Beşeri Coğrafya

Kavram Coğrafya

İnsanın yeryüzündeki doğal ortamlar ile süregelen karşılıklı etkileşimlerini konu edinmiş olan coğrafya dalıdır. Bu tanımdaki doğal ortam-insan etkileşimi çift yönlüdür ve insan, coğrafi koşulların gerektirdiği ve izin verdiği ölçüde yerleşme, tarım, madencilik, ulaşım, endüstri vb. etkinlikleriyle yeryüzünü etkileyerek şekillendirir. Belirtilen etkinliklerden üretime yönelik olanlar ekonomik coğrafya ismiyle ayrı tutulurken, beşeri coğrafya denildiği zaman başta yerleşmeler olmak üzere, meskenler, nüfus miktarı, nüfusun nitelikleri ve diğer üretim yapılmayan konular akla gelmektedir.

Coğrafyanın konusu kısaca dünyadır ve coğrafi araştırma, doğal güçler tarafından meydana getirilmiş ve insan eylemleriyle değiştirilmiş dünyanın incelenmesi şeklinde ifade edilebilir. Bu da doğal olarak, sınırsız büyüklük ve çeşitlilikte konuların işin içine girmesi demektir. Bu bakımdan, coğrafyada geleneksel üç inceleme alanı ayrılmıştır. Yeryüzünün fiziksel olarak çeşitli kısımları fiziki coğrafyanın konusudur. Beşeri coğrafya, insanlarla ilgili olguları vurgulamasıyla fiziki coğrafyadan ayrılırken, bölgesel coğrafya ise, her ikisini birlikte ele alarak bölgeyi/mekanı öncelemektedir.

İlkçağ’dan itibaren dünyanın tasviri anlayışı kapsamında gelişen coğrafyanın XIX. yüzyıl sonlarına doğru bilimsel bir disiplin olarak ortaya çıkmasından sonra; önce çevrenin insan üzerindeki etkilerini ele alan çevreci determinizm; sonra insanın da çevreyi etkilediğini savunan possibilizmin etkisinde gelişerek; coğrafyanın fiziksel çevre, insan etkinlikleri ve bu ikisi arasındaki etkileşimin bölgeler arası farklılıklarının tasviri ve izahı; yani coğrafyanın alansal farklılaşmanın bilimi olduğu yönünde yaygın bir düşünce hakim olmuştur. Ortaya çıkan gelişmeler, geçirdiği değişim ve dönüşüm ile kabaca 1950’li yıllarda bir kantitatif devrim yaşayarak niceliğin öne çıktığı bir devreye girilmiştir.

Yaşanan değişme ve gelişmeleri takiben yeni girilen bu devrede bilgisayarlar ve diğer teknolojik araçların da coğrafya içerisine dahil edilmesiyle, genelde coğrafya, özel de ise beşeri coğrafyanın önemli gelişmeler kaydettiği ve çok boyutlu ve çok paradigmalı bir evreye girildiği dikkati çekmektedir. Gerçekten genelde coğrafya, özelde ise beşeri coğrafya, en azından 1960’lı yılların başından itibaren, paradigma kavramının her türlü ölçeğinde olmak üzere, çok-paradigmalı bir yapıdadır. Hümanist coğrafya, pozitivist coğrafya, feminist coğrafya, Marksist coğrafya, postmodern coğrafya ve siber coğrafya gibi isimler altında gelişimine devam eden beşeri coğrafya, özellikle Coğrafi Bilgi Sistemleri sayesinde uygulayıcı kurumlar aracılığıyla beşeri hayatın her sahasına girmiş durumdadır.

Esasında tüm insan aktiviteleri, içerisinde mekan ve yeri barındırmaktadır. Dağların zirvelerinden ormanlara, şehirlerden sokak ve evlere dek dünya tümüyle yerlerle doludur. Bu yüzden coğrafyada fiziki çevre ile insanı ayrı ayrı düşünmemek gerekir; zira beşeri ve fiziki çevreler, birlikte coğrafyacının dünyasını oluştururlar. Fakat araştırmalarda uzmanlaşma ve eğitimde kolaylık sağlamak amacıyla böyle bir tasnif öteden beri yapılagelmektedir. Beşeri coğrafya, insanı, özelliklerini ve faaliyetlerini çevreleriyle ilişki içinde ve meydana getirdikleri mekansal örgütlenme biçimiyle incelediği için oldukça geniş bir olgular çeşitliliğini dikkate alır. Bu haliyle, geniş çerçeveden bakıldığında yerleşme ve nüfustan ekonomik faaliyetlere, politikadan kültürel özelliklere kadar dünya üzerinde insan ile ilgili tüm unsurları içermektedir. Fakat çerçeve daraltıldığında, beşeri coğrafyanın kapsamına, insanın çevreyi algılamasından başlayarak insanın kültürel özellikleri, kültürel etkileme ve etkilenmesi, kültürel farklılıkları, insan topluluklarının doğum-ölüm gibi demografik özellikleri, kırsal ve şehirsel yerleşmeleri oluşturması, insanın çevreyi değiştirmesi ve sonuçta da meydana getirdiği sorunlar gibi çeşitli konular girmektedir.

Beşeri coğrafya, temelde insan faaliyetinin yeryüzünün her tarafında eşit olmayan dağılımına ilişkin sebepleri ve buna dair sorunlara cevaplar bulmak isteyen bir bilgi dalıdır. Beşeri coğrafya mekanı ve toplumu nasıl örgütlediğimizi, toplumsal etkileşimin doğası ve insanın mekanla nasıl etkileşime girdiği gibi konuları ele alarak, dünya ve toplumu nasıl anlamlandırdığımıza odaklanmaktadır.

Beşeri coğrafya, insan topluluklarının doğal ortam ile etkileşimlerine bağlı olarak yeryüzünde dağılışlarını, yapılarını, hareketlerini, yaşadığı alanları, kültürleri ve benzeri olayları coğrafya bakımından inceler. Modern coğrafyanın merkezinde mekan, yer, ölçek ve çevre gibi temel coğrafi kavramlar yer almaya devam etmesine rağmen, toplumsal ihtiyaç ve sorunların değişimine bağlı olarak, incelenen konu ve mekanlar değişmekte, popüler bahisler öne çıkmaktadır.

Yukarıda belirtildiği gibi, beşeri coğrafyanın insan faaliyetlerinden ve nüfus gibi sayısal konulardan çok doğrudan insanı ele alan ya da bakış açısının merkezini insanın oluşturduğu konulardan meydana geldiği kabul edilir. Doğal ortam içerisinde doğrudan insanın etkisiyle gelişen faaliyetlerin tümü (ekonomik amaçlı faaliyetler dahil) beşeri faaliyet olarak kabul edildiğine göre, bu faaliyetlerin hepsini beşeri coğrafyanın içerisinde ele almanın doğru bir yaklaşım olduğunu kabul etmek gerekir. İnsan topluluklarının eriştikleri uygarlık ve kültür düzeylerine bağlı kalarak doğal ortam içerisinde oluşturdukları yapay ortama beşeri ortam veya kültürel ortam (coğrafi ortam) denilmektedir.

Bu nedenle, bir kültür birikiminin eseri olan ve bu ortamı bütün halinde ele alan sosyo-ekonomik coğrafyaya (toplumsal coğrafya) aynı zamanda genel bir ifadeyle kültürel coğrafya da denilmektedir. Hatta bazıları kültürel coğrafyayı beşeri coğrafyaya alternatif bir başlık olarak kullanırlar. Bazı coğrafyacıların yaptıkları tasniflerde, ekonomik coğrafyayı beşeri coğrafyanın içerisine dahil ederek bütün halinde beşeri coğrafya, sosyo-ekonomik coğrafya veya kültürel coğrafya olarak ele almaktadırlar. Konuya başka yaklaşımlar da bulunmakla birlikte beşeri coğrafyanın artık iyice uzmanlaşmış kısımları arasında, nüfus coğrafyası, yerleşme coğrafyası, kültürel coğrafya, siyasal coğrafya ve ekonomik coğrafya gibi başlıklar başta gelmektedir.

Burada belirtilen bütün fikirlerin kendince haklı tarafları olduğundan, sonu gelmez bir tartışmaya girmeden beşeri/kültürel veya toplumsal/sosyo-ekonomik coğrafyayı sistematize ederken, artık geleneksel bir hâle geldiği ve zaten insan faaliyetleri kendi içerisinde üretim yapılan ve üretim yapılmayan faaliyetler olmak üzere iki kısma ayrıldığı için; üretim ile ilgili olmayan konuları beşeri coğrafya içerisinde; üretim ile ilgili konuları ekonomik coğrafya içinde değerlendirmek en doğru yaklaşımdır. 1915 yılında İstanbul Darülfünun’da coğrafya bölümünün kurulmasından sonra teşkilat yapısının şekillenmesinden itibaren, bölümün bir alt dalı olarak gelişimini sürdüren beşeri coğrafya, Türkiye’deki üniversitelerde varlığını koruyan coğrafya bölümlerinin geleneksel dört anabilim dalından biridir.

Yararlanılan Kaynaklar

Gümüşçü, O. (2016). Coğrafyaya Davet. İstanbul: Yeditepe Yayınevi; Johnston, R. (2017). Beşeri Coğrafya: Değişen Disipliner Gündemin Politiği, Düşünme Dergisi, 10: 39-57; Johnston, R. J., Gregory, D.; Pratt, G. ve Watts, M. (2000). The Dictionary of Human Geography. Birleşik Krallık: Wiley; Özçağlar, A. (2003). Coğrafyaya Giriş. Ankara: Hilmi Usta Matbaacılık; Sanır. F. (2000). Coğrafya Terimleri Sözlüğü. Ankara: Gazi Büro Kitabevi.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Tümertekin, E. ve Özgüç, N. (2002). Beşeri Coğrafya İnsan Kültür Mekan. İstanbul: Çantay Kitabevi.