Clausier Du Loir Seyahatnamesi
Seyyah ve Seyahatname Seyahatname
-
2020
1639 yılında Türkiye’ye gelerek 1639-1941 yılları arasında birçok Osmanlı şehrinde bulundu ve gözlemlerini Fransa’daki arkadaşlarına mektuplar yazarak anlattı. Fransa’ya dönüşü ile birlikte yazmış olduğu 10 mektubu 1654 yılında bir seyahatname olarak yayımlattı. Du Loir, seyahatnamesinde de belirttiği gibi, Türkçe’yi anadili gibi konuşmaktadır. Bunun yanı sıra, ziyaret ettiği yerlerin isimlerini ve yazılışlarını doğru bir şekilde vermeye çalıştı. Her mektubun başlığında kime gönderildiği yazıldı, gittiği yerlerle ilgili ayrıntılı bilgiler verdi. Birinci mektupta, Malta, İzmir ve Efes ile İstanbul’a varışından bahsetti. İzmir için, savaşın yıkıcı etkilerine rağmen, hâlâ eski ihtişamını az da olsa koruduğunu belirtti. Şehri ayrıntılı bir şekilde anlattı; etlerin lezzetinden, yılda yedi kez ürün veren yedi üzümden, şarabın lezzetli olmasına rağmen çok değerli olmamasından ve dinen şarabın yasaklanmış olmasına rağmen Padişah’ın şarap üretimine karışmadığından bahsetti.
İkinci mektup, İstanbul’un binalarının ve çevresinin tasvirinden oluştu. İstanbul’un konumunun değerinden ve güzelliğinden ayrıntılı bir şekilde bahsetti. Bunun yanı sıra saraydan, sarayın çevresindeki yapılar, camiler ve türbelere de ikinci mektubunda yer verdi. Haliç’in iki yakasını dolaşarak buradaki ulaşımın Venedik’in gondollarına benzeyen kayıklarla gerçekleştirildiğini yazdı.
Üçüncü mektupta padişah sarayına, Divan’ın, memurların, devşirme çocuklar, elçi el öpmelerine yer verildi. Divan’ın Cuma, Pazar, Pazartesi ve Salı olmak üzere haftada dört gün toplandığını ve Divan’da bulunan Veziriazam, Nişancı, Kadı Askerler ve defterdarların oturma düzenlerini ayrıntılı bir şekilde mektubunda yer verdi. Hıristiyan, Yahudi veya Türk olsun, fark gözetilmeksizin herkesin bu Divan’da en ufak şikayetlerini bile dile getirilebileceğini ve Osmanlı İmparatorluğu’nda görüşülen dava sayısının Paris’tekilerin ancak yarısı kadar olabileceğini ileri sürdü. Adli teşkilatın tarafsız ve samimi olduğunu belirtti. Bu mektupta ayrıca Padişaha hizmet eden görevliler ayrıntılı bir şekilde tasvir edildi.
Dördüncü mektupta ise Sultan Murad’ın ölümünde yaşananlar ve cenaze merasimi anlatıldı. Bu mektupta ayrıca Sultan Murad’ın Bağdat seferi dönüşü olan zafer kutlamalarının Romalıların ihtişamlı zafer kutlamaları ile benzerlik taşımadığını, zafer olarak galibin yüzündeki iftiharın olduğunu yazdı. Bunun yanı sıra fenalaşan Sultan Murad’ın ölmeden önce Şehzade İbrahim’i öldürülmesini emrettiği, fakat bu idamın Valide Sultan tarafından engellendiği de mektupta belirtildi. Sultan İbrahim’in tahta çıkışı ayrıntılı bir şekilde mektupta anlatıldı.
Beşinci mektup, Türkler ve dinleri ile ibadetlerini anlattığı bölümden oluştu. Türklerin asla Kuran-ı Kerim’i ellerine almadıklarını ve her zaman başları üzerinde taşıdıklarını da mektubunda yazdı. Bunun yanı sıra, sünnet töreni, camiye gidişleri, günde kaç kere namaz kılındığını, ezanı, camiye gidiş öncesi abdestleri, abdestlerin nasıl alındığını, namazı, namaz sırasında okunan duaları, Cuma namazını ayrıntılarıyla mektubunda anlattı. Beşinci mektupta Türklerin cenaze ritüellerinde yas tutmak için özel kıyafet giymediklerini, cenaze törenlerinde erkeklerin üzüntü duymalarına yardımcı olmak amacıyla çığlık atıp, ağıt yakan kadınlar tuttuklarını ve mezarlarının şehir dışında olduğunu yazdı.
Altıncı mektupta, Türklerin gündelik yaşamları ve eğlenceleri hakkında bilgiler verildi. Türklerin kaba ve saldırgan olmadığını, samimi ve tevazu sahibi olduklarını yazdı. Bunun yanında bu mektubunda evlilik törenini ayrıntılı şekilde anlattı. Geceleyin kimsenin gerekmedikçe dışarıya çıkmadığını ve her kavşakta bekçi olduğunu belirtti. Bunun yanında, Türklerin insanlar kadar hayvanlara karşı da yardımsever olduklarını ve Türkiye’nin her yerinde yolcular arasında fark gözetilmeksizin imarethanelerin olduğunu, büyük yollar üzerinde de kervansarayların varlığına işaret etti.
Yedinci mektupta Çanakkale boğazı, Bozcaada ve Troya kalıntıları tasvir edildi. Sekizinci mektupta 1639’da Sultan Murad tarafından gerçekleştirilen Bağdat kuşatması anlatıldı. Dokuzuncu mektup, Padişah’ın Fransa kralına verdiği bazı ünvanlar, Fransa kralının ve Venediklerin padişaha verdikleri unvanlar, Türklerin Hz. Muhammed’e verdiği unvanlar üzerine notları içerdi. Onuncu mektup ise seyahat etmiş olduğu adalar ile Venedik’e gerçekleştirdiği seyahatten oluştu.
Referanslar
Du Loir, C. (2016). Du Loir Seyahatnamesi: IV. Murad Döneminde Bir Fransız Seyyahın Maceraları (Çev. M. Daş). İstanbul: Yeditepe Yayınevi.