Uçuş Korkusu

Kavram Ulaştırma İşletmeciliği Havayolu Yolcu Taşımacılğı Psikoloji

İlk kez Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda Birleşik Krallık Hava Kuvvetleri’nde görevli bir cerrah tarafından askeri uçuş mürettebatı arasında uçuştan korkanları ifade etmek üzere hava nevrozu olarak tanımlandı. O dönemde mürettebatın bedensel şikâyetlerle ifade ettikleri uçuş korkusunun bireyin stres yaşaması, kaza geçirmesi veya kazaya tanık olması sonucunda ortaya çıktığı düşünüldü. 1950’li yıllarda ise, psikoterapinin gelişimi ile uçuş korkusu çalışmaları psikanalitik bir bakış ile ele alındı. Bu bakış açısıyla, semboller ve bilişsel süreçler incelenerek uçmayı sevmek ve uçmaktan korkmak kavramlarına ilişkin ilk detaylı tanımlar yapıldı. 1970’li yıllardan itibaren ise yolcuların uçma korkusu psikologlar tarafından hem davranışsal hem de bilişsel bakış açısıyla incelenmeye başladı.

Uçuş korkusu, oldukça karmaşık ve birçok fobinin bileşiminden oluşabilen heterojen bir yapıya sahiptir. Uçuş korkusunun oluşumunda yükseklik korkusu, kapalı alan korkusu, sosyal fobi, ölüm korkusu, kontrolü kaybetme korkusu gibi fobiler tek başına etkili olabilirken, bazı durumlarda ise bu fobilerden birkaçının bileşimi uçuş korkusunu ortaya çıkarabilmektedir. Uçuş korkusu fizyolojik ve psikolojik rahatsızlıklar, olumsuz seyahat deneyimleri ve bilgi eksikliği gibi bireysel; yakın çevrede uçuş korkusu bulunan kişilerin gözlenmesi gibi sosyal; medyada uçak kazalarının gösterilmesi gibi çevresel faktörler sebebiyle ortaya çıkabilmektedir. Uçuş korkusuna verilen en açık tepki ise uçuştan kaçınmak olmakla birlikte, uçuş korkusu yaşayan bireyler verdikleri davranışsal tepkilere göre kesinlikle uçmayanlar, yalnızca gerekli durumlarda uçanlar ve gerekli durumlarda uçan ancak bu durumda anksiyetik tepkiler veren bireyler olarak üç grupta sınıflandırılmaktadır. Bunun yanı sıra, uçuş korkusu yaşayan yolcular kendilerini rahat hissettikleri koltukları seçerek (cam kenarı, koridor, ön koltuk, çıkış kapısı yanı gibi), uçak içerisinde asla hareket etmeyerek, ilaç veya alkol alarak, görevlilere uçuşla ilgili sorularla bilgi edinme çabası göstererek tedbir almaya çalışırlar.

Havayolu ile seyahat etmek arabayla seyahat etmekten 29 kez, evde durmaktan 18 kez, işte olmaktan on kez, sokakta yürümekten sekiz kez, bir akraba tarafından öldürülme olasılığından altı kez ve trenle seyahat etmekten dört kez daha emniyetli olmasına rağmen, toplum nüfusunun yüzde 10’u ile yüzde 40’ı bir şekilde uçuş korkusundan etkilenmektedir. Dünyanın küresel bir köy haline gelmesinde önemli bir role sahip olan hava taşımacılığı birçok insanın hayatına fonksiyonellik kazandırsa da uçuş sebebiyle oluşan korku nedeniyle çok sayıda insan havayolu ile seyahat etmekten kaçınmaktadır. Nitekim uçuş korkusu kişisel, profesyonel ve ekonomik açılardan birtakım sonuçlar doğurmaktadır. Kişilerin iş hayatındaki bazı imkanları kaçırması, çevresindeki insanların özgürce seyahat etme isteğinin kısıtlanması nedeniyle kişisel ilişkilerin zedelenmesi, tatil seçeneklerinin azalması, bazı sosyal ve kültürel faaliyetlere katılımın zorlaşması bunlardan bazılarıdır.

Referanslar

American Psychiatric Association. (2000). Diagnostic and Statistic Manual of Mental Disorders. Washington: American Psychiatric Association; Foreman, I. E., Bor, R. ve Gerwen, L. V. (2006). The Nature, Characteristics, Impact, and Personal Implications of Fear of Flying. İçinde; R. Bor ve T. Hubbard (Editörler), Aviation Mental Health: Psychological Implications for Air Transportation (ss. 53-66). New York: Ashgate. Furness-Smith, P. ve Allright, S. (2013). Flying with Confidence: The Proven Programme to Fix Your Flying Fears. Croydon: Ebury Publishing; Gerwen, L. J., Spinhoven, P., Diekstra, R. F. W. ve Van Dyck, R. (1997). People Who Seek Help for Fear of Flying: Typology of Flying Phobics, Behavior Therapy, 28: 237–251; Oakes, M. ve Bor, R. (2010). The Psychology of Fear of Flying (Part I): A Critical Evaluation of Current Perspectives on the Nature, Prevalence and Etiology of Fear of Flying, Travel Medicine and Infectious Disease, 8: 327-338.