Mekân

Kavram Sosyoloji

Kökeni Arapça makān sözcüğünden gelmektedir. Bu sözcüğün Arapça’da yer, pozisyon, uzam, uzay, varoluş gibi anlamları vardır. Türk Dil Kurumu ise mekânı; yer, yurt, bulunulan yer, ev, uzay olarak tanımlamıştır. Türk Dil Kurumu’nda yer kavramının tanımı ise: “Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân” anlamlarına gelmektedir. Mekân, sözlük anlamıyla; insanı fiziksel çevreden belirli bir ölçüde ayıran ve içinde eylemlerin gerçekleştiği elverişli boşluktur. Bir başka ifadeyle mekân; boşluğun sınırlandırılmasıyla ortaya çıkan ve içinde bulunanların görsel izlenim ve algısına açık, belirleyici ortam anlamına gelmektedir. Sadece sınırlayıcı ve bölücü öğeler değil, ışık, koku, gölge gibi ayrımlar da mekân oluşumunu meydana getirebilmektedir.

İnsanlığın yerleşik yaşama geçmeye yani sabit yerleşim yeri oluşturmaya başladığından beri mekân olgusuna ilgi duyulmaktadır. Mekân sözcüğünün geçtiği, tarihteki en eski kaynak 1300 yılından önce yazılmış Edip Ahmet Yükneki’nin Atebe-ül Hakayık adlı eseridir. Mekân kavramı birçok bilim dalının konusu olmuştur. Mekân, sosyolojiden, mimarlığa, turizmden, sinemaya, felsefeden, matematiğe kadar farklı akademik disiplinlerin içinde yer almaktadır.

Turizm biliminde Efes, Doliche (Dülük), Göbeklitepe vs. gibi tarih yüklü mekânlar tarih turizmi; Mekke, Kudüs gibi inanç yüklü mekânlar inanç turizmi; Çanakkale, Gaziantep, Srebrenitsa gibi şehirlerde savaşların izini taşıyan mekânlar ise hüzün turizmi kapsamında anlam ifade etmektedir. Yine İstiklal Caddesi, Ayasofya, Taksim Meydanı ya da Anıtkabir gibi mekânlar kültür turizmi açısından önem arz etmektedir. Eyfel ve Pisa Kulesi, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü (Boğaziçi Köprüsü), Özgürlük Anıtı gibi simgeler içinde bulundukları mekânlarla özdeşleşmişlerdir.

Turizm faaliyetlerine hizmet eden çeşitli kent mekânları da bulunmaktadır. Kent mekânları, kentte bulunan insanların günlük hayatlarını yaşamalarına aracılık eden, kentin ve kentliliğin inşasında aracı rol üstlenen minör kurumlardır. Kentlerdeki oteller, restoranlar, müzeler, turistik çarşılar, barlar, kafeler vs. gibi kent mekânları, kentteki turizm faaliyetlerinin birer unsurlarıdır ve kentin gündelik yaşam kültürünün orta yerinde yer alırlar.

Mekânlar, homojenitesi olan alanlar değillerdir. Her bir mekân işlevleri, iç mekân dizaynları, mekânsal iklimleri, entelektüel havası, mekân içi iletişim izleği, sosyo-ekonomik düzeyi sosyalitesi, hitap ettiği kitle vs. gibi özellikleri ile farklılık göstermektedir. Örneğin kentte birçok restoran olmasına rağmen her bir restoranın; dizaynı, sunduğu lezzetler, vitrinleri, menüleri, konsepti, müdavimleri vs. farklı olabilmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Alver, K. (2010). Siteril Hayatlar; Kentte Mekânsal Ayrışma ve Güvenli Siteler. Ankara: Hece Yayınları; Aydoğan, A. (Editör) (2000), ‘’Şehir ve Cemiyet’’, Weber-Tönnies-Simmel. İstanbul: İz Yayıncılık; Karaaslan, Ö. N. (2017). Mekân Sosyolojisinin İmkânı Üzerine Bir Derkenar, Düşünen Şehir Dergisi, 1 (Mart): 80 – 88; Urry, J. (1999) Mekânları Tüketmek (çev. R. Öğdül). İstanbul: Ayrıntı yayınları.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Şentürk, Ü. (2014). Mekân Sadece Mekân Değildir: Kentsel Mekânın Yeni Tezahürleri, Doğu Batı Dergisi, ss.85-104.