Animizm

DİNSEL KONULAR Geleneksel ve Yerli Dinler

Animizm, insanlık tarihindeki en eski ve en yaygın dinî-felsefi inanç biçimlerinden biri olarak kabul edilir ve din felsefesinin ilk basamağı olarak değerlendirilir. Animizm, ilkel toplumların doğa olaylarını ve yaşamın temel olgularını anlamlandırma ve açıklama çabasında geliştirdikleri doğal din anlayışının temelini oluşturur. Animizm, insan aklının doğaüstü yardım ya da vahiy olmaksızın geliştirdiği ilk teolojik sistemlerden biridir.

Animizm hem insanlarda hem de hayvanlarda, bitkilerde, taş, dağ, nehir gibi cansız nesne ve varlıklarda da ruh bulunduğu inancına dayanır. Bu bakımdan her varlık canlı kabul edilir ve insanlar bu varlıkların ruhlarıyla uyum içinde yaşamaya çalışır. Bu varlıklarla ilişki kurmak için belirli ritüeller ve kurallar geliştirilmiştir.

Animizmde iki temel inanç ekseninden söz edilebilmektedir. Bunlardan birincisi bireyin bedeninde bir ruh bulunduğu, bu ruhun ölüm ya da bedenin yok oluşundan sonra da varlığını sürdürebileceği düşüncesine dayanır. İkincisi ise doğada insan dışı ruhların ve ruhani güçlerin var olduğu fikrine dayanır. Bu varlıklar iyi ya da kötü niyetli olabilir ve insan yaşamını, doğayı, kaderi etkilediğine inanılır. İnsanlar bu ruhlarla iletişim kurmaya, onları yatıştırmaya ya da memnun etmeye yönelik ritüeller ve uygulamalar geliştirirler. Zamanla bu inanç, aktif tapınma biçimlerine (ör. kurban, dua, törenler) dönüşmüştür.

Animizm, insanlık tarihinin en eski dinî yapılarından biri olarak hem ilkel hem de gelişmiş toplumların dinsel sistemlerinde yer bulmuştur. Yüksek kültürlerde zamanla değişerek karmaşık teolojik sistemlere ve organize dinlere dönüşmüştür. Animizme karşıt fikirler genellikle ataların inançlarından sapmalar ya da yeni entelektüel gelişmelerin ürünüdür ve bu, ilk çağlardaki kültürel yoksunlukla açıklanamaz. Animizmin ahlaki yönü ilkel toplumlarda dinî inancın bir parçası olarak pek gelişmemiştir. Bu toplumlarda ahlaki ölçütler elbette vardır ancak ahlak ve dinin birleşmesi daha çok sonraki kültürel aşamalarda görülür.

Animizmin insanlık tarihinde evrensel bir evre olup olmadığı konusu tartışmalıdır. Bazı erken etnograflar, kimi topluluklarda dinin hiç bulunmadığını iddia etmiş ancak bu iddialar çoğunlukla kendi gözlemleri ya da sonraki araştırmalar tarafından çürütülmüştür. Örneğin, Avustralya ve Güney Amerika yerlileriyle ilgili ilk raporlar dinsel inanç bulunmadığını öne sürse de daha ayrıntılı incelemeler bu halkların ruhlar, doğaüstü varlıklar ve ahiret inancına sahip olduğunu göstermiştir. Bu nedenle animizm, antropolojik literatürde insan kültürlerinin ilk dinî düşünce biçimi olarak geniş kabul görmektedir.

Animizm, modern antropoloji ve dinler tarihi çalışmalarında, insan zihninin doğayı anlamlandırma ve denetleme arzusunun ilk sistemli ifadesi olarak önemini korur. Günümüzde özellikle Afrika, Güneydoğu Asya, Okyanusya ve Amerika’daki bazı yerli topluluklarda animist inanç ve uygulamalar yaşamaya devam etmektedir. Ayrıca çağdaş dinlerin birçoğunun kökeninde animist unsurlar bulunduğu kabul edilir.

Etiketler:
Referanslar

Eliade, M. (2003). Dinler tarihine giriş (L. Arslan, Çev.). İstanbul: Kabalcı Yayınevi; Tylor, E. B. (1871). Primitive Culture. Londra: John Murray.

Konuyla ilgili diğer maddeler için bkz.: