Pandemi nedeniyle konaklama tercihleri ve müşterilerin bir konaklamayı tercih ederken dikkat ettikleri unsurlar değişiklikler gösterdi. Otel ve tatil köyleri gibi çok fazla sayıda kişiyi aynı anda ağarlayabilen büyük konaklama işletmeleri ve özellikle herşey dahil sistem uygulayan tesisler, hijyen ve sosyal mesafe kurallarının uygulamasının zor olduğu Covid-19 riski taşıyan yerlerdir. Bu yüzden turizm endüstrisinde oteller ve gastronomi hizmeti veren işletmeler pandemiden derin bir şekilde hasar görürken, kişisel izolasyonu sağladığından dolayı kamp, karavan, ev, villa kiralama gibi hizmetler daha çok tercih edildi ve bundan dolayı krizden nispeten daha az etkilendi.

yılında Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısı 2019 yılının ilk sekiz ayına (Ocak-Ağustos) göre yüzde 73,94 azalış gösterdi. Turizm işletme belgeli konaklama tesislerinin doluluk oranı da 2020’nin ilk üç ayına göre oldukça azaldı. Türkiye’de ilk Covid-19 vakası 10 Mart tarihinde tespit edildi, dolayısıyla bu tarih itibariyle seyahat kısıtlamalarının da etkisiyle, Ocak 2020’de yüzde 39,42 olan doluluk oranı, mart ayında yüzde 19,30’a, nisanda ve mayıs aylarında yüzde 3’e düşmüş, haziran ayında pandeminin kısmen kontrolüyle beraber normalleşme süreci başladı ve seyahat kısıtlamalarındaki hafiflemeyle de beraber konaklamalardaki doluluk oranları artmaya başladı. Temmuz ayında yüzde 22,09 ve ağustos ayında yüzde 43,86 doluluk oranlarına ulaşıldı, her ne kadar konaklama rakamlarında artışlar gözlemlense de, hala pandemi süreci sürmekte ve birçok sektörde olduğu gibi konaklama sektöründeki ekonomik etkileri halen devam etmektedir.

Sosyal mesafe ve hijyen uygulanmalarının önemi, turizm işletmelerinin, müşterilerinin, çalışanlarının ve hatta toplumun sağlığını korumak adına, bazı yeni uygulamaları edinmelerini gerektirdi. İşletmeler çalışanlarını salgının yayılmasını önlenmek amacıyla eğitmekte, gerekli sertifikaları alarak zorunluluklarını yerine getirmekte ayrıca potansiyel müşterilerinin güvenini kazanmaya çalışmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın öncülüğünde hazırlanan Güvenli Turizm Sertifikasyon Programı, oda sayısı 50’den az olan konaklama tesisleri ve diğer alanlar için isteğe bağlı olup, oda sayısı 50 ve üzeri olan konaklama tesisleri için zorunlu tutuldu. Sertifikasyon süreci periyodik uzman ve gizli müşteri denetimleriyle takip edilmektedir. Bu programda yer alan bazı örnek uygulamalar: sauna, hamam, buhar banyosu gibi alanların misafir sayısının kısıtlanması ve kullanım süresinin en çok 30 dakika ile sınırlandırılması, ve bu alanların her seans sonrasında dezenfekte edilmesi, tüm kapalı mekanların saat başı en az 10 dakika havalandırılması, tüm kullanım alanlarında el antiseptiği veya dezenfektanı bulundurulması, masaların arası birbuçuk metre, aynı masadaki sandalyelerin arası 60 santimetre, plajlarda şezlongların arası birbuçuk metre olacak şekilde ayarlanması, açık büfe uygulamasının sürdürülmesi durumunda, büfede bulunan yiyeceklerin misafirler tarafından alınmaması ve yiyeceklerle temas kurmamalarına yönelik bir cam siperlik bulundurulması (TGA, 2020). Ayrıca konaklama öncesinde HES (Hayat Eve Sığar) kodu sorgulaması İçişleri Bakanlığınca zorunlu tutuldu. Müşterilerin konaklama tesisine kabulü sırasında yapılan bu sorgulamada, Covid-19 hasta kaydı bulunmayan ve teması bulunmayan müşterilerin konaklama işletmelerine kabulü gerçekleştirildi.