Kuru fasulyesi ile nam salmış lokanta, Ali Baba tarafından Erzincan’da kuruldu (1924). Ali Baba’nın torunu Adnan Güzel bu eşsiz tadı, 2000 yılında İstanbul’a taşıdı. Esnaf lokantası tarzını taşımaktadır. Mesai, sabah saat 04:00’de başlamaktadır. Öncelikle kuru fasulye yıkanıp süzülmektedir. Bu esnada kazanlarda yağ, soğan, salça ve biber ile terbiyesi hazırlanmaktadır. Yemeğin fasulyesi eklendikten sonra ise, servis saatine kadar kömür ateşinde demlenmeye bırakılmaktadır. Bu sayede tat ve koku birbirine karışmaktadır. Kuru fasulyesinin bu kadar meşhur olmasının birkaç sebebi bulunmaktadır. Malzeme olarak, kabuksuz, kolay pişirilebilen, taneleri dağılmayan özelliğe sahip ve 11 mm’lik Erzincan ‘dermason’ fasulyesi kullanılmaktadır. Kuru fasulyede kullanılan biberler ise, bizzat işletmeci tarafından Bilecik biberlerinden seçilmektedir. Bir diğer özelliği de, pişirme tekniğiyle ilgilidir. Kuru fasulye, her ay kalaylanan bakır kazanlarda pişirilmekte ve kömür ateşinde dinlendirilirken yanan kömürün yemeğe zarar vermemesi için ateş külle kapatılmaktadır. Sadece kuru fasulye değil, Gönen baldo pirinciyle yapılmış pilav, güveç, tas kebabı, çoban kavurma, islim kebabı gibi et ürünleri de bulmak mümkündür. Halen, Mimar Sinan’ın kalfalık eserim dediği Süleymaniye Camii’nin tam karşısında, 80 kişilik kapalı ve 150 kişilik açık alan ile hizmet vermektedir. Bu nedenle, hem yerli hem de yabancı turistlerin uğrak yeridir.