1921 yılında Hüsn-ü Tabiat (tabiatın güzelliği) Lokantası adıyla İstanbul’un Beyoğlu ilçesinin İstiklal Caddesi’nde, Ürgüplü Hafız Mehmet Eraslan tarafından kuruldu. Daha sonra lokantayı, oğlu işletmeye başladı. Mehmet Bey’in oğlu, hacı olduğu için 1955 yılında restoran, Hacıbaba adını aldı. 1956 yılında Mehmet Bey’in torunu olan Necati Bey, lokantanın başına geçti. Restoranın sonraki sahibi ise Recai Akpınar oldu. Recai Bey’in asıl mesleği kasaplıktı. Necati Bey restorana etleri, kasap Recai Bey’in dükkânından alırdı. Bu sayede aralarında bir dostluk başladı ve bu dostluk onları ortaklığa götürdü. Recai Bey, 27 yıllık mesleği kasaplıktan vazgeçerek kasap dükkânını kapattı ve Hacıbaba’da yemekler için malzeme temininden, yemeğin pişirilerek masaya getirilmesine kadar her türlü aşamada hizmet vermeye başladı. 1948 yılında Erzincan Eğin’den İstanbul Beyoğlu’na göç eden Recai Bey, 1983 yılından 1994 yılına kadar Necati Bey ile ortaklığını sürdürdü. On bir sene süren ortaklık Necati Bey’in emekli olmasıyla sona erdi. Necati Bey emekli olunca restoranı Recai Bey, ondan sonra da oğulları Cengiz, Kadir ve Mehmet Akpınar işletti.

Hacıbaba Restoran bulunduğu bölgede, Turizm Bakanlığı’nın verdiği Turizm İşletme Belgesi’ne sahip ilk restoran oldu. Ayrıca restorana, 1950 yılında Turizm Bakanlığı tarafından alkollü içki satış izni de verildi. Bunlara ek olarak Beyoğlu’nda döneri, vitrine ilk koyan restorandı. İlk olarak 25 kilo olan döner vitrine koyulduktan yarım saat sonra tükendi. Daha sonra 50 kiloluk ve son olarak 100 kiloluk döner koyuldu. Taksim’de faaliyet gösteren ve zengin Türk mutfağının geleneksel çeşitlerine sahip restoranın en ünlü yemekleri; Bursa kebabı, tandır kebabı, kuzu dolması, özel Hacıbaba köftesi ve Çerkes tavuğuydu. Bunların yanında restoranda sulu yemekler, ızgara çeşitleri, zeytinyağlılar ve çok fazla tatlı seçeneği vardı.

Turistik bir yerde bulunmasından dolayı restoranın çok fazla yabancı müşterisi vardı. Restoranın turistler tarafından çok fazla rağbet görmesinin nedenlerinden biri, o dönemde İstanbul’un anlatıldığı dünyadaki bütün rehber kitaplarda (guide) Hacıbaba Restoran’ın adının bulunmasıydı. Turistlerin yoğun olarak geldiği yaz aylarında dahi serviste büyük aksamalar yoktu. Çünkü yaklaşık 300 kişilik kapasiteye sahip restoranda çalışan 70 personel vardı. Restoranın terası ise açık havada güzel bir manzara eşliğinde yemek yeme imkânı sunmaktaydı. Ancak bu tarihi ve özellikli restoran 2012 yılında kapandı.