Kırkgöz Köprüsü

Doğal ve Kültürel Miras Tarihi Köprü

Afyonkarahisar’ın Bolvadin ile Çay ilçeleri arasında, Eber Gölü’ne bağlanan Akarçay’ın eski yatağı üzerindedir. Günümüz Bolvadin ilçe merkezinin yedi kilometre kuzeydoğusunda, Çay-Bolvadin yolunun ise birbuçuk kilometre kadar doğusundaki Develi Kuylut mevkiindedir.

Bölge Roma döneminden itibaren İstanbul’dan Yemen’e uzanan kuzey-güney kervan yolunun önemli geçiş noktalarından biridir. Anadolu Selçuklu-Bizans arasındaki 1116 tarihli Polybotum Muharebesi ve sonrasında gerçekleşen Bolvadin Antlaşması’yla Anadolu’nun müslümantlaşması ve Türkleşmesi söz konusudur. Bölgenin Selçuklu himayesine girmesinden sonra ana yol güzergahı olarak kullanıldığı, ticaretin canlı olduğu, Osmanlı Devleti zamanında mevcut köprünün, İpek Yolu ve hac yolu olarak sürekli hareketli bir geçiş noktası durumunda bulunduğu bilinmektedir. Bu bağlamda Çin’den başlayarak Anadolu ve Asya üzerinden geçip Avrupa’ya kadar uzanan, aynı zamanda binlerce ürünün ulaşmasına imkân sağlayan bu yol, dünyanın en ünlü ticaret yolu olan İpek Yolu güzergahında da önemli konumlarındandır. Tüccarların, gezginlerin ve kâşiflerin de yolu olan bu rota, Asya’dan Avrupa’ya sadece ticari malların değil bilgilerin, kültürlerin ve medeniyetlerin kaynaşmasına da köprü olmuştur.

Köprü yapımı itibariyle aslında bir Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu eseridir. Köprü kuzey ve güney bölümü olarak ikiye ayrılmaktadır. İlk inşası güney tarafında Bizans İmparatoru I. Manuel Komnenos (1143-1180) zamanında 1150 yıllarında gerçekleştirilmiştir. Eski köprü 200 metre boyunda ve 42 gözlü olarak mermer ve bazalt taştan yaptırılmıştır. Kırkgöz Köprüsü’ne oldukça yakın olan Bolvadin merkezindeki Anadolu Selçuklu döneminde yapılmış olan H. 1209 tarihli Altıgöz Köprüsü de bu güzergahta yer almakta olup Kırkgöz ile bağlantılıdır. XIV. yüzyılda Osmanlı döneminde onarım gören köprü, XVI. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) zamanında ikinci inşa dönemini yaşamıştır. Sultan’ın Bağdat seferine hazırlık yapması üzerine Surre-Hicaz yolu üzerinde bulunmasından ötürü yeniden onarım görmüştür. Şark (Bağdat) seferi için yolların düzenlenmesinde görevlendirilen Mimar Sinan; Bolvadin’de Akarçay’ın yolu kapadığını görmesi üzerine mevcut olan Kırkgöz Köprüsü’nün kuzey uç kısmına eklemeler yaparak köprüyü yeniden düzenlemiştir. Köprüye 22 göz daha eklenerek 175 metrelik yapılan bu uzatma onarımdan ziyade başlı başına büyük yeni bir köprü inşa faaliyeti olmuştur. Böylelikle 64 gözlü bir köprü haline getirilmiş olan köprünün uzunluğu 375 metreye kadar uzatılmıştır. Günümüze kadar ulaşan gözlerin sayısı ise 57 olup yapılan düzenlemeler ve tamiratlar ile 400 metreyi bulan bir uzunluğa ulaşmıştır. Ayrıca köprünün güneydoğu istikametinde bağlandığı taş döşem Roma Yolu ile devamında Eber Gölü güneyinde iki ayrı köprü ile de bağlantısı mevcuttur.

Eski Polybotum/Polybotos şehrinin kalıntılarının bol miktarda kullanıldığı köprünün üzerine Mimar Sinan tarafından bir namazgâh ve suya (Akarçay) inmek için de mermer bir merdiven yaptırılmıştır. Namazgâhın etrafı duvarla çevrelenmiş olup köprüye açılan kapı geçidi üzerine ayrıca bir de yazıt yerleştirilmiştir. Tebriz’in fethi için ikinci geçişinde tarih düşürülmüş ve yazıt köprüye bu tarihte konmuştur. Bu yazıt daha sonra Bolvadin Belediyesi ve sonrasında da Afyonkarahisar Müze Müdürlüğü’ne intikal etmiştir. Köprünün kitabesi mevcuttur. (H.957/M.1550) Yazıt şöyledir;

Emere bi-imareti hazel kantara Es Sultan Süleyman bin Selim Han

Hallede allahü mülkü ilâ ahirüz zaman

Kim ubur etti bunu sağ-ü esen

(Ali)Dedi tarihini “tekrar hasen” 957.

Köprüde bazalt, andezit ve mermer spolien/devşirme taşlar kullanılmıştır. Köprü ayaklarında Helenistik Devir yapı taşlarından başlayarak Roma ve Bizans dönemlerine ait mimari parçalara, hatta mezar taşları gibi devşirme malzemelere rastlanılmaktadır. Köprü moloz dolgu üzeri kaplama taşlı, yanları dikdörtgen şeklinde bloklarla tek sıra parapetlidir. Parapet yüksekliği 45 santimetre olan köprü üzerindeki yolun genişliği içten içe 3,40 ila 3,65 metre arasında değişmektedir. Köprünün kemerleri, orta kısımda daha geniş ve sivri tonozlu, uçlara doğru küçük ve basıktır. Kemer açıklıkları ve kemer ayaklarındaki mesafeler de değişmektedir. Bazı yerlerde kemer açıklıkları 5,30 metre bazı yerlerde ise 3,25 metredir. Yüksek kemerler parapetin alt sınırına kadar uzanmaktadır. İki kemer arasındaki mesafe ise 2,85 metre gelmektedir. Bazı yerlerde iki kemer arasında dalga kıranlarla köprü korunmuştur. Yol hizasında ve parapetlerin aralarından belli aralıklarla geçen çörtenler kullanılmıştır. Çörtenlerin boyu 90 santimetre civarında olup genişliği ise 25 ile 45 santimetre arasında değişmektedir.

Köprünün tarihi geçmişine baktığımızda, Hicaz yolu üzerinde yer alması nedeniyle IV. Murat’ın 1635 yılı Revan Seferi güzergâhında da Bolvadin önemli bir durak noktası olarak gözükmektedir. Bu dönem yapılan onarım tarihi Şer-i Mahkeme sicillerindeki kayda göre H.1171/M.1757’dir. Burada Bolvadin Köprüsü olarak adlandırılmış ve halktan toplanan yardımlarla onarımın gerçekleştirildiği kaydedilmiştir.

Sonraki dönemlerde hakkında herhangi bir kayıt olmayan köprü, konumu itibariyle Afyonkarahisar’a, Çay’a, Akşehir’e bağlantılarıyla İstiklâl Harbi’nde Türk askerî harekâtının en önemli cephesini teşkil etmiştir. Afyonkarahisar ve dolayısıyla da Bolvadin, savaş yıllarında bir yıl kadar Yunan işgalindeyken Sakarya’ya geçen Yunan Kuvvetleri köprünün birkaç gözünü dinamitlemişlerdir. Bolvadinliler tarafından da düşman işgaline karşı o dönemde köprünün bazı gözlerinin yıkılıp halk tarafından önlemler alındığı bilinmektedir.

Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından koruma altına alınarak, 10. 11. 1988’de Konya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından tescillenen tarihi Kırkgöz Köprüsü, sonrasında da çeşitli onarımlar görmüştür. Ancak esas restorasyon süreci 2004 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilmiştir. Daha önceden Kırkgöz Köprüsü’nün altından geçen Akarçay suyu Bolvadin ile Çay arasındaki yolun yapılmasıyla birlikte zaman içerisinde yön değiştirmiştir. Köprünün baş tarafına doğru yaklaşık 15-20 metre genişliğinde bir kanal açılmış ve su o tarafa yöneltilmiştir.

Tarihi köprüleri gün yüzüne çıkarıp, buraları turizme kazandırarak Türkiye önemli değerleri arasına yerleştirmek vizyonu ile Kırkgöz Köprüsü’nde de yapılan çalışmalar halen devam etmektedir. Günümüzde de Kırkgöz Köprüsü, birçok yerli ve yabancı turist tarafından ilgi gören tarihi yapılardandır.

Yararlanılan Kaynaklar

Afyon Lisesi Tarih ve Coğrafya Öğretmenleri (1943). Afyonkarahisar Vilâyeti Tarih ve Coğrafyası. Afyon: Doğan Basımevi; Bayar M. (1966). Bolvadin Tarihi, Cilt-1. Ankara; Çeçen K. (2002). Köprü maddesi, İçinde; TDV İslâm Ansiklopedisi, Cilt-26 (ss. 252-255). Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları; Emecen F. (1988). Afyonkarahisar. İçinde; TDV İslâm Ansiklopedisi, Cilt-1 (ss. 443-446). İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları; Mülayim S. (2009). Sinan. İçinde; DV İslâm Ansiklopedisi, Cilt-37 (ss. 224-227). İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları; Uyan M. (2004). Anadolu’nun Kilidi AFYON (1983). Türkiye’de Vakıf Abideler ve Eski Eserler, Cilt-1 (ss. 89-184). Ankara.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Afyonkarahisar; Kültür Turizmi; Kültürel Miras; Kültür Varlığı.