Âsar-ı Atîka ve Müze-i Hümayun

KAVRAM MÜZE Arkeoloji Müzesi Arkeoloji

Âsar (eserler) ve atîka (eski) kelimelerinin birleşmesinden oluşan Âsar-ı Atîka terimi eski eserler anlamına gelmektedir. Osmanlı İmparatorluğu'nda ve sonra Türkiye Cumhuriyeti’nde tarihi ve sanatsal bakımdan öneme sahip eserleri ve yapıları tanımlamak için kullanılan ilk özgün terim olmuştur. XIX. yüzyıl sonundan 1970’li yıllara kadar kullanılmıştır.

Bu terimin ortaya çıkması Osmanlı İmparatorluğu'nun Batılılaşma sürecinde gelişen kültür mirasının korunması döneminde olmuştur. Gelecek nesillere aktarılmak istenen arkeolojik, etnografik her türlü obje ve eser ile mimari mirası tanımlamak için kullanılmıştır. Ortaya çıkmasında Osmanlı sınırları içindeki buluntuların kaçırılmasını engellemek için yapılan girişimler etkili olmuştur.

Osmanlı İmparatorluğu'nda eski eserler ile ilgili ilk yasal düzenleme 1869 tarihli Âsâr-ı Atîka Nizamnamesi’dir. Bu nizamname ile Osmanlı Devleti, ülkede izinsiz kazı yapılmasına ve arkeolojik eserlerin yurt dışına çıkarılmasına engel olmayı amaçlamıştır. Nizamnamede ilerleyen tarihlerde düzenlemelerin yapıldığı görülmüştür. 1884’te Osman Hamdi Bey’in (1842-1910) girişimleriyle eserlerin korunması ile ilgili maddeler detaylandırılmıştır. Buna göre âsar-ı atîka terimi Osmanlı Devleti sınırını oluşturan toprakların daha önceki yerleşimlerinden kalan eserlerin tümü olarak belirlenmiştir. Her türlü madeni paralar; taş, kil ve diğer madenlerden yapılmış obje ve araç-gereçler; saraylar, köprüler, su kemerleri, höyük ve türbeler bu eserler arasında yer almıştır. Âsâr-ı atîka terimi Cumhuriyet’in ilk yıllarında kullanılmakla birlikte zaman içinde Türkçe ifadeyle “eski eserler” terimi kullanılmıştır. 1983 yılında “kültür varlığı” kavramı resmileşirken beraberinde “kültür mirası” terimi de kullanılmıştır. Günümüzde bu terimlere ek olarak “Taşınır ve Taşınmaz Kültür Varlıkları” ifadesi yaygın olarak kullanılmaktadır.

Osmanlı Devleti’nde modern müzeciliğin ilk örnekleri XIX. yüzyılın ikinci yarından itibaren görülmeye başlamıştır. Osmanlı’da müzeciliğin ortaya çıkışında eserlerin korunması ön planda iken eserlerin sınıflandırılarak tanzim ve teşhiri daha sonra görülmüştür. Bu anlamda yapılan ilk ve önemli girişim Sultan Abdülmecid döneminde arkeolojik eserlerin Tophane Müşiri Fethi Ahmet Paşa öncülüğünde Harbiye Ambarında toplanması olmuştur. Silah deposu olarak kullanılan Aya İrini Kilisesi’ne nakledilen eski eserler Eski Silahlar Koleksiyonu ve Eski Eserler Koleksiyonu olmak üzere iki bölümde toplanmıştır. Bu girişimle Osmanlı Devleti’nde 1846 yılından itibaren ilk müzecilik faaliyetleri başlamıştır. Eserlerin sayısındaki artış bir müze kurma fikrini gündeme getirmiştir. Aya İrini’de bulunan eserler Maarif Nazırı Saffet Paşa girişimleriyle Müze-i Hümayûn adı ile ziyarete açılmıştır. Müze-i Hümâyûn’un kuruluşundaki en önemli amaç bu dönem sıklıkla karşılaşılan Avrupalı arkeologların kazılarda ortaya çıkardıkları eserleri ülkelerine götürmelerini engellemek olmuştur. Müzenin ilk müdürü olarak Galatasaray Sultanisi tarih öğretmenlerinden Edward Goold olmuştur. Sayıları giderek artan eserler için yeni bir binaya ihtiyaç duyulmuştur. Yeni müze binası olarak Topkapı Sarayı’nın eski bir bölümü olan Çinili Köşk uygun bulunmuştur. 1881’de yeni Müze-i Hümayun (bugünkü Arkeoloji müzesi) açılmıştır. Ressam, yazar, arkeolog ve müzeci olan Osman Hamdi Bey'in müze müdürlüğü döneminde Osmanlı Devleti, sahip olduğu koleksiyon ile zengin bir müzeye kavuşmuştur. Türk müzeciliğinin gelişimine çok önemli katkılar sunan Osman Hamdi Bey, sadece Müze-i Hümayun idareci olarak değil birçok kazının başlamasında da öncü isim olmuştur. Müze-i Hümayun çok değerli lahitlere sahip olduğu için 1891’da Lahitler Müzesi olarak anılmış ve revize edilmiştir. 1903 ve 1907 yıllarında yapılan ek binalar ile müzenin adı Âsâr-ı Atîka Müzesi olarak değiştirilmiştir. Cumhuriyet döneminde ise İstanbul Arkeoloji Müzesi adını almıştır.

Referanslar

Çal, H. (1997). Osmanlı Devleti’nde Asar-ı Atîka Nizamnâmeleri, Vakıflar Dergisi, 26: 391-400; Çelik, Z. (2016). Asar-ı Atika Osmanlı İmparatorluğu’nda arkeoloji siyaseti. (Çev. Ayşen Gür). İstanbul: Koç Üniversitesi Yayınları.