Turizm Gazeteciliği

Kavram İş ve Meslek Gazeteci

Dünyada milyarlarca kişinin, keşfetmek amacıyla gezip, bir yerden kalkıp başka yere gitmesi, ortaya trilyon ABD Dolarıyla ifade edilen seyahat endüstrisini çıkardı. Yarattığı hacimle dünyanın en büyük beş sektöründen birini oluşturan seyahat endüstrisi, beraberinde bu alanda uzmanlaşan turizm gazeteciliğini de geliştirdi.

Turizm Gazeteciliği Batı Avrupa ülkelerinde alt kollarını da yaratarak önemli bir meslek haline geldi. Bu alt kollardan biri olan gezi edebiyatı günden güne gelişmektedir. Ağırlıklı olarak yazılı basın için objektif gezi yazılarını kaleme alan turizm gazetecileri, okur sayılarını arttırdığı gibi, tüketici nezdinde de bağımsız seyahat danışmanı olarak algılanmaya başlandı.

Dünya ve Türkiye’de yazılı basının ekonomik açıdan zorluklarla karşılaşması, yazılı basına göre maliyet ve riski az olan elektronik medya diye özetlenen haber portalları ve gezi bloglarını öne çıkardı. Ancak gezme tutkusu olup, bir cümle yazabilme becerisine sahip kişiyi “turizm gazetecisi” olarak kabul etmemek gerekmektedir. Blog yazarlığı bu işe başlangıç noktası, turizm gazeteciliğine ısınma gibi görülebilmektedir.

Dünyanın her yerinde turizm gazetecileri, yasalardan çok, yazılı olmayan ilkeler doğrultusunda çalışmaktadır. Onların meslek kuralları ve geleneklerden kaynaklanan ciddi sorumlulukları bulunmaktadır. Bunlar başlıklar halinde şöyle sıralanabilmektedir:

Tarafsızlık: Tesis, ülke veya turistik merkezler “Fam Trip” diye bilinen tanıtım gezileri düzenleyip, gazetecileri bu gezilere davet etmektedir. Bu davete katılan turizm gazetecisi gittiği yer veya tesise abartılı methiyeler yapmamalıdır. Davet sahibi tesis veya bölgeyi haksız şekilde yerden yere de vuramaz. O meslek kuralları gereği; gördüklerini abartısız ve objektif gözle kaleme alarak, bunları kamuoyuna duyurmakla görevlidir.

Sorumluluk: Turizm gazetecisi sorumluluğunun gereği olarak; haber ve yazılarında hiçbir dini, dili, inancı küçümseyip, kötüleyemez. Yazılarında insanlığa karşı bir suç olan terör veya teröristi cesaretlendirecek, onun propagandasına malzeme olacak bir yaklaşım benimseyemez. Halkın olup bitenlerden haberdar olması gerektiğini bilir, haberlerinde abartılardan uzak durur.

Araştırmacılık: Turizm gazetecisi uzmanlık alanı olarak seçtiği alanda, dünyada olup bitenleri izleyip araştırmakla yükümlüdür. Bu özelliğini geliştirip, posta kutusuna düşen her bülteni haberleştiren kişi olmaktan kaçınır. Posta kutusuna düşen bültende yedi yıldızlı tesis ya da Bayramda 15 milyon kişi tatil için yurtdışına gitti gibi konuları aynen yazmaz. Tam tersine, dünyada böyle bir sınıflandırma var mı, gerçekten bu kadar kişiyi taşıyacak uçak kapasitesi var mı diye mantık süzgecinden geçirip araştırıp gerçekleri yazar.

Uzmanlaşmak: Turizm gazetecisi gastronomi, golf, wellness gibi bir alanda uzmanlaşabilir. Ancak seyahat endüstrisinde olup bitenlerin hepsini bilmek zorundadır. Örneğin seyahat acentası ile tur operatörü, şehir oteli ile kıyı (resort otel arasındaki farkı mutlak şekilde bilmesi gerekmektedir. Zincir otellerin artık binaya yatırım yapmak yerine, yatırımcıların binalarına markalarının adını verip işlettiğini biliyordur. Çünkü yatırımın zincir otel tarafından değil, mülkün sahibi yatırımcı olduğunu, hatta zincir otelin yatırımcıdan isim hakkı için bir bedel aldığını da bilmesi gerekir. Haberine başlık atarken, çok tekrarlanmış, klişe kelimelerden kaçınıp özgün kelimeleri seçmelidir.

Aracılık: Turizm gazetecisinin, tatil tüketicisi ile, kamu veya özel sektör arasında köprü görevini üstlenen bir konumu vardır. Bu konumundan hareketle, bir tarafın sözcüsü gibi olmak yerine aracılık görevini tarafsız ilkesine bağlı kalarak yerine getirir. Aracılık görevini; yanlış bilinen doğruları, tarafların haklı yanlarını ortaya koyarak yazıp, kamuoyunu doğru bilgilendirmek adına yapar. Aracılık görevinin bu ilkeler doğrultusunda yapılması, turizm gazetecisini kamuoyu nezdinde güvenilir bir seyahat danışmanı konumuna getiriyor.

Hikayeleştirmek: Turizm gazetecisi çok seyahat edip, turizmle ilgi her şeyi deneyimleyip gözlemlemek zorundadır. Görüp deneyimlediklerini de roman yazar gibi uzun uzun değil, az, öz ve akıcı dilde yazıp okutur. Gezip gördüğü yerler hakkında merak edip tarihi, kültürü, mitolojisi, söylenceleri, gelenek ve görenekleri öğrenip bunları da öyküleştirip akıcı şekilde kaleme alır. Elbette ki eleştiriye de açık olup, gelen eleştirili dikkate alarak sürekli kendini yinelemek yerine sürekli yeniler.