1950’lerde Koç Ailesi'nin Ankara sınırlarını aşan işleri, ailenin İstanbul ziyaretlerinde konaklama ihtiyacı doğurdu. Bugün İstanbul Divan Oteli’nin bulunduğu yerden Harbiye’ye kadar olan Surp Agos Mezarlığı, belediye tarafından açık artırma usulü satışa çıkartılınca İstanbul Divan Oteli’nin bulunduğu alan köşe başı olduğu için 130 bin liraya, diğer arsalar ise 80 bin liraya satıldı. Vehbi Koç, İstanbul Divan Oteli’nin arsasını Tatariler’den 250 bin lira karşılığında satın aldı. O esnada büyüyen işler, ilk başta altında dükkân olan apartman fikrinin pansiyona dönüşmesine neden oldu. Milano’daki ünlü Excelsior Gallia Oteli’nin İstanbul’a davet edilen mimarlarının görüşü ile bu fikir daha da olgunlaşarak bir otele dönüştü. Otelin inşası için ilk başvuru 21 Ağustos 1951 tarihinde gerçekleştirildi; başvurudan beş katlı inşa izni çıktı. Vehbi Koç’un uğraşları sonucunda iki kat için daha verilerek binanın inşası yedi kata çıkarıldı. Tasarımını dönemin önemli mimarlarından olan Rükneddin Güney’in yaptığı İstanbul Divan Oteli’nde; sonraki yıllarda binayı ve iç mekânlarını yeniden tasarlama işi, Vehbi Koç tarafından Paris’ten dönen Türk modern mimarlık tarihinin en önemli aktörlerinden Abdurrahman Hancı’ya verildi. Personel bulmak için gözler yurtdışına çevrildiğinde; Zürih’teki Hotel Carlton Elite’den yapılan yönlendirmeyle Otel müdürü Juliter ve eşi, pastacı Kunderdt, çikolatacı Sauter, aşçı Blesman ve metrdotel Bruklie olmak üzere bugün efsane haline gelen altı kişilik ekip kuruldu. Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar-Kalkınma Bankası’nın 10. Yıllık toplantısının 9-12 Eylül 1955 yılında İstanbul’da gerçekleştirilecek olması şehirde konaklama ihtiyacı doğurdu. Bunun üzerine Vehbi Koç, Milletlerarası Banka ve Para Fonu Kongresi Hazırlık Komitesi’nden otelin toplantıya yetiştirilmesi için bir mektup aldı. Bazı eksikliklerine rağmen toplantı katılımcıları, İstanbul Divan Oteli’nde konaklatıldı. Toplantı öncesinde otelin adı henüz belli olmaması sebebiyle sanat eleştirmeni Fikret Adil ve gazeteci Ömer Sami Coşar’ın jüri heyetinde bulunduğu bir yarışma ile yüzde 100 Türk sermayeli otelin adı Vehbi Koç’un ismin Türkçe olması yönündeki ısrarının da etkisi ile 66 teklif arasından Divan olarak belirlendi. 700’den fazla davetlinin katılımı ile 5 Ocak 1956’da gerçekleşen Semahat Koç ve Nurset Arsel’in düğün daveti ile İstanbul Divan Oteli’nin ilk etkinliği gerçekleştirildi. 14 Ocak 1956 tarihinde ise dönemin başbakanı Adnan Menderes, bakanlar ve il protokolünün katılımıyla İstanbul Divan Oteli’nin resmi açılışı yapıldı. Mr. Barber adında İsviçreli bir iş adamı, 16 Ocak 1956 tarihinde otelde bir oda isteyerek kayıtlara geçen ilk müşteri oldu. Yıllar geçtikçe otelin ilk binası, yükü taşımayacak duruma geldiğinden dolayı 2008 yılında otelin yenilenmesi için çalışmalara başlanmışdı. İstanbul Divan Oteli'nin yıkımı 2008 yılının Aralık ayında tamamlandıktan sonra yenilenme sürecine girdi. Otelin dış cephe ve iç mimarisi Legion d’Honneur unvanına sahip dünyaca ünlü Fransız mimar Thierry W. Despont’a, mimari projeleri ise Akan Mimarlık’tan Tanju Verda Akan’a teslim edildi. İstanbul Divan Oteli, 50 milyon ABD Dolarlık yatırımla yenilendi. Otelin içinde 228 adet oda, iki restoran, Divan pastanesi, kapalı ve açık olmak üzere otopark, spor salonu, SPA, yarı olimpik olmak üzere bir adet kapalı yüzme havuzu ve toplantı salonları bulunmaktadır. Yenileme sürecinde otele bir de helikopter pisti yapılan İstanbul Divan Oteli, 1 Eylül 2011 yılında kapılarını yeniden misafirlerine açtı. Otel, günümüzde hala Taksim, Harbiye Mahallesi, Asker Ocağı Caddesi’nde misafir kabul etmeye devam etmektedir.