Osmanlı Pasaport Nizamnameleri
Hukuki Alanına Giren Konular Yönetmelik
-
2019
Pasaport, kişilerin bağlı bulundukları ülkeden başka ülkelere yolculuklarında kullandıkları, içinde kimlik bilgilerinin yer aldığı resmî belgedir. Kısa süreli olanlarına pasavan veya bazı belgelerde ifade edildiği şekliyle geçit tezkeresi denir. Pasavanlara muvakkat şehadetnâme veya mürûr tezkeresi gibi isimler de verilmiştir. Osmanlı klasik çağında yabancı ülke tebası olanlar Osmanlı İmparatorluğu sınırları dâhilinde seyahat edebilmek için yol emri veya tezkeresi adında izin belgeleri almak zorundaydı. İlk zamanlarda Avrupa devletleri vatandaşlarının Osmanlı sınırları içerisindeki seyahatleri ile ilgili şartlar ikili antlaşmalara göre şekillenmekteydi. Örneğin, 1535 yılında Fransa ile yapılan ve kapitülasyonları da içeren ahidnamede “İki ülke hükümdarı tebasının birbirleri limanları, şehirlerinde ve herhangi memleketlerinde serbestçe gidip gelebilmelerine” dair bir hükme de yer verilmişti. Benzeri hükümler 1540’ta Venedik’le, 1580 yılında da İngiltere’yle yapılan ahidnamelerde de yer almıştı. Avusturya ile Osmanlı Devleti arasında 1718’de imzalanan Pasarofça Antlaşması’nda iki ülke tebasının yanlarında yol emri bulundurmak suretiyle birbirleri topraklarında güven içerisinde seyahat etmesini düzenleyen hükümler bulunmaktaydı.
Osmanlı topraklarında seyahat eden yabancılara bir de ilcan-nâme adı verilen mektup verilebilmekteydi. En eski örneklerini Fatih dönemine ait olduğu bu mektuplar padişah tarafından izin verilen kişilerin güven içerisinde Osmanlı topraklarında ilerlemesine imkân sunuyordu. İlcan-nameler XVI. yüzyılda icâzet, izn-i şerif; XVIII. yüzyılda da yol emri, yol hükmü gibi adlarla anılan belgelere yerini bırakmıştır. Bundan başka kâime, şukka, tahrîrât-ı sâmî, emirnâme-i sâmî, mektup, tavsiyenâme vb. belgeler de aynı amaca hizmet ettiler. Bunlar genellikle, seyahat edecek kişinin gideceği yerin yöneticisi ile yol güzergâhındaki yöneticilere, yolcunun herhangi bir keyfi uygulamayla karşılaşmaması, güvenliğinin sağlanması gibi kolaylıklar sağlamak üzere yazıldılar.
Yabancı ülke tebasından olanlar XIX. yüzyıla gelindiğinde Osmanlı topraklarında seyahat edebilmek için İstanbul’da bulunan kendi ülkelerine ait elçiliklere müracaat etmekteydi. Elçi müracaat sahibinin ismini, seyahat amacını, gideceği yeri, yanındakileri ayrıntılarıyla belirten bir dilekçe yazmakta ve bu dilekçe üzerine Osmanlı idaresi tarafından uygun görülenlere gerekli izinleri içeren emirler çıkarılmaktaydı. Bazı seyyahlar ise tavsiye ya da kredi mektubu adı verilen belgeler ile Osmanlı topraklarında seyahat edebilmekteydi.
Osmanlı Devleti, bu farklı uygulamaları ortadan kaldırmak ve seyahat konusunda birliktelik sağlamak amacıyla bazı çalışmalar yaptı. Bunlardan biri 10. 02. 1841 tarihli Men-i Mürur Tezkeresi’dir. Ancak bu tezkereden daha önemli olarak 14. 02. 1867’de Pasaport Odası Nizamnamesi’ni yürürlüğe koyarak yurtdışına çıkışları ve yurtiçine girişleri esaslı bir düzene bağlamak istedi. Bu düzenlemelerin bir devamı olaraksa 1884, 1894, 1911 ve 1918 yıllarında pasaport nizamnameleri yayımladı.
9 Şevval 1283/14. 02. 1867 tarihli Pasaport Odası Nizamnamesi toplam 17 maddeden oluşmaktadır. Birinci madde Osmanlı topraklarına girenler ya da Osmanlı sınırları dışına çıkanların pasaport bulundurma zorunluluğuna ilişkindir. İkinci madde pasaportların vize ettirilmesine dairdir. Üçüncü, dördüncü ve beşinci maddeler Osmanlı topraklarına gelen yabancıların pasaportlarını sınırda ya da limanlarda ibraz etme zorunluluğu ve bunun detaylarıyla ilgilidir. Altıncı, yedinci, sekizinci ve dokuzuncu maddeler Osmanlı sınırlarına giren yabancıların Osmanlı topraklarında seyahat için gerekli mürur tezkerelerini edinme usullerini içermektedir. Onuncu madde Osmanlı topraklarından yabancı ülkelere gideceklerin pasaportlarının vize ettirmesine dairdir. On birinci ve 12. maddeler gemilerle seyahat edecek Osmanlı tebasının pasaportlarına ilişkin uygulanacak muameleyi ifade etmektedir. On üçüncü madde yanında pasaportu olmayan yolcuların durumuna açıklık getirmektedir. On dördüncü madde Osmanlı topraklarına pasaportsuz girişleri yasaklamaktadır. On beşinci madde pasaportunda pul olmayanlara uygulanacak muamaleyi açıklamaktadır. On altıncı madde bir başkasının pasaportuyla ya da sahte isimle seyahat eden bir şahsa uygulanacak kanuni müeyyideleri aktarmaktadır. On yedinci madde her bir yolcunun gerektiği hallerde liman memuru, karantina hademesi gibi görevlilere pasaport gösterme zorunluğunu dile getirmektedir.
23 Rebiü’l-ahir 1301/9. 02. 1299/21. 02. 1884 tarihli Pasaport Nizamnamesi dört fasıl ve 20 maddeden oluşmaktadır. Birinci fasıl Ahkam-ı Umumiye/Genel Hükümler başlığını taşımakta ve nizamnamenin ilk beş maddesini teşkil etmektedir. Birinci madde Osmanlı topraklarından başka ülkelere gideceklerin bu nizamnameye bağlı olarak pasaport alması zorunluluğundan bahsetmektedir. İkinci madde pasaportta yer alacak bilgileri düzenlemektedir. Buna göre pasaport üzerinde sahibinin adı, tabiyeti, memleketi, ikamet adresi, mesleği, yaşı, babasının adı ve şöhreti, gideceği yerin adı gibi bilgiler bulunacaktı. Ayrıca yanında eşi, çocukları hizmetkârı da bulunacaksa bunların yaşları, isimleri, baba adları, memleketleri açıkça yazılacaktır. Pasaport üzerinde resmi mühür bulunacaktı ve pasaportun azami süresi bir yıl olacaktı. Üçüncü madde pasaport harcına ilişkindi. Pasaport harcı 50 kuruş olup imkânı olmayanlara meccanen pasaport verilmesi uygun bulunmuştur. Dördüncü madde pasaport vermeye yetkili mercileri işaret etmektedir. Buna göre pasaportlar kararlaştırılan şekle uygun olarak Türkçe ve Fransızca olarak İstanbul’da Zabtiye Nezareti, taşrada vilayetin en büyük memuru tarafından imza ve resmi mühür ile verilecektir. Beşinci madde pasaportların basılı nüshalarına dairdir. Buna göre pasaportlar Dahiliye Nezareti tarafından bastırılıp İstanbul’da Zabtiye Nezareti’ne, taşrada vilayete para karşılığı verilecektir. Mürur memurları bu defterleri kullandıkça gelirini mal sandığına makbuz karşılığı teslim edecek ve her sene ne kadar pasaport alıp ne kadarını harcadığının hesabını verecektir. İkinci fasıl Pasaportların Suret-i İstihsali/Pasaportların Edinilme Şekli başlığını taşımakta ve dört maddeden (6-9. Maddeler) oluşmaktadır. Altıncı madde pasaport almak için gerekli işlemleri sıralamaktadır. Buna göre, bir kişi pasaport almak için nüfus tezkeresiyle/kafa kağıdı bir ilmühaber arz etmek zorundaydı. Söz konusu ilmühaberi memurlar çalıştıkları dairenin reis, nazır ya da müdüründen; Müslüman bir mahalle ahalisi imam ya da muhtardan; medrese talebesi ya da çalışanları müderristen, Gayrimüslim Osmanlı tebası patrikhane, hahamhane, kilise cemiyetleri, taşra metropolid ya da despothanelerinden ve ayrıca köy kocabaşılarından alacaktır. Yedinci madde ilmühaber üzerinde yazılı olacak bilgilere açıklık getirmektedir. Sekizinci madde ilmühaber ibraz edemeyen, gösterdiği ilmühaber nizamname hükmüne uygun olmayan kişilere ve mahkeme altında olanlara ve adli mercilerce seyahati yasaklananlara pasaport verilmeyeceğini belirtmektedir. Dokuzuncu madde herhangi bir yere gitmek üzere pasaport alıp da daha sonra gitmekten vazgeçenlerin pasaportlarını yetkililere teslim etmesini zorunlu kılmaktadır. Üçüncü fasıl Ecnebilere Ait Muamelat/Yabancılara Ait Muameleler başlığını taşımakta olup altı maddeden (10-15. maddeler) oluşmaktadır. Onuncu madde Osmanlı topraklarına girecek ve seyahat edecek yabancı devlet vatandaşlarının pasaport bulundurması şartına dairdir. Bu maddeye göre Osmanlı topraklarına girecek yabancılar gelmeden önce ülkelerinde bulunan Osmanlı sefir/elçi veya şehbender/konsoloslarına; eğer bunlar yoksa mensubu olduğu ülkenin hükümetine vize ettirmekle mükellef tutulmuştur. Vize işlemi için 20 kuruş harç belirlendi. On ikinci madde pasaportsuz ya da pasaportu pulsuz olarak sınıra ulaşan şahısların Osmanlı topraklarına girişini yasaklamaktadır. On üçüncü madde karadan gelenlerin sınır memuruna, denizden gelenin limanda bulunan mürur memuruna pasaport ibrazında bulunmasını şart koşmaktadır. On dördüncü ve on beşinci maddeler uzun süre kalacak yabancıların durumuna ilişkin olup bunların hakkında izlenecek muameleyi içermektedir. Dördüncü fasıl Mücazat/Ceza başlığını taşımakta olup üç maddedir (16-18. Maddeler). On altıncı madde elinde pasaportu bulunmayan ya da pasaportu usulüne uygun olmayan yabancıların sınır dışı edileceğini belirtmektedir. On yedinci madde hileli pasaportlarla ilgili olup bu konuda uygulanacak hapis cezasının hukuki dayanağını içermektedir. On sekizinci madde vapur kaptanları, kayıkçılar ve karayolu taşımacılarının pasaport muayenesi bulunmayan bir mevkiye yolcu indirip bindirmesini yasaklamaktadır. Ayrıca bu yasağa uymayanlara uygulanacak cezaları içermektedir. On dokuzuncu madde bu nizamnamenin yürürlüğe girmesiyle pasaport odası nizamnamesinin yürürlükten kalktığını bildirmektedir. Yirminci madde bu nizamnamenin uygulanmasından Dâhiliye ve Hariciye Nezaretini sorumlu tutmaktadır.
Referanslar
“Pasaport Odası Nizamnamesi”, Düstur, I. Tertip, Cilt: 1, İstanbul Matbaa-i Amire, 1289: 776-779; “Pasaport Nizamnamesi”, Düstur, I. Tertip, Cilt: Z4, İstanbul Matbaa-i Osmaniye, 1302 4-7.
Ayrıntılı bilgi için bakınız
Çadırcı, M. (1993). Tanzimat Döneminde Çıkarılan Men-i Mürur ve Pasaport Nizamnameleri. Belleten, 15 (19): 169-182; Sezer, H. (2003). Osmanlı İmparatorluğunda Seyahat İzinleri (18-19. Yüzyıl). Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, 21 (33): 105-124; Turna, N. (2013). Seyahat, Göç ve Asayiş Belgeleri: Mürur Tezkereleri. İstanbul: Kaknüs Yayınevi.