Geleneksel Keçe Ustaları
Doğal ve Kültürel Miras İş ve Meslek UNESCO Dünya Miras Alanı
-
2021
Usta, bir zanaatı tek başına üretim yapacak düzeyde öğrenen mahir kişidir. Geleneksel sanatları icra eden ustalar da belli bir iş kolunda uzmanlaşmak için atölye ortamında ustadan çırağa, babadan oğula öğreti yöntemleriyle yetişmektedirler. Hangi seviyede olursa olsun bir toplumda nesiller arası kültürel aktarım geleneğin çeşitli dalları tarafından kendi yöntemleri ile desteklenerek devam ettirilmektedir.
İnsanlar yaşamlarını sürdürmek ve temel ihtiyaçlarını karşılamak üzere aynı toplulukta yaşadıkları kişilere belli sorumluluklar vererek iş bölümü yapıyorlar. Zaman içerisinde her üretim alanı için meslek örgütlerini oluşturuyor ve konulan kurallara bağlı olarak zanaatkâr yetiştiriyorlar. Bu zanaatkârların ürettikleri ürünlere el sanatları ürünü denilmektedir.
Geleneksel Türk el sanatları içerisinde yer alan keçe üretimi, hayvancılıkla yaşamını sürdüren Orta Asya Türk topluluklarının giyimden çadırına yaşamın birçok alanında kullanmaları nedeniyle Türklerle özdeşleştirilmektedir. Keçecilik, Orta Asya’dan göç yoluyla Anadolu’ya gelen ustalar tarafından sürdürülerek günümüze kadar gelmektedir.
Anadolu coğrafyasında üretimler keçe atölyelerinde geleneksel yöntemlerle yetişen ustalar tarafından günümüzde de sürdürülüyor. Afyonkarahisar, Balıkesir, Şanlıurfa, Kars, Konya, Kahramanmaraş illerinde ve Siverek, Birecik, Yalvaç, Akhisar, Kula, Tire, Ödemiş, Bademli ilçelerinde keçe ustaları geleneği devam ettiriliyor. Keçe üretimini halen sürdüren ustalarımızdan,
Ahmet Yaşar Kocataş: 1950 yılında Afyonkarahisar’da doğdu. 2016 yılında UNESCO tarafından Keçecilik alanında Yaşayan İnsan Hazinesi olarak seçilen Kocataş’ın dedesi ve babası da keçecidir.
Arif Cön: 1971 yılında İzmir Tire’de doğdu. Mesleği babası Cemil Cön’den öğrendi.
Ahmet Tutma: 1954 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu. Keçeciliğe dayısı Abdi Karaçalı’nın yanında küçük yaşta başladı.
Mehmet Tutma: 1942 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu. Keçeciliği dayısı Abdi Karaçalı’dan öğrendi.
Ali Kaçuk: 1948 yılında Urfa Siverek’te doğdu. Mesleği babasından öğrendi.
Cemil Cön: 1947 yılında İzmir Tire’de doğdu. Sanatını üvey babasından öğrendi.
Gencer Kondal: 1971 yılında Isparta Yalvaç’ta doğdu. Sanatını babası Hasan Hüseyin Kondal’dan öğrendi.
İdris Çoban: 1956 yılında Balıkesir’de doğdu. Babası Süleyman Çoban’ın yanında mesleğini öğrendi.
İsmail Balaban: 1956 yılında Kula’da doğdu. Keçecilik dede ve baba mesleğidir.
Mehmet Girgiç: 1953 yılında Konya’da doğdu. Keçeciliği dedesi Ahmet Girgiç, babası Mustafa Girgiç ve amcası Hasan Girgiç’in yanında öğrendi. 2009 yılında UNESCO tarafından Keçecilik alanında Yaşayan İnsan Hazinesi olarak seçildi.
Mustafa Altunkuş: 1978 yılında Balıkesir’de doğdu. Keçecilik sanatını babasından öğrendi.
Mustafa Yünel: 1922 yılında İzmir ili, Ödemiş ilçesi, Bademli kasabasında doğdu. Mesleğini babasından öğrendi.
Recep Agen: 1942 yılında Balıkesir ili, Susurluk ilçesi, Baba Böy’ünde doğdu. Mesleğini ustadan çırağa şeklinde öğrendi.
Ruhi Özçalışan: 1966 yılında Afyonkarahisar’da doğdu. Keçecilik aile mesleğidir.
Sadık Karabulut: 1970 yılında Manisa ili, Kula ilçesinde doğdu. Dede ve baba mesleği olan Keçecilik sanatını küçük yaşlardan itibaren babası Halil Karabulut’un yanında öğrendi.
Tahsin Uygun-Ali Uygun: Tahsin Uygun 1969 yılında, kardeşi Ali Uygun 1981 yılında İzmir Ödemiş’te doğdu. Babaları Saadettin Uygun’dan mesleği öğrenerek sanatlarını sürdürüyorlar.
Şevket Ertürk: 1950 yılında Kahramanmaraş doğumlu olup mesleğini sekiz-dokuz yaşlarında amcasının yanında çıraklığa başlayarak öğrendi.
Hayri Geceyatar: 1970 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu. Mesleği babasından öğrendi.
Halil Akyavuz: 1962 yılında Şanlıurfa Bilecik’te doğdu. Mesleğini babası ve amcasının yanında öğrendi.
Ömer Taşlı: 1946 yılında Şanlıurfa’da doğdu. Mesleğini babasından öğrendi.
Şaban Karslı: 1960 yılında Şanlıurfa Siverek’te doğdu. Mesleğini babasından öğrendi.
Ramazan Talaşık: 1946 yılında Şanlıurfa’da doğdu. Mesleğini babası ve dedesinden öğrendi.
Serdar Arpacık: 1991 yılında Şanlıurfa Siverek’te doğdu. Mesleğini babası Remzi Arpacık ile birlikte sürdürüyor.
Geleneksel keçecilik sanatı her geçen gün kültürel belleğini kaybetmektedir. Bunun en önemli nedeni geleneğin ustalarının yaşlanmaları/ölmeleri sonrasında yerlerine atölyelerindeki üretimi sürdürecek yeni ustaların yetişmemesidir. Keçe ustaları çocuklarını, keçeciliğin zorluğu, değişen sosyokültürel yaşam, geçmişteki saygınlığının kalmaması ve bu sanattan para kazanmanın gün geçtikçe zorlaşması gibi nedenlerle yönlendirilmiyor. Kapanan her geleneksel keçe atölyesi ile birlikte ustaların kültürel birikimleri kendileriyle birlikte yok olmaktadır. Kapanan her atölye ile ustaların sanatı yorumlama yetenekleri, kendilerine özgü motif bellekleri de yok olmaktadır. Bu kayıp Türk Geleneksel Keçecilik sanatı ve kültürümüz için önemlidir. Ustalar “kafadan” diye tabir ettikleri desenleri yaptıkları üretimlerle devamını sağlıyorlar. Bu da geleneğin aktörü tarafından kültürel birikimini aktaracağı çocuğu ya da yetiştireceği usta adayları ile mümkün oluyor. Aktarılmayan kültürel bellek kapanan her atölye ile birlikte yok olup gitmektedir.