Roma Çimentosu Pozzulana

Kale Antik Kent Sur Dağ

Antik çağda yapılar kesme taş ve kil kullanılarak inşa edilirdi. Bunları birarada tutan ilk malzemeler sönmüş kireç ve alçıdır. Kalsiyum oksit (CO) olan sönmemiş kireç suyla karıştırılarak elde edilen “Kireçkaymağı” kumla karıştırılarak harç elde edilirdi. Bu yöntem Romalılardan önce biliniyordu. Sönmüş kireç - puzolan karışımı ilk çimento benzeri olan yapı bağlayacılarını ilk kullananlar Hititler'dir. Hattuşaş’ta (MÖ 2000 )yaptıkları yapıların kalıntıları ve kent surları günümüza kalmışlardır. 

Romalılar tuğlanın pahalı olmasından yapılarını kagir olarak yaparlardı. Ahşap kalıplar arasındaki boşluklar kırma taşlarla ve kireç karışımıyla doldurulurdu. Duvarlar dışarıdan kalınca sıvanır, sonra da tuğla veya yontulmuş taşla kaplanırdı. Fırınlanmış tuğlalar hem sağlamlığı arttırır hem de duvar yüzeyinin düz görülmesini sağlardı.

Harç havada kuruyan yanmış beyaz kireçten hazırlanırdı. Havada kuruduğundan bunun sertliği azdı ve açık hava şartlarına dayanıklı değildi. Kuruması da çok uzun sürüyordu. Üstelik su altında kaldığında hiç kurumuyordu. MÖ II. yüzyılda Vezüv yakınlarında birkaç Romalı kireç taşını, kum sandıkları volkanik külle karıştırdıklarında hem çabuk kuruyan hem de suyun altında da bozulmadan kalabilen üstelik daha da sertleşen bu çimentoyu bulurlar. Buna Vezüv yakınlarındaki Puzzuoli’de bulunduğundan Pozzulana (potsulana) çimentosu  adı verilir. Böylece inşaatta bir devrim yaşanır: Bu kırık, öğütülmüş tuğla parçaları, tuğla tozu, odun kömürünün de eklenmesiyle oluşan bir karışımdır. Önceleri hamamlarda, mozaiklerde yatak harcı olarak da kullanılır.

Bununla Vitrivius’un “Res admiranda-Hayran olunacak” dediği çok iyi sonuçlar elde edilir. Pozzulana bugünkü betona çok benziyordu. Su geçirmiyor daha önemlisi su altında sertleşiyordu. Tüm yapı işlerinde bugünküne denk bir rol oynamıştır. Dalgakıranlar, köprü ayakları, su kemerleri yapımında kullanılır. Roma’da Colosseum kireç ile puzolan karışımıyla yapılmış (MS 72) en önemli yapılardandır ve hala iki bin yıldır ihtişamla ayakta durmaktadır.

Portlant çimontosu

Bugün betonarme yapılarda en çok kullanılan çimento türüdür. İngiliz duvar ustası Joseph Aspdin 1824 yılında ince taneli kalker ile kil karışımını pişirdikten sonra öğüterek çimento üretir. Portland’dan (İngiltere) getirilen doğal taşa benzetmesinden dolayı buna Portland Çimentosu denilmektedir. Türkiye’de İlk portland çimentosu üretimi 1912 yılında Darıca’da yapılır. 

Beton

Modern beton Roma betonundan daha güçlüdür, çünkü çelik elemanlarla birleştirilmiştir. Demirli beton (ferro-concrete), C10, C20, C30 adlarında çeşitlendirilmiştir. C santimetrekare rakamlar ise bir santimetrekarede ne kadar ağırlığın kaldırabileceğini gösterir (bir sıfır eksikle). Yani C20; cm2 de 200 kg ağırlığa dayanıklıdır. Beton Türkiye’de daha önce ilkel, göz kararınca karıştırılırken, 1999 depreminden sonra en az C20 ve hazır beton şartı getirildi. Bu Avrupa’da C30 dur.

Notlar:

  1. Sönmemiş kireç ısıtıldığında çok yoğun bir parlaklık yaydığından Romalılar tarafından akşamları tiyatrolarda sahnelerinin aydınlatmasında kullanılırdı. Batı dillerinde “sahne ışıkları altında olmak” sözü buradan gelmektedir (İngilizce: "In the limelight," Almanca: "im rampenlicht").
  2. Calculator: Lat. Calx-kireç taşı, calc, (Alm. kalk, İng. chalk). Abacuslarda Calc-kireç taşı kullanılarak hesap yapılırdı. Tür. Kireç; Girit-Kreta-Crete ‘den geldiği sanıldığından Kreta’dan türetilmiştir. 
  3. Çimento-Caementum: Lat.caedere, kesmek’den kırık taş, ilk defa Vitrivius (İ.Ö.1.YY) “De Architectura” adlı eserinde Caementum”(zementum) olarak kullanmıştır. Latince “bağlayıcı” anlamındadır. Batı dillerine Cement, Zement, Cemento olarak geçmiştir. İtalyanca “Cemento” (çemento okuyun) Türkçe’ye,  çimento, Farsça’ya Kemend-kement olarak geçmiştir.
  4. Betonarme: Beton+Arme: Donanımlı beton, zırhlı, demirli beton, (arms-silah, army, armour)