Rüstem Paşa Kervansarayı

Kervansaray ve Han Kervansaray Han Konaklama Tesisi Doğal ve Kültürel Miras Kervansaray Han Kervansaray Han

Konya’nın Ereğli ilçesinin merkezinde yer alan ve Kanuni Sultan Süleyman devrinin en kudretli sadrazamlarından Rüstem Paşa’nın Mimarbaşı Sinan’a inşa ettirdiği beş menzil kervansarayından (diğerleri Karışdıran, Samanlı, Sapanca ve Tekirdağ’daydı) günümüze ulaşan tek örnektir. Avlu, ahırlar ve müşteri odalarından oluşan Payas Sokullu Kervansarayı’na biçim olarak benzemese bile program açısından yakın olduğu söylenebilir.

Kervansaray’ın kapı kemerinin içinde küçük bir kitâbe yeri olmasına karşın, içi boştur. Ya kitâbe hiç konulmadı, ya da yerleştirilen yazıt zamana yenik düştü ve kaybolmuştur. Öte yandan eserin inşa tarihini veren bir belge de mevcut değildir. Bu nedenle, Mimar Sinan’ın eserlerinin listesini veren Tezkiretü’l-Bünyân, Tezkiretü’l-Ebniye ve Tuhfetü’l-Mi’mârîn adlı yazmalarda ismi zikredilen ve Rüstem Paşa için inşa edilen beş menzil hanından ayakta kalan tek örneğinin yapım tarihi tam olarak bilinememektedir. Ancak XVI. yüzyılın ortalarında inşa edilmiş olabileceği tahmin edilmektedir. 1990’lı yıllarda onarım gördüğü rivayet edilen yapı, Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından 2017 yılında başlayan restorasyon programı çerçevesinde gerçekleştirilen tamir ile günümüzde orijinal dokusunu yansıtır vaziyettedir.

Büyük bir ahır bölümü, onun önünde bir sıra müşteri odası, bunların önünde de geniş bir avludan ibaret üç aşamalı bir plan düzeni sergilemektedir. Öndeki avlunun iki yan kolları üzerindeki kapılar hariç, revaksız çevre duvarları tamamen kaldırılmıştır. Dolayısıyla avlunun derinliğinin ne kadar olduğunu ve yapının uzunlamasına orta ekseni üzerinde üçüncü bir avlu kapısının olup olmadığı bilinmemektedir. Buna karşılık, yapının geri kalan kısımlarının orijinalliğini hala muhafaza etmektedir.

Ana yapının avlu tarafındaki alçak bölüm, ortada daha geniş bir giriş eyvanı, onun sağında ve solunda daha dar birer eyvan ile onların iki yanındaki üçer odadan meydana gelmektedir. İç mekânlarında birer ocak yeri barındıran odaların avluya açılan birer kapısı ve birer penceresi mevcuttur. Büyük eyvandan açılan kapıyla ulaşılan üçüncü bölüm ise ahır kısmını oluşturmaktadır. Ahır, duvarların üst seviyesi ile tonoz başlarında açılmış olan pencerelerden gelen ışıkla aydınlatılmaktadır. Girişe göre yatay olarak tek sıra halinde dizilmiş dört haçvari ayak ile kısa kenarlarda birer, uzun kenarlarda da dörder olmak üzere toplam 10 duvar payesinin desteklediği büyük kemerlerle birbirine eş büyüklükte 10 kare mekân oluşturulmuş olup, üzeri dikey beş büyük beşik tonozla örtülmüş durumdadır. Tuğladan örülmüş olan tonozlar kurşun kaplamalıdır. Ahırın düzgün kesme taştan örülen ve bir buçuk metre kalınlığındaki duvarlarında yuvarlak kemerli 26 kadar ocak nişlerine yer verilmektedir. Bunların önündeki sekiler, muhtemelen misafirlerin dinlenme (oturma ve yatma) yerleri olarak işlev görmekteydi.

Sonuç olarak Osmanlılar zamanında Anadolu ve Rumeli güzergâhlarında seyahat eden kişilerin konaklayabildikleri gerek külliyeler içerisinde gerekse yerleşim yerlerinde müstakil tarzda inşa edilen menzil hanlarının bir örneği olarak Kervansaray, XVI. yüzyıldan günümüze hala dimdik ayaktadır ve yaşamaya devam etmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Akalın, Ş. (2002). Kervansaray, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (Cilt 25), İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı: 299-302; Karpuz, H. (2009). Türk Kültür Varlıkları Envanteri Konya 42. Cilt III. Ankara: Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yayınları: 1792-1793; Kuban, D. (2007). Osmanlı Mimarisi. İstanbul: Yapı-Endüstri Merkezi Yayınları: 393-406; Kuran, A. (1986). Mimar Sinan. İstanbul: Hürriyet Vakfı Yayınları: 149-150, 370.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Karpuz, H. (2009). Türk Kültür Varlıkları Envanteri Konya, 42. Cilt III. Ankara: Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yayınları: 1792-1793.