Ankara’da İnşa Edilen Bir Sergi Anıtı-Sergievi

Etkinlik Müze Sanat Müzesi Sergi

(Ankara, 1935 - )

Ankara’da Mimar Şevket Balmumcu’nun 1933 yılında Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti’nin düzenlediği uluslararası bir yarışmada birinci olan projesine göre inşa edildi ve yapımı, 1935 yılında tamamlandı. Sergievi, mimarlıkta uluslararası üslup olarak tanımlanan ve Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Almanya’da ortaya çıkan, yalınlığa, akılcılığa ve işlevselliğe önem veren bir anlayış üzerine bina edildi. Mustafa Kemal Atatürk’ün modernleşme ve batılılaşmayı öne çıkaran politikaları ile uyuştuğu düşünülen uluslararası üslup anlayışı, 1930’lu yıllar itibari ile Türkiye’de yaygınlaşma başladı. Bu akımın Türkiye’deki öncüleri arasında Clemens Holzmeister, Ernst Arnold Egli, Şevki Balmumcu ve Seyfi Arkan bulunmakta olup bu üslup ile yapılan binalar arasında Florya’daki Cumhurbaşkanlığı Köşkü, İran’ın Ankara’daki büyükelçilik binası ve Ankara’nın Ulus semtinde bulunan ve 2017 yılında yıkılan İller Bankası binası bulunmaktadır.

Sergievi’nin Türk bir mimar tarafından yapılması, dönemin ulusçuluk anlayışı ile uyumlu olup yabancı mimarlara bağlı kalmanın yanlışlığı sıklıkla ifade edildi. Sergievi’nin Ankara’nın modernleşme sembollerinden biri olduğu düşünülmektedir. Öyle ki dönemin en önemli mimarlık dergisi olan Arkitekt’te yapının Ankara’nın en güzel yapısı ve ulusal varlığın ulaştığı kuvvet ve olgunluk seviyesinin zirvesi olduğu iddia edildi.

Yapı, asimetrik yerleşimli bir giriş bloğu, karakteristik dikey bir saat kulesi tarafından dengelenen uçları yuvarlak ve uzun, yatay bir hacimden oluşmakta olup uzun gövdesi üzerine yerleştirilmiş yatay şerit pencereleri ve bacaya benzeyen betonarme kulesi ile büyük bir gemiyi andırmaktadır. Binanın girişi, günümüzde Atatürk Bulvarı olarak adlandırılan caddeye bakmaktadır. Yapının maliyetinin elektrik ve kalorifer tesisatı ile birlikte toplam 310 bin liraya mal olduğu ifade edilmektedir. Mimar Balmumcu, Sergievi’nin inşa tekniğindeki amacın binanın içinde farklı bölümlerin temin edilerek gezenlerin bıkmasını engellemek olarak açıklamaktadır.

Sergievi, 1934 yılında Yerli Mallar Sergisi ile açıldı. Yapı, daha sonra beş yıllık kalkınma planını kutlamak üzere düzenlenen sergi de dâhil olmak üzere çok sayıda ulusal ve uluslararası sergiye ev sahipliği yaptı. Binanın fotoğrafları kartpostallar, gazeteler ve La Turquie Kemaliste gibi dergilerde yayımlandı. Yapı bu bağlamda yeni Türkiye’nin modernleşme ve uluslaşma çerçevesinde sanayi, tarım ve sanat gibi alanlardaki gelişim adımlarını sergileyen etkinliklere sahne oldu. Sergievi, Ankara’nın bir tiyatro salonuna ihtiyacı olduğu gerekçesiyle ve Millî Eğitim Bakanlığı'nın kararıyla 1946 yılında Tiyatro ve Opera Sahnesi’ne dönüştürüldü. Bu dönüşümün mimarlığını ise Paul Bonatz üstlendi. Dönüşüm sürecinde yapının modern akıma göre inşa edilen yapısı klasikleştirilerek, revaklar, takılar ve süsler ile İkinci Ulusal Mimarlık Akımı üslubuna uygun hâle getirildi. Günümüzde Ankara’nın Ulus semtinde yer alan yapı, içerisindeki opera salonunun yanı sıra Büyük Tiyatro adıyla tiyatro sahnesi olarak da kullanılmaktadır.

Referanslar

Akpolat, M. (2003). Mimar Şevki Balmumcu’nun ve Ankara Sergi Evi Binası’nın Üzüntü Verici Öyküsü, Kebikeç, 16: 309-32; Balmumcu, Ş. (1935). Sergi Evi-Ankara. Mimar, 4: 97-107; Bayraktar, N. (2011). Bonatz’ın “Türk Evi” Sevgisinin Biçimsel Aktarımı: Saraçoğlu (Namık Kemal) Mahallesi, Arredamento Mimarlık, 6: 66-74; Mozartcultures. (2019). Şevki Balmumcu’nun Sergi Evi. Mozartcultures, 06. 05. 2019, http://mozartcultures.com/sevket-balmumcunun-sergi-evi/, (Erişim tarihi: 01.11.2019); Turan, G. ve Ödekan, A. (2009). Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Yerli Malı Kavramı ve İstanbul Yerli Malı Sergileri, İTÜ Dergisi/B Sosyal Bilimler Serisi, 6 (1): 15-26.