bilinen Sübyan hamamı ve XVIII. yüzyıla ait Yaralı Han kalıntılarının bulunduğu alanda tarihsel değerler korunarak yapılan özel bir projeyle hayat buldu, otel ve cafe ve restoran olarak yeniden işlevlendirildi.

Anıtlar Kurulu ile birlikte yürütülen uzun ve zorlu çalışmaların sonucunda 2015 yılında Giritligil Oteli adıyla hizmete açıldı. Yüzyılların mirası birden çok unsuru bünyesinde bulunduran bu tarihi temel, özgün yerinde askıya alınmış ve yüzeyleri camla kaplanarak eşi ve benzeri olmayan çağdaş bir turistik mekâna dönüştürüldü. Yapılan konservasyon çalışmasıyla Sübyan Hamamı yepyeni bir kimliğe kavuşturuldu. Bu çaba sonucunda gerek otel gerekse de konaklama dışı müşterilere, tarihi mirasın yepyeni bir ruh bulduğu eşsiz bir fiziksel çevrede kahvaltı yapma olanağı sunuldu. Giritligil Oteli, dokuz standart, 24 deluxe, dokuz superior olmak üzere 42 oda, 100 yatak kapasitelidir. 125 kişilik ana, 125 kişilik a’la carte restoran, 125 kişilik amerikan Bar, 140 ve 60 kişilik toplantı salonları, 80 kişilik kahvaltı salonu, 40 kişilik pasta salonu, 40 kişilik TV-oyun salonu, satış ünitesi, 80 ve 50 kişilik açık yemek alanları ile evden uzakta olanların yanı sıra benzersiz bir deneyim yaşamak isteyen tüm müşterilere konaklama, yeme içme, eğlenme, sosyalleşme başta olmak üzere çok farklı seçenekler sunmaktadır.

Giritligil Oteli’nin hemen bitişiğinde yer alan ve Taşfabrika olarak bilinen yapının, 2006-2008 yılları arasında aslına uygun olarak restorasyonu yapıldı. 1890 yılındaki özgün görüntüsünü günümüze taşıyarak 2014 yılında Taşfabrika Café & Restaurant adıyla kapılarını açtı. Taşfabrika restoranında tercih edilen mutfak dünya mutfağıdır. Giritligil Oteli ve Taşfabrika Café & Retaurant kuruluşundan günümüze gelişmiş sanayisi, derin ve zengin tarihsel mirasının yanı sıra doğal güzellikleri için Manisa’ya gelen iş insanları, gezginler, öğrenciler başta olmak üzere, Manisa Valiliği, Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin yerli, yabancı tüm misafirlerine ev sahipliği yapmaktadır. Tüm bu nitelikleriyle Giritligil Oteli; belge, kimlik, mimari, işlevsel ve ekonomik, süreklilik, anı ve özgünlük değerlerini bir arada taşımaktadır. Otelin belge değeri, toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamını mekâna yansıtmasıyken; kimlik değeri ise otelin kentsel belleğin bir parçası olmasıdır. Mimari açıdan değerlendirildiğinde, Manisa’da, hatta Türkiye’de benzeri bulunmayan, tarihsel yapı ve bütünlüğünü koruyan, aynı zamanda çağdaşlık (modernite) ve teknolojik olanaklarla birleşmiş özel bir çalışma olduğu söylenebilir. İşlevsellik ve ekonomik değerler açısından ele alındığında ise faaliyete başladığı günden beri toplumun beklentilerini karşılar ve değer katar. Diğer yandan sürekli değişen tüketici istek ve beklentilerini karşılama amacıyla hizmet ve kalite değerlerini her yıl yükselterek müşterilerine benzersiz bir kalış, yeme-içme ve toplantı deneyimi sunarken, tarihsel süreçte geçmişin izlerini günümüze taşıması Giritligil Oteli ve Taşfabrika Café & Restoran'ın anı değerini göstermektedir. Tesis ayrıca mimari açıdan ilk tasarım ilkeleri ve uygulama tekniklerini koruması bakımından da özgünlük değeri taşımaktadır.