Vernaküler Mimari

Kavram Mimarlık

Vernakülerin sözcüğünün kökeni; Latince’de çalıştığı evde doğmuş köle anlamına gelen vernadan hareketle yerli ya da bir yere/yöreye özgü anlamında kullanılan vernaculus kelimesine dayanmaktadır. Vernaküler kelimesi, yapı ve yerleşme eylemleri ile ilişkili bir kavram olarak ilk kez, William Morris (1861) ve E. E. Viollet le Duc (1876) tarafından 1800’lerin ikinci yarısından sonra kullanılmaya başlandı. Sıklıkla anonim/ spontane/ egzotik/ ilkel mimarlık kavramları ile karıştırılmakla birlikte söz konusu kavramlar vernaküler mimariyi karşılamakta yetersizdir. Vernaküler mimari, uluslararası literatürde geleneksel/ yöresel /yerli (fr. indigéne) mimariyi tanımlayan ve 1970’lerden itibaren ulusal literatürde de karşılık bulan bir kavramdır. Resmi ve anıtsal mimarin dışında kalan ve dünyadaki yapı stokunun en az yüzde 90’ını oluşturan vernaküler mimari, tarihte uzun bir süre genel mimari görünümün en önemsiz parçası sayıldı ve incelemeye değer bir olgu olarak görülmedi. Günümüzde ise mimarlık, etnografya ve folklor başta olmak üzere sanat tarihi, coğrafya, antropoloji, sosyoloji ve turizm gibi birçok disiplinin ilgi alanına girmektedir.

Vernaküler mimari; “Bir yere özgü doğal çevre özellikleri, sosyal ve kültürel yapı, yerel malzeme ve yapım tekniklerini kullanarak ve geleneklere dayalı olarak üretilen mimarlık” olarak tanımlanabilir. Halkın içinden çıkan, bu konuda eğitim almayan ancak usta-çırak ilişkileri çerçevesinde deneme-yanılma-düzeltme öğretisini kullanarak kendini yetiştirmiş kişilerce gerçekleştirilir. Diğer bir ifadeyle vernaküler mimari; halkın, gereksinimlerini karşılamak üzere kendi imkânları ve koşulları dâhilinde, kültür ve bilgi birikimi doğrultusunda, katılımcı bir yolla gerçekleştirdiği, kolektif bir yapı üretim faaliyetidir. Çoğunlukla evler ve tarımsal hizmet yapılarını kapsamaktadır.

Vernaküler mimarinin biçimlenmesinde topografya, iklim, yönlenme, malzeme ve yapı tekniği gibi ölçülebilen fiziki etkenlerin yanı sıra kültürü oluşturan gelenek, görenek, yaşam biçimi, üretim biçimi, ekonomi, inanç sistemi, tarihi ilişkiler ve sosyal çevre gibi ölçülemeyen değerler de etkilidir. Tüm bu etkenler gözetilerek gerçekleştirilen bir mekânsal düzenleme tamamen içinde bulunduğu yöreye ve halka aittir. Vernaküler mimari moda döngülerinden etkilenmez, kendine özgü bir tasarım yöntemi yoktur. Strüktür ve teknik değişebilir ancak yapı malzemesi doğal ve yereldir. Yapı sistemi, basit ve kolay anlaşılır niteliktedir. Arazi ve iklimle uyumlu, doğaya, insana ve komşuya saygılıdır. Estetik kalite, nesilden nesile aktarılan gelenek sayesinde zamanla kendiliğinden oluşur. Nesiller arası bağ kurduğu için anlam yüklüdür.

İnsanoğlunun doğaya uyum sağlama yeteneği, doğa ile olan ilişkisinde meydana gelen değişimler, zaman içinde farklı koşullara ve ihtiyaçlara yanıt olarak geliştirdiği barınak oluşturma kültürü ve mekâna yüklediği anlamlar vernaküler mimari sayesinde izlenebilmektedir. Vernaküler mimari, bulunduğu yörenin fiziksel özelliklerinin yanı sıra halkın gelenek, görenek ve inançlarını, dünya görüşlerini, değer yargılarını, aile ve akrabalık bağlarını, komşuluk ilişkilerini, gündelik yaşamlarını ve alışkanlıklarını anlamada ve anlatmada kaynaklık eder. Dolayısıyla vernaküler mimari; kültürel miras bağlamında sentaktik, semantik ve pragmatik boyutlarda gelişmiş bir veri kaynağı oluşturur.

Öte yandan vernaküler mimari, Sanayi Devrimi ile birlikte gerçekleşen sosyo-kültürel, bilimsel ve teknolojik değişim sonucu yok olmaya başlayan bir olgudur. Geleneksel dokuların güncel yaşam pratiklerine ve konfor koşullarına uyum sağlayamaması bu durumda etkilidir. Bununla birlikte nesilden nesile aktarılması ile toplumların ortak hafızasında yer eden, iklim ve doğa ile uyumlu, pasif tasarım ilkeleriyle biçimlenen vernaküler mimari, sürdürülebilirlik açısından önemlidir. Kültürel mirasın somut ve somut olmayan öğelerini barındıran vernaküler mimarinin korunması ve yaşatılması sadece kültürel ve ekolojik değil, ekonomik de dahil olmak üzere sürdürülebilirliğin tüm boyutları için elzemdir. Geleneksel dokuların sürdürülebilirliği için turizm, anahtar konumundadır. Zira bilinçli zihinler tarafından kullanıldığında turizm, kültürel çeşitliliğin ve özgünlüğün korunması için iyi bir araçtır. Doğru yönetildiğinde yerel kalkınmanın yanı sıra yerel halkın yaşam kalitesini de artırmaktadır.

Türkiye vernaküler mimari açısından köklü ve zengin bir mirasa sahiptir. Türkiye’nin vernaküler mimarisi; gerek yöreye özgü malzeme ve strüktür kullanımı, gerekse iklime ve üretime göre şekillenen plan çözümü açısından kuzeyden güneye, doğudan batıya çeşitlilik göstermektedir. Bu varlığı bağlamından koparıp müzelerde sergilemek yerine, özgün konumunda koruyarak, çevre bütünlüğü içinde gelecek nesillere aktarabilmek hem kültürel süreklilik hem de yerel kalkınma açısından doğru bir yaklaşımdır. Bu bağlamda kültür turizmi ve sürdürülebilir turizm faaliyetleri önem kazanmaktadır. Geniş bir yelpazede çeşitlenen bu faaliyetler arasında kültürel mirasın özgün konumunda sergilenmesini hedefleyen açık hava müzesi, ekomüze, yaşayan müze gibi yeni müzecilik yaklaşımları ile yavaş şehir (citta slow) hareketi öne çıkmaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Bektaş, C. (2001). Halk Yapı Sanatı. İstanbul: Literatür Yayıncılık; Eyüce, A. (2005). Geleneksel Yapılar ve Mekanlar. İstanbul: Birsen Yayınevi; Özkan, S., Turan, M. ve Üstünkök, O. (1979). Institutionalised Architecture, Vernacular Architecture and Vernacularism in Historical Perspective, METU Journal of the Faculty of Architecture, 5 (2): 127-156; Sezgin, H. (2006). Yöresel Konut Mimarisi ve Türkiye’deki Örnekleri Hakkında, Tasarım+Kuram, 4: 1-20; Sümerkan, R. (1990). Biçimsel Etkenler Açısından Doğu Karadeniz Kırsal Kesiminde Geleneksel Evlerin Yapı Özellikleri (Yayınlanmamış doktora tezi). Trabzon: KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Oliver, P. (1997). Encyclopedia of Vernacular Architecture of the World. New York: Cambridge University Press; Rapoport, A. (1969). House Form and Culture. New Jersey: Prentice-Hall Inc.; Rudofsky, B. (1964). Architecture Without Architects A Short Introduction Non-Pedigreed Architecture. New York: The Museum of Modern Art Co.