Sosyal Kontrol
Kavram Sosyoloji
Bireylerin, grupların ve toplumların yaşantılarını birlikte nasıl organize edeceği ile ilgili sosyal düzen konularını kapsayan bir kavramdır. Sosyal kontrol mekanizmalarında toplumsal düzeni sağlamak üzere kişiler arası ve kişilerin kurumlarla olan ilişkilerini belirleyen kurallardan sapmalar ödül/ceza süreçlerine göre işlemektedir. Bu mekanizmalarla kişilerin kabul edilmeyen davranışlarına karşı sosyal bir tepki gösterilmektedir. Sapma ve sosyal kontrol iç içedir. Her zaman var olan sosyal kontrol, çoğu zaman varlığını sapma davranışının ortaya çıkmasıyla birlikte hissettirmektedir. Sosyologlar, toplumda sapmanın azaltılması ve önlenmesi gibi konularla ilgili suç işlemeye yönelik uyaranlar ile suç işlemeyi engelleyen toplumsal kontrol mekanizmaları arasındaki ilişkileri çeşitli teoriler geliştirerek açıklamaya çalışmışlardır.
Sosyal kontrol kuramları XVII. yüzyıla, çıkarcı bireylerden oluşan bir toplumda büyük bir gücün (devletin) Herkesin herkese karşı verdiği savaşı engellemek için gerekli olduğunu öne süren filozof Thomas Hobbes’a kadar gitmektedir. Birey ve devlet arasında devletin kendilerini koruması karşılığında bireylerin devlete olan bağlılığını sunduğu bir antlaşma vardır. Sosyal kontrol düşüncesi sosyal bilimler alanına girip, daha kompleks bir biçime kavuştukça, konuyla ilgili sosyolojik perspektifler de gelişim gösterdi. XIX. yüzyılın sonlarında, Edward Ross, sosyal kontrolün, sosyal kurallara uyması için bireyler üzerinde kurulan tüm baskıları içerdiğini öne sürdü. Talcott Parsons, 1937 yılında uyumluluğun sadece korkudan ve dışsal araçlardan kaynaklanmadığını, bu durumun aynı zamanda insanların sosyalleşme süreci esnasında öğrendiği normlar ve değerler aracılığıyla içselleştirildiğini iddia etti.
Travis Hirschi (1969), insanları topluma bağlayan; bağlanma, adanma, katılım (sürekli meşguliyet) ve inanç olmak üzere dört tür bağ olduğunu ifade etti. Duygusal unsur olan bağlanma davranışında aile ve grup ilişkilerindeki sosyal bağlar vurgulanmaktadır. Bireyler yakın duygusal ilişki eksikliği yaşadığında diğer insanların fikirleri ile hislerini dikkate almamakta ve sapma davranışı göstermede kendisini daha özgür hissetmektedir. Rasyonel unsur olan adanma davranışında sapma davranışının maliyeti dikkate alınmaktadır. Eğitim ve kariyer gibi alanlarda bireyin yaptığı yatırımlar bir suç işlenmesi halinde tehlikeye atılacak ya da kaybedilecektir. Zamana bağlı unsur olarak ifade edilen katılım (sürekli meşguliyet) davranışında bireylerin geleneksel aktivitelerle yoğun olarak meşgul olmaları halinde daha az boş zamanları kalacak ve sapma davranışı göstermek için vakitleri olmayacaktır. Ahlaki boyut olan inanç kavramına göre ise modern toplumların tüm üyeleri tarafından paylaşılan ortak bir ahlaki değerler kümesi olduğu varsayılmaktadır. Bununla birlikte, inancın gücü kişilere göre değişir ve geleneksel ahlaka daha zayıf bağlarla bağlananlar, bu ortak değerler sisteminin yasalarını ve normlarını ihlal etmekte daha özgür hissetmektedirler. Sonraki araştırmaların çoğunda Hirschi’nin sosyal kontrol teorisi içerisinde ele aldığı bu dört kavram esas alındı.
Sosyal kontrol mekanizmaları informel (resmi olmayan) ya da formel (resmi) bir yapıda işlerlik kazanabilmektedir. İnformal sosyal kontrolde belli bir topluluk içerisindeki bireyler birbirlerinin davranışlarını kendi beklentilerine göre ve çeşitli yaptırımlarla yönlendirmektedir. En etkin yaptırım diğerlerinin yani “kamuoyunun” tepkisidir. Bir grup ne kadar dışa kapalıysa, gruptaki faaliyet ve duygular birey için ne derece değer taşıyorsa ve bireyin başka bir gruba üye olma olasılığı ne kadar azsa, gruptaki diğerlerinin bireyin grup normlarından sapmasını engelleme yönündeki tepkileri o derece önem kazanmakta ve informel sosyal kontrolün etkinliği artmaktadır. Formel sosyal kontrolde ise, hem kişiler arası ilişkiler hem de kişilerin kurumlarla olan ilişkileri yazı ile ifade edilmiş belirli kurallar bütünüyle belirlenmiştir. Bu kurallar dışında hareket edenlerin denetlenerek çeşitli yaptırımlara tabi olması söz konusudur. Toplumsal düzeni sağlayıcı yönde birtakım davranışları formüle ederek bu standartların dışına çıkan bireylere resmi yaptırımlar uygulanmaktadır. Bireye, yasaklanan davranışlar dışında geniş bir hareket serbestisi tanınmaktadır.
Toplumda sapma davranışının sonucu olarak işlenen suçlar, insanların can ve mal güvenliğine, iyi olma duygularına ve yaşam kalitesine zarar veren bir sosyal olgudur. Turizm sektöründe özellikle de turist hareketliliğinin yoğun olduğu yerlerde yabancı turistlere yönelik suçlar gün geçtikçe artış göstermektedir. Bu durum hem ülkenin itibarı hem de turistlerin can güvenliği açısından ciddi bir sorun olarak görülmektedir. Örneğin; olumsuz bir deneyim yaşayan turistlerin yaşadıkları bu deneyimleri çeşitli medya araçları ile diğer kişilerle paylaşması halinde ilgili bölgeye yönelik talep de azalmış olacaktır.
Referanslar
Çakmakcı, E. (2015). Turizm ve Suç Arasındaki İlişki ve Suçun Önlenmesine Yönelik Teoriler, Turizm Akademik Dergisi, 2 (1): 49-59; Eserpek, A. (1979). Sosyal Kontrol, Sapma ve Sosyal Değişme: Erzurum’un İki Köyünde Karşılaştırmalı Bir Araştırma. Ankara: Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları No: 76; Giddens, A. ve Sutton, P. W. (2018). Sosyolojide Temel Kavramlar (A. Esgin, Çev.). Ankara: Phoenix Yayınevi. (2014); Günşen-İçli, T. ve Burcu, E. (1993). İnformal Sosyal Kontrolün Sağlanmasında Ailelerin Gelir ve Eğitim Düzeylerinin Önemi: Ankara’da Uygulamalı Bir Çalışma, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 10 (1): 43-56; Ritzer, G. (2007). Social Control. İçinde; The Blackwell Encyclopedia of Sociology. (ss. 4394-4398). Australia: Blackwell Publishing.
Ayrıntılı bilgi için bakınız
Cohen, S. (1985). Visions of Social Control: Crime, Punishment and Classification. Cambridge: Polity Press.